Medya dünyanın geleceğini tehlikeye sokan virüsler ya da salgınları önleyecek aşılarla ilgili komplo teorilerine itibar etmeden “dünyayı kurtarma projeleri”nin peşine düşmeli. Bu projelerin önemini tekrar tekrar hatırlatmalı
Altı yıl önce, 2015 Nisan’ında dünyayı umursayan bir adam; elinde haritalar, istatistikler ve onlarca örnekle küresel felaketlere dikkati çekti. Ve dedi ki; “Önümüzdeki 10 yıllık zaman dilimlerinde eğer 10 milyondan fazla insan ölürse bu savaştan değil, hızla yayılabilen bir virüs yüzünden olur.”
Bu tespiti yapan bir doktor değildi. İnanılmaz toplumsal projelerin altına imza atan Microsoft’un kurucusu iş insanı Bill Gates’ti.
Ve o gün; salgın hastalıklara dair çok önemli şeyler söyledi. Mesela dedi ki; “Dünyanın salgın hastalıklara karşı küresel başarısızlığı daha güçlü, daha tahrip edici başka salgınların kapısını aralıyor. Zaman aleyhimize işliyor. Ebola virüsü bir uyarıdır. Bir sonraki salgında bu kadar şanslı olamayabiliriz. Bulaşıcı hastalığa kapıldığı halde kendini iyi hisseden, uçağa binen ya da markete gitmiş insanlardan virüsü kapabiliriz… Virüsün kaynağı doğal bir salgın ya da bioterörizm olabilir.”
Nükleer yerini virüse bıraktı
Ve uyardı: “Önümüzdeki olası salgınlar için hazır değiliz.” Neden? Çünkü devletlerin, nükleer bir felaketi önlemek için yaptığı inanılmaz büyüklükteki yatırımlara karşın “sağlık güvenliği”ni yok saydığı artık bilinen bir gerçek. Dolayısıyla Gates’in ister doğal yollarla ister bioterörizm yoluyla bir virüsün milyonlarca insanın hayatını alabileceğine dikkati çekmesi boşuna değil!
Onu komplo teorileri üretmekle suçlayanlar oldu, ama bu bir komplo değil, bir durum tespitiydi. Ve koronavirüsle gerçek oldu. Çünkü felaketlerle, savaşlarla, salgınlarla çok büyük yıkımlara uğrayan dünya tarihini doğru okumak, aynı zamanda insanlık tarihinin önündeki en önemli rehberdir. Ve o, rehbere bakıp yol gösterdi. “Küresel bir sağlık sistemine ihtiyacımız var” dedi. NATO nasıl ki bir savaş durumunda çok hızlı harekete geçebilecek taşınabilir bir birime sahipse, dünyada salgın hastalıklara karşı aynı şekilde bir birim hazır hale getirilebilmeli. Ama getirilemedi. Çünkü dünyayı doğru okuyanların geleceğe ilişkin durum tespiti ve önerileri, olayları komplo teorileri olarak yorumlayanların çıkardığı gürültü nedeniyle duyulmadı, hâlâ da duyulmuyor. Öyle ki; nükleer bir felaket yerini gözle görünmeyen bir virüse bıraktığından beri ortaya atılan komplo teorilerinden ciltler dolusu kitap çıkarabilirsiniz.
Küresel iklim ve bioterörizm
Geçtiğimiz günlerde YouTube’da Veritasium isimli kanalda sunucu Derek Muller, Bill Gates’e altı yıl önce salgınlarla ilgili uyarısını hatırlatarak sordu: “Bu uyarıda bulunduktan sonra dünyanın buna hazırlanmaması size kendinizi nasıl hissettirdi?”
Gates, “Ben demiştim demek, insana iyi hissettirmiyor. Daha ikna edici ya da inandırıcı olabilir miydim? (...) Ama dünyanın koronavirüsten daha kötü sonuçlarla karşı karşıya kalmaması için ‘küresel iklim’ ve ‘bioterörizm’ konularında önlemlerimizi şimdiden almalıyız.”
Söylemek istediğim şu: Medya dünyanın geleceğini tehlikeye sokan virüsler ya da salgınları önleyecek aşılarla ilgili komplo teorilerine itibar etmeden “dünyayı kurtarma projeleri”nin peşine düşmeli. Bu projelerin önemini tekrar tekrar hatırlatmalı.
Bütün servetini daha iyi bir dünya için harcayan, Bill Gates gibi dünyayı umursayan ve çözüm üretenleri izlemeye devam etmeliyiz.
Belki biz de dünyanın geleceğine hiç değilse, dünyayı doğru okuyarak katkı sunabiliriz.