Yaşı almış ama karizmayı çizdirmemiş erkeklerden sonra, sıra mihrap yerinde kadınlarda... Yine bir konser örneğiyle başlayayım da haksızlık olmasın.
Ajda Pekkan konserindeyiz... Yer yine Fuar Açık Hava Tiyatrosu. Sıcaktan öyle mayışmışız ki, ‘Konser başlasa da canlansak’ diyoruz. Doğruyu söylemek gerekirse o zamana kadar da hiç ‘Süperstar Ajda’ konserine gitmemişim. Bu içimiz bayılmış halimiz, birden uzun bacaklı, minili o sarışın kadının sahneye fırlamasıyla diriliveriyor. Ne şarkıyı hatırlıyorum şimdi, ne sesi çok iyi miydi diye beğenileri... Tek aklımda kalan pırıl pırıl kostüm, parlayan cilt ve uzun bacaklar. Konser boyunca sadece bakıyoruz, dalıp gidiyoruz. Ağzımız açık, birbirimizi dürtüyoruz... Sesini çok sevmem, hele yarım yamalak dansını! Ama kim ne derse desin estetiğin bu kadar yakıştığı bir kadın ben hiç görmedim. Ajda Pekkan’a estetik mucizesi diyebiliriz. Yaptırdığı botoksların, gerdirmelerin, silikonların, çektirmelerin sayısın kendisi bile bilmiyordur. Eski fotoğraflarına bakan birinin onu o haliyle tanıması imkansız. Ama yakışıyor işte. Çünkü o aynı zamanda kendine de deli gibi bakıyor. 63 yaşında ama genç kız gibi görünüyor. Sadece, abartmadan, artık ara vermesi gerektiğini de düşünüyorum. Sezen Aksu ile birlikte şarkı söyledikleri TRT’deki programda ikisi için de biraz hayal kırıklığına uğradım çünkü...
Neyse, dönelim ana konumuza... Kadınlarda yaş alıp gitmeye başlayınca çareler de ortaya çıkıyor. Botoksla yılların kırışıklarını ortadan kaldırmak, ince dudakları silikon takviyesiyle pofuduk yastık kıvamına getirmek, yanakları sıkılası hale getirip şişirmek, kaşları biraz kaldırıp ifade vermek... Daha da bilmediğimiz her gün yeni türeyen estetik formülleri... Bütün iş ayarı tutturmakta. Bu formüllerin ucunu kaçıranların da neye döndüğünü görüyoruz. ‘Ondan da bundan da’ diye yüzüne maymun iştahla he bulursa doldurtanlar Ajda Pekkan gibi ‘estetik mucizesi’ olmak yerine faciaya dönebiliyor. O pofuduk