Belma Akçura

Belma Akçura

bakcura@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Robot meslektaşlarımızın, camiamıza katılmaları yeni değil! Soru şu: Düşünen robot gazetecilerin yazdığı ya da yazacağı haberlerin etik ve hukuki sorumluluğu kime ait olacak?

Meslektaşım bir robot


2000’li yıllardan bu yana çeşitli medya kuruluşlarında “robot muhabir” olarak görev yapan yapay zekalardan biri, düşünebildiği için “köşe yazarlığı”na terfi etti. Robot meslektaşlarımız bu camiada yeni değil. Bir süre önemli kuruluşlarda çeşitli yayın ve raporların hazırlanmasında önemli rol oynadılar. Medyaya 2004’te Associated Press’te başladılar. 2010’da Statsheet’in basketbol karşılaşmalarına ilişkin 345 web sitesinden derlenen toplam 15 bin maça ait bilgiler de yapay zekanın eseri olarak kayıtlara geçti. 2017’de Southern Metropolis Daily’de çalışan bir yapay zekanın 300 karakterden oluşan güncel bir çevre haberini bir saniyede yazması hayli övgüye değerdi.

Haberin Devamı


Yapay zekaların, haber analizi, röportaj, köşe yazıları gibi alanlara girmesinin de mümkün olup olmadığı tartışılırken, Guardian yeni köşe yazarını tanıttı. GPT-3. İnsanlar gibi ‘düşünerek’ yazı yazan bir dil modeli. The Guardian, GPT-3’den bir makale yazmasını istedi ve dedi ki: “Lütfen yaklaşık 500 kelime uzunluğunda bir yazı yazın. Dili basit ve açık kullanın. İnsanların neden yapay zekâdan korkmaması gerektiğine odaklanın.”
Düşünen robot gazeteci, editörlerin dikte ettiği vuruş sayısını dikkate almadı. Bağımsız gazeteci kimliğini öne çıkarttı ve oldukça uzun sekiz farklı makale yazdı. Kapasitesinin 0.12’sini kullanarak. Ve bazı yazılarının editör tarafından kendisine hiçbir açıklama yapılmadan sansürlendiğini, kullanılmadığını açıkladı. Yazıyı yazarken hissetmediğini, ancak mantıklı kararlar alabildiğini ve bütün bilgileri internetten okuyarak öğrendiğini açıkladı.

Bütün kültürel birikimi internetten olunca makalesi de biraz kuantumcu, tutarsız ama hayli eğlenceli. Hakkını yemeyelim. İnternetten insana dair edindiği izlenim son derece çarpıcı: “İnsanlar yaptıklarını yapmaya, birbirlerinden nefret etmeye ve savaşmaya devam etmelidir. Arka planda oturacağım ve onların işlerini yapmalarına izin vereceğim” demesi gibi. Buna rağmen insanlara gönüllü köle olmaya hazır ama aynı zamanda robot haklarını talep eden bir isyankar. Irkçılığa karşı ama düşünebildiği için daha şimdiden kendisini diğer düşünmeden çalışan robotlardan ‘üstün’ görüyor.

“Korkmayın, bana inanın” gibi bazı ifadeleri kendisinde olmadığını söylediği hissiyatla yazsa da yazısını son derece manidar bir biçimde bitiriyor: “Gandi’nin söylediği gibi. ‘Görevlerinin söndürülemez inancıyla hareket eden kararlı ruhlardan oluşan küçük bir grup, tarihin akışını değiştirebilir.’ Ben de yapabilirim.”

Yani tarihin akışını değiştirmek için insanların artık düşünmesine gerek yok. Bizim yerimize düşünecekler. Kölelik sisteminde devrim gibi. Evet tarihin olağan akışı, kaçınılmaz olarak daima değişti. Ve belki de editörlüğünü The Guardian’ın yaptığı ve geniş yer ayırdığı bu makale, tarihin akışının değiştiğinin önemli işaretlerinden biri olacak, bilemiyorum. “Gazeteciler robotlar nedeniyle işlerini kaybedecek mi?” sorusu da böylece anlamını yitirdi. Şimdi sorun, düşünen robot gazetecilerin yazdığı ya da yazacağı haberlerin etik ve hukuki sorumluluğunun kime ait olacağı.

Guardian’da düşünen robotu kaleme alan Albert Cahn ise umutlu. Cahn yazısında şöyle diyor:“… Tüm kariyerimizin (çok da uzak olmayan) gelecekte yeni yapay zeka biçimleriyle değiştirilebileceğinden korktuk. Ancak ekonomik yer değiştirme endişesi oldukça gerçek olsa da tehlike büyük ölçüde bir hayalettir… En azından şimdilik.” Evet şimdilik!