BUNDAN birkaç hafta önce seçimle yeni göreve getirilen İzmir Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu, bir akşamüstü buluşturdu bizi... Aynı şehirde yaşayıp da, telefonla konuşup da görüşemediğimiz pek çok arkadaşımızla; özlediğimiz hocalarımız, ustalarımızla güzel bir akşam geçirdik. Anılar, kahkahalar, eksikler, hüzünlü anlar... Her ne kadar bazen “Kahretsin!” desek de bu mesleği yaparken, neden çok sevdiğimizi anladığımız anlardan biriydi. Biz aslında hepimiz ayrı ayrı köşelerinde olsak da aynı paydada birleşiyor; tüm günü, ayları, yılları birbirimizden uzak geçirsek de hep aynı şeyleri yaşıyoruz. Ve biraraya gelince de hiç kopmamış gibi kaldığımız yerden devam ediyoruz.
İşte İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Tarihi Havagazı Fabrikası’ndaki buluşma da benzer duyguların yaşandığı bir akşamdı.
Hala ısrarcıyım
Tarihi Havagazı Fabrikası’na açıldığı günden bu yana iki - üç kez gittim. Hepsi de bir akşamüstü buluşması, kokteyl gibi etkinliklerdi. Hatta kentin “kültür sanat” merkezi de olması planlanan mekanın bu işlevi çok da yerine getirmediğinden yakınan yazılar da yazdım. Olabilir... Belki bu düşünceyle planlanıp daha sonra kokteyl, yemek gibi etkinlikler için daha uygun olduğu tespit edilmiş olabilir... İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden hiçbir açıklama gelmedi. Bu yüzden de ben hala, Havagazı Fabrikası’nın günlerce, aylarca basın aracılığıyla anlatıldığı gibi bir merkez olarak kabul ediyorum.
İşte bu sebepten, neden orada anlatılan faaliyetlerin yapılmadığı sorusunu sormakta ısrarcıyım.
İçeriden gelen org sesi
İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin o geceki buluşmasına gelince... Dostlar da biraraya gelince o mekan gerçekten büyülü gibi geldi gözüme. Ama o büyüyü ne bozdu biliyor musunuz? Tarihi mekanın içinde kalan ve sonradan eklenen binaya doğru yürüyen, gece kıyafeti giymiş hanımlar, takım elbiseli beyler ve koşuşturan çocuklar. Gözlerime inanamadım! Yanımdakilere sordum... Birbirimize baktık kaldık... Sonra sorduk soruşturduk. Meğer düğün, nişan törenleri yapılıyormuş.
Kulak kabarttım. İçeriden org ve türkü sesi geliyordu. Şaka sandım ama gerçekmiş!