Banu Şen

Banu Şen

banu.sen@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Kızılderililer ‘Birini yargılamadan evvel, yargılayacağın kişinin makosenleriyle dolaş’ demişler.
Nobel Ödüllü yazar Gabriel Garcia Marguez ise ‘Dünyanın herhangi bir yerinde herhangi bir insanın yüzüne patlayan tokadı kendi yüzünde patlamış gibi hissetmiyorsan insan değilsin’ diye ifade etmiş. Reha Yünlüel ise şiirinde;
“Yer değiştirdiğinde/ayna ile insan/gölge ile ten/ölüm ile ölüm/iz ile bırakan/daha bir anlar/bir “yer’i”...
dizeleriyle anlatıyor. Hepsi de kendini başkasının yerine koymayı, yani empatiyi tarif ediyor. Aslında son zamanlarda çok kilişe, herkesin ağzına da pelesenk olan bir kelimeye döndü “Empati” ve “Empati kurmak” 

Kendini başkasının yerine...

Empatiyle tiyatroda tanışmışlığım var ilk. Çok da anlaşılır ve kolay ezberlenir bir tanımı vardı: “Empati, bir insanın kendisini karşısındaki insanın yerine koyarak onun duygu ve düşüncelerini doğru olarak anlamasıdır. Empatik iletişimden söz edebilmek için ilk olarak empati kuracak kişinin kendisini karşısındakinin yerine koyarak, olaylara onun bakış açısı ile bakması; ikinci olarak empati kurma sürecinde duygusal ve bilişsel bileşenlerin her ikisinin de bir arada bulunması, üçüncü ve son olarak ise empati kuran kişinin zihninde oluşan empatik anlayışın karşıdaki kişiye iletilmesi gerekmektedir.”
O zamanlar her koltuğa oturup, sahnede tiyatro izlediğimde, ister istemez empatiyi düşünürdüm. Ama kendi hayatımda empatiye sempatim hiç olmadı. Kendimi çok da fazla birinin yerine koyup hareket etme ihtiyacı duymadım.
Tiyatro dışında ise ilk kez, yazdığım bir haberde karşılaşmıştım. Bundan yaklaşık 10 yıl önce Emniyet Genel Müdürlüğü, 1 Mayıs ve benzer toplumsal olayların ardından polise empati eğitimi verileceğini açıklamıştı. Ardından bu eğitimin geliştirildiğini ve özellikle de çevik kuvvetin “Kontrolsüz güç” kullanmasını engellemek amacıyla bir dizi önlem arasına alındığını da duymuştum. “Zihinsel Değişim” projesi çerçevesinde empati duygusunun gelişmesi, “öteki” duygusunun kalkması sağlanacaktı. Orantısız güç kimi zaman gündeme gelse de, o değişim yaşandı. 

Polisteki empati eğitimi Eshot şoförlerine de verilsin
Zorunlu olsun
Ancak bunda yöneticilerin etkisinin eğitimden daha fazla olduğu inancındayım. İstanbul’un yeni Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın’ın ‘Münevver Cinayeti’yle ilgili, “Her polis kendi evladının failini arar gibi arıyor” açıklaması ya da İzmir Emniyet Müdürü Ercüment Yılmaz’ın “Kendi anne babanıza teşkilatla karşılaştığında nasıl davranılmasını istiyorsanız vatandaşa öyle yaklaşın’ açıklamaları bu inancı güçlendiriyor.
Aslında benim empati eğitiminin zorunlu olarak verilmesini düşlediklerim var. Başında da Eshot şoförleri geliyor. Öyle çok şikayet var ki.... Ve bizim de başımıza öyle çok geliyor ki... Belediye şoförlerine psikolojik eğitim verildiğini biliyorum. Ama bu eğitimlerin şimdi ne aşamada olduğunu bilmiyorum. Benden bir öneri: Empati duygusunun gelişmesini sağlamak için çalışmalar yapılabilir. Eğer; kendini başkasının yerine koyma eğtimi veriliyorsa da demek ki yeterli değil. Kızılderililer’in yukarıdaki sözünü Eshot’a anımsatmakta fayda var!