İklim değişikliği sadece gelecek nesillerin ödemesi gereken bir fatura değil. Bu aynı zamanda günümüzde insanların sağlıklarıyla ödedikleri bir bedel! Medyanın görevi bu bedeli ortaya koymak olmalı
Hatırlarsanız Kovid-19 salgınıyla henüz tanışmadığımız bir dönemde, Dünya Sağlık Örgütü, iklim değişikliği ile insan sağlığı arasındaki ilişkiyi ortaya koyan bir rapor hazırladı. 2019’da yayımlanan ve 101 ülkede yapılan araştırmanın sonuçlarını değerlendiren raporda şu ifadeler oldukça çarpıcıydı: “İklim değişikliği 21’inci yüzyılın en büyük sağlık tehdidi olabilir.”
Öyle de oldu. Bugün iklim değişikliğinin etkilerinden insan sağlığını korumak her zamankinden daha önemli hale geldi. Çünkü ülkeler, iklim değişikliğine yönelik plan ve stratejileri hayata geçirebilmek için gerekli finansmanın sadece yüzde 38’ini ancak karşıladı. Bu da sadece doğayı değil insan sağlığını da doğrudan tehdit eder hale geldi.
4.5 milyondan fazla insanın hayatını kaybettiği pandemi süreci, Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom’un “İklim değişikliği insanların sağlıklarıyla ödedikleri bir bedeldir” değerlendirmesinin ne kadar isabetli olduğunu da ortaya koydu. Gerçekten de insan yaşamını tehdit eder hale gelen iklim değişikliğinin sadece gelecek nesillerin ödemesi gereken bir fatura olmadığı, aynı zamanda insanların günümüzde sağlıklarıyla ödedikleri bir bedel olduğu da ortaya çıktı. “İklim değişikliğine karşı harekete geçmek ve insan sağlığının günümüzde ve gelecekte korunması için ihtiyaç duydukları kaynaklara sahip olmalarının ahlaki bir zorunluluk” olduğu değerlendirmesinde bulunuldu.
200 sağlık dergisi uyardı
Geçtiğimiz günlerde de uluslararası düzeyde 200’den fazla sağlık dergisi, küresel iklim değişikliği ve olası felaketler üzerine bir bildiri hazırlayarak, dünya liderlerini uyardı. Küresel sıcaklık artışını 1.5 derecenin altında tutmak, doğanın tahribatını durdurmak ve sağlığı korumak için acil eylem çağrısında bulunulan bildiride, küresel değişimin ve doğanın yok edilmesinin insan sağlığı üzerinde geri dönülmesi imkânsız felaketlere neden olacağı belirtildi.
Koronavirüs krizinin ön saflarında yer alan sağlık uzmanları ve akademisyenler de küresel sıcaklık artışı ve doğanın sürekli tahribatına izin vermenin çok daha ölümcül krizlere yol açacağı konusunda birleşiyor. Ve şöyle diyorlar: “Sağlığımız bugün atacağımız adımlarla şekillenecek!”
İklim değişikliğinin küresel bağlamda sağlık üzerindeki etkileri konusunda bir süredir araştırmalar yapılıyor. Ancak dünya medyası, bilim insanlarının küresel ısınmanın tetiklediği sağlık problemlerini ele alan bu araştırmalara yeterince ilgi göstermediği de ortada.
Oysa virüs, küresel iklim değişikliğinin insan sağlığı üzerindeki etkilerinden sadece biri. Birçok araştırma, astım, kanser, kalp ve damar hastalıkları, beslenme konusu, sıcağa bağlı ölümler, zihinsel kusurlar, nörolojik hastalıklar, dang hastalığı gibi enfeksiyonun neden olduğu rahatsızlıklar, suyla bulaşan hastalıklar, havayla bağlantısı olan rahatsızlık ve ölüm vakalarını da iklim değişikliğine bağlıyor. İklim değişikliği ve dünya genelindeki sağlık problemleri arasındaki bağlantının acil bir şekilde araştırılması gerektiği üzerinde duruluyor.
Örneğin günlerce süren California yangını sırasında yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre, felaket sonrasında çocuklarda astım ve solunum sistemi rahatsızlıklarında artış saptandı.
Medyada sağlık haberleri
“Peki, iklim ve sağlık üzerine nasıl bir farkındalık yaratılabiliriz?” sorusu ise henüz yanıtını bulmuş değil. Ama öneriler var:
İklim değişikliğinin sağlık etkileri açısından bir ülkenin mevcut durumunu ve getireceği yükü ortaya koymak.
Sağlık alanında çalışanların, sağlık sektörünü oluşturan tarafların iklim değişikliğinin sağlık etkileri konusunda farkındalığını artırmak.
Toplumun bu konudaki farkındalığını artırmak, bilgilendirmek, eğitmek.
Toplumun iklim değişikliğinin sağlık etkilerine dayanıklılığını artırıcı faaliyetlere başlamak.
Toplumun İklim değişikliğinin etkileri sırasında ve sonrasında olayı atlatma ve yaşama hızla dönme kapasitesini artırmak.
Uzmanların bu önerileri sadece sağlık politikalarını belirlemede bir yol değil, bu öneriler aynı zamanda medyanın sağlık haberleri konusunda evrensel bir farkındalık yaratmasının önemini de ortaya koyuyor.