Banu Şen

Banu Şen

banu.sen@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

BU aralar herkeste bir ‘twitter’ merakı... Yazarlardan, yönetmenlere, mankenlerden artistlere, gazetecilere kadar... twitter çılgınlığı almış başını gidiyor! Kimin nerede ne yaptığını twitter’a bakıp öğrenmek mümkünmüş. Magazin haberleri bile artık twitter’dan çıkıyormuş. Twitter’la uzaktan yakından işim olmadığı için böyle ‘mişli’ geçmiş konuşuyorum ama bir yandan da ‘bazı’ meraklarım yok değil. Bunlar daha çok, ‘Ne olacak bu twitter’cıların sonu?’ yönünde. İşte ben tam, ‘Allah bu twitter’cıların sonunu hayır etsin’ diye düşünürken imdadıma bir psikoterapist yetişti.
Psikoterapist Çağatay Öztürk, ulusal gazetelerin eklerinden birinde, “Kişiler aidiyet sorunu yaşadıkları için bu tarz sitelere girip kendilerini var etmeye çalışıyor. Orada yazanlar teşhirci, okuyanlar da röntgenci!” diye bir açıklamada bulundu. Kontrolsüz bir şekilde twitter’a girenleri de psikanaliz yaptırmaya çağırdı.
Öztürk; araştırmalara, çalışmalara dayanan bu düşünceye nasıl varıldığını da şu cümlelerle aktardı: “‘Ben şu an duştayım’, ‘Seviştim’, ‘Çok heyecanlı bir gece geçirdim’ demek normal bir şey mi? Bu tamamen teşhirciliktir. Bunları yazanlar, özgüven sorunu yaşayan kişiliklerdir. Teoriler de aynı şeyleri söylüyor! Aidiyet kavramından yoksun kişiler, genellikle böyle sanal ortamlarda kendilerini var etmeye çalışır. Kendilerini bir yere ait hissetme iç güdüsüyle böyle bir ortama girip, özellerini paylaşırlar. Bu durum insanın aklına ‘kastrasyon kompleksini’ de getiriyor. Freud’un ‘kastrasyon kompleksi’ ile twitter’da özelini paylaşmayı açıklayabiliriz. İnsanlar, değer verdikleri şeyi kaybetmekten korkar. Bu kadar özelini ve mahremini, yani bu kadar kaybetmekten korktuğu şeyi umuma açan insan, ‘kastrasyon kompleksini’ aşamamış demektir. Biz buna twitter’dakiler ‘penis kaybetme kompleksinin bir uzantısını’ yaşıyor diyebiliriz.”

Twitter’da yazanlar teşhirci; okuyanlar da röntgenci mi


Öztürk’ün açıklamalarının ardından sadece mankenler, şarkıcılar ve oyuncular eleştirildi ama ‘twitter’ı en çok kullananlar arasında yazarlar geliyor... Hele köşe yazarları! Twitter’cı köşe yazarı sayısı az değil ancak tepkilerden onların da sayısı azalmaya başladı.
Kimine göre gazeteci istediği siteye girmekte özgür kimine göre gazetecinin işi kendi ne yaptığını insanlarla paylaşmak değil. İşte köşelerden tüm bu vuruşlar sürüp giderken, psikoterapist Çağatay Öztürk kontrolü kaybeden twitter’cılar için son noktayı koyuverdi: Haydi twitter’cılar psikanalize! Baksanıza işin ucu ‘kastrasyon kompleksi’ne kadar gidiyormuş. Her şeyin kontrollüsü makbul. Bu, her iş için geçerli... Aman kontrolü kaybetmeyin!