Belma Akçura

Belma Akçura

bakcura@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Milliyet Gazetesi Fotoğraf Servisi Müdürü Bünyamin Aygün’ün “Kara Kıtanın Beyaz Çocukları” sergisinde, insanlığın nereye doğru yol aldığını kare kare izliyorsunuz...


Dünyada ırkçı zihniyetin ve savaşların sonu yok gibi…

Savaşlarla bulunduğunuz coğrafyada sizin kaderinizi belirliyorlar. Kökeninize, dininize, dilinize, cinsiyetinize, cinsel tercihinize, derinizin rengine bakıyorlar. Farklı olana yönelen nefret söylemlerini, nefret suçuna dönüştürüyorlar. Kendilerine benzemeyen insanları daima ötekileştirerek yalnızlaştırıyorlar.

Haberin Devamı

Mülteci olan, ayrımcılığa uğrayan, onuru çiğnenen, ezilen, aşağılanan, yok sayılan insanın ne yaşadığını hissettiğini asla bilmiyorlar.
Savaşlar ve ırkçılık üzerine yüzbinlerce sayfalık kitaplar yazabilirsiniz ama bazen de olanı biteni tek bir fotoğrafla hafızalara kazırsınız…

Kara kıtanın ötekisi: Beyaz çocuklar


Bütün hikâye bir karede

Bünyamin Aygün bunu yapıyor; bazen çektiği tek bir kare fotoğrafla bütün hikâyeyi özetliyor.

Üzerlerine yağan bombalardan dehşet içinde kaçan korkmuş, sinmiş çocukları, sınır kapılarına dayanan insanları; açlığı, yoksulluğu, sefaleti beraberinde getiren savaş politikalarını, ırkçılığı fotoğraflarla kanıtlıyor. O fotoğrafları bir belge gibi sunuyor.

Bir gazeteci için haberiyle fotoğrafıyla basın tarihinde hak ettiği yeri alması elbette çok önemlidir. Ama daha da önemlisi bunu kitlelerle paylaşabilmesidir. Kalemini, fotoğrafını bir esere dönüştürebilmesidir.

Kara kıtanın ötekisi: Beyaz çocuklar



Milliyet Gazetesi Fotoğraf Servisi Müdürü Bünyamin Aygün’ün ilk sergisi “Sınırdaki İnsanlar”dı. Orada mültecilerle buluşuyorsunuz. Bir savaşın ağır travmatik sonuçlarını, ailesini sevdiklerini geride bırakan çaresizliğin sürgün yemiş insan yüzleriyle tanışıyorsunuz…

“Kara Kıtanın Beyaz Çocukları”

Aygün’ün İstanbul Kültür Üniversitesi Sanat Galerisi’ndeki ikinci sergisi bizi çok daha ağır bir başka sorunla yüzleştiriyor. “Kara Kıtanın Beyaz Çocukları” ile… Afrika topraklarında lanetlenen, büyü için öldürülen, elleri, ayakları, kulakları kesilerek Vudu (Voodoo) büyücülerine satılan albinoların dramıyla! Albinoların yaşam mücadelesine yakından tanıklık eden 45 fotoğraf, insanlık dışı uygulamalara maruz kalan albinoların sesi oluyor.

Kara kıtanın ötekisi: Beyaz çocuklar



Bir gazetecinin fotoğraflarıyla hayatı kavramak isterseniz de şunu öğreniyorsunuz:

Herkesin bir ötekisi var! Tarih boyunca beyazların ötekileştirdiği, aşağıladığı, yok saydığı siyahların ülkesinde, bu kez vücutlarındaki bir pigmentin eksikliği nedeniyle “beyaz” doğan albinolar zulme uğruyor. Afrika’nın en fakir ülkelerinden biri olan Tanzanya’da albinoların uzuvları, şans getirdiği inancıyla kesilip satılıyor.


Ve galiba en büyük gerçek hastalık, insanı teninden, renginden, dininden, inancından, kökeninden dolayı ötekileştirmek değil midir? Bünyamin Aygün deklanşöre her bastığında “insanlığın bir sorununa dokunduğunun” bilincinde. Kara Kıtanın Beyaz Çocukları Albinoların fotoğraflarını çekerken de şöyle demişti: “Çok saf, çok güzel insanlar ‘kötülük’ ne demek bilmiyorlar…”

Nietzsche “Sizin kökeniniz, nereden geldiğiniz değildir... Tersine, bundan sonra onurunuzu oluşturacak olan nereye gittiğinizdir” der. Kara Kıtanın Beyaz Çocukları Sergisi insanlığın nereye doğru yol aldığının belgelerinden biridir ve önemlidir.