Belma Akçura

Belma Akçura

bakcura@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Fransız yapımı “Le Bureau des Légendes” adlı dizide, terör örgütü üyesi bir kadını canlandıran oyuncu Melisa Sözen hakkında soruşturma açıldı. 

Nedeni oyuncunun rol gereği de olsa terör örgütünün üniformasını giyerek örgüt propagandası yapması… 

Bu mantıkla birçok dizide teröristleri canlandıran oyuncuların da yargılanması gerekir. 

Hatta yıllardır sayısız dizide devlet adına cinayet işlemeyi meşrulaştıran mafya karakterlerini canlandıran oyuncuların da… 

AK Partili Orhan Miroğlu, X hesabından konuya ilişkin şu yorumu yaptı: 

Haberin Devamı

“Dünyada bir oyuncu hakkında üstelik rolünden ötürü soruşturma açılmasının bir örneği var mı bilmiyorum…” 

Dünyada da belki vardır ama bu tür soruşturmaların bizde ilk olmadığı kesin. 

Geçmişte de çok sayıda ressam, yazar, oyuncu “neyi ima ettikleri” iddiasıyla biraz da niyet okuyan çeşitli suçlamalara maruz kaldı. 

Öyle ki bir şarkının eksik söylenen mısrası suç sayıldı. Sahne dekorunda sinekliğin renkleri delil sayıldı. Eserindeki imzası çekiç-orak benzetildiği için bir ressam yıllarca yargılandı. 

Bir çocuk oyununda hayvan karakterlerinin metafor olup olmadığı dahi tartışıldı. 

Bazı şeyler hiç değişmiyor. 

Örnek çok ama ben birkaçını hatırlatayım: 

***

Yıl 1961... 

Ressamlar İbrahim Balaban, İhsan İncesu, Marta Tözge, Vahi İncesu tutuklandı. 

Sanatçılardan biri suç delili sayılan eserinde 27 Mayıs ihtilalini anlatmak istediğini belirtse de savcı mütalaasında şu yorumu yapıyor: 

“… Sanatçı bundan sonra buna benzer bir hareketin köylü ve işçiden geleceğini ima etmek suretiyle ihtilali yani işçi sınıfının hâkimiyetini kurmak için yapacağı hareketi kastetmekte…” 

Savcı suç delili tablolardan birini daha mahkemeye gösterir ve şöyle der: 

“Bu resimde de elinde güvercin tutan bir köylü kızı var. Ancak bu resimden bir mana çıkartmak mümkün olamamıştır...” 

Sanık sanatçılar bu iddialarla yaklaşık iki ay tutuklu kaldıktan sonra beraat ettiler! 

***

Yıl 1971… 

Gazeteci Uğur Mumcu “Büyüklere Masallar” başlıklı makalesinde şöyle der: 

“Ve halk unutur mu Kemal Paşa’sını! Söyledi türküsünü: Askerinle bin yaşa Mustafa Kemal Paşa, salla bayrağı düşman üstüne, soldan sağa salla bayrağı düşman üstüne...” 

Haberin Devamı

Mumcu hakkında türkünün bir kıtasının tamamını yazmadığı için dava açıldı. 

Türkünün “Soldan sağa, sağdan sola salla bayrağı düşman üstüne” olduğunu hatırlatan savcıya göre Mumcu “sağdan sola” yazmayarak devrimcileri cesaretlendirmişti. 

***

Yıl 1982… 

Nevşehir sahnelenecek ‘‘Becerikli Kanguru” adlı çocuk oyunu yasaklandı. 

Oyunculara yöneltilen sorular ise bir mizaha konu olacak türden: 

“Sütçü tilkinin, süte su katarak orman halkını kandırıyor” şeklinde gösterilmesindeki amaç nedir? 

‘‘Ormanda sık sık sular kesiliyor” sözüyle, ne çağrıştırılmak isteniyor? 

Kanguru başka bir ülkeden geldiği için, çocuklara ‘‘Bizi ancak dış kaynaklı ideolojiler kurtarır” mesajı mı verilmek isteniyor? 

***

Yıl 1990... 

Ankara Birlik Tiyatrosu, Pir Sultan Abdal adlı oyununu sahneliyor. 

Oyunun konusu; Osmanlıya başkaldıran, halktan yana bir ozanın, Pir Sultan Abdal’ın bu uğurda ölümü göze alarak asılmasının hikâyesi... 

Muğla’da emniyet oyundan hemen sonra tiyatrocuların hepsini gözaltına alıyor. 

Haberin Devamı

35 kişilik dev bir kadrodan oluşan oyuncular karakola sığmayınca komiser şöyle diyor: Oyunda devlet görevlisini oynayanlar serbest, Pir Sultan Abdal’ı ve isyankâr halkı oynayanlar kalsın! 

Dünün bu trajedileri bugün bizi nasıl güldürüyorsa, yarın da bugünün trajedilerine güleriz belki… 

Kim bilir?