İZMİR’İ seviyorum... Hele seçim zamanı daha çok seviyorum! Sevenler çoğalıyor ya... Ne de güzel projeler boy gösteriyor meydanlarda. Aklınıza ne gelirse artık, saymayayım ben. Biliyorsunuz siz de. Anlatılanların yapılacağını hayal ediyorum. “Vay be” diyorum. Sonra aradan beş yıl geçiyor. Beş yıl önce anlatılanlarl yapılanlara bakıyorum, yine “Vay be” diyorum. İşte İzmir’i bu yüzden seviyorum. Tüm hoyratça üzerinde tepinenlere rağmen hala dimdik ayakta ya...
İzmir’i sevdiğimi; durup, dalıp düşündüğüm yerlerden biri de tarihi Asansör... Akşamüzeri, akşam, öğlen, sabah. Günün her saati İzmir, Asansör’den bakınca gözüme öyle güzel görünüyor ki. Seyrine doyamıyorum. Bulutlu havada da, güneşli havada da, soğuk havada da aynı güzel manzara. Tarihi asansörle yukarı ilk çıktığım günü hatırlıyorum. Dario Moreno Sokağı’nın taşlı yolunun ardından, metal parayı uzatıp, sonra da tarihçesini okuyup heyecanla yukarıya çıktığım günü... Onun o eski halini, camlı bölümünden dışarıya dalıp gittiğimi...
14 Şubat’ta yenilendi
Belki bilmeyenler vardır... Asansör, Nesim Levi Bayrakoğlu tarafından 1907 yılında inşa ettirilmiş. Eski İzmir’de Asansör Çıkmazı Sokağı’nın iki yanındaki sakız evlerinde Museviler otururmuş. Mithatpaşa’dan Halilrıfatpaşa Caddesi’ne çıkmak için 155 basamak merdiveni tırmanmak zorunda kalan halka kolaylık olması amacıyla inşa ettirilmiş. Son sahibi Asansör’ü İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağışlamış. Önceleri suyla çalışan asansör 1985 yılında belediye tarafından elektrikle çalışır hale getirilmiş. 1993’te rahmetli İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina tarafından restore ettirildi. Asansör hem tarihi dokusu hem de restoran, kafeterya ve bar üçlemesiyle aslında daha çok ilgiyi hak eden bir mekan. İzmir Büyükşehir Belediyesi, 14 Şubat’ta Asansör’ü yenilenen haliyle İzmirlilerle buluşturdu.
Tam bir hayalkırıklığı
Tarihi Asansör’e geçen hafta gitme şansım oldu. Yeni halini merak etmiyor da değildim. Yaklaştığımızda Mithatpaşa Caddesi’nde Asansör’ün eteklerinde kalan yıkık, tarihi binaların önüne çekilen renkli panolar dikkatimi çekti. Tarihi sokağa girişin havasını değiştirmiş. Ancak yukarıdaki restorana çıkmak için asansöre bindiğimde tam bir hayalkırıklığı yaşadım. Hani şu eş yıldızlı otellerin metal, ışıl ışıl, gazinovari asansörleri var ya... İşte tarihi Asansör’ü öyle otelvari bir şekle bürümüşler. Dışarısı da artık görünmüyor üstelik. Kapalı bir metal kutunun içinde mor ışıklı, biraz da Ortadoğu-Arap otelinde odanıza çıkar gibi bir atmosferdesiniz. Camların güvenlik gerekçesiyle kaldırıldığını öğrendim sonra...
Ama pek de inandırıcı gelmedi. 100 yıldır var bu Asansör! Hemen içindeki tabelada yapan firma da dikkatimi çekti...
“Asansörümüze ne yaptınız?” dedim içimden... Allah’tan yukarı çıkınca manzara unutturuyor da... O zaman da şöyle iç geçiriyor insan, “İyi ki İzmir’in manzarasına dokunamıyorlar.”