Banu Şen

Banu Şen

banu.sen@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

SEÇİM sonuçlarının ertesinde, zafer sarhoşluğuna kapılmadığı gözlenen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve Milliyet EGE yazarlarıyla iki saatten fazla sohbet ettik. Başkanın ikinci döneminde yaptığı bu ilk röportajda, ön plana çıkan; yapacaklarının dışındaki bir ayrıntı fazlasıyla dikkatimi çekti. Röportajda kısa bir bölüm olarak yer aldı ama geride kalan birkaç küçük detayı yazmadan edemezdim. Aslında son birkaç yazımın İzmir Büyükşehir Belediyesi’yle mutlaka buluştuğunu fark edip vazgeçer gibi de oldum ama... Kimse yanlış anlamasın. İlgi alanıma giren konularda İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin çok fazla icraatı olduğu için ortaya çıkıyor bu durum. 

“İçerikle ilgili zaafiyetim var”

Kocaoğlu ile aynı fikirdeyim
“Anadolu Medeniyetleri Müzesi binasından daha çok ben içeriğiyle ilgiliyim. Teşhir edeceğimiz, insanlığa sunacağımız çok eserimiz var bizim. Ünlü bir mimarın yaptığı binadan çok kendi zenginliklerimizi öne çıkarmayı daha doğru buluyorum. Yani harcadığınız paranın işlevsel olması lazım. Mesela Ahmed Adnan Saygun da bugün Türkiye’nin en işlevsel yapılardan bir tanesi bana göre. Yapacağımız opera binası da bu kente katkı koyacak. Taahhüt ettiğim şeyleri gerçekleştirdiğimde; ben bu kentin kalkınacağına inanıyorum.”
Böyle diyordu Başkan Kocaoğlu... Bu satırların arkasında, gazetenin sütunlarında yer almayan birkaç cümle daha vardı ki onlar da çok dikkatimi çekti. “İçerik benim için çok önemli. Ben böyle bir adamım. İçerikle ilgili zaafiyetim var. Binanın içinde yapılanlar önemli.”
İşte ben de aynen Başkan Kocaoğlu gibi düşünüyorum. Binalardan çok içerik, onu dolduranlar önemli. O binaların içindekilerle yaşadığını, yaşananlarınsa binanın içindekilerle çoğaldığını düşünenlerdenim. Bu köşede hep dile getirdiğim gibi, içerik benim de zaafiyetim...
Başkan’la aynı düşüncede olduğumuza göre; bazı hatırlatmalarda bulunmakta da fayda olacak. Belki seçim koşuşturmasından, belki yoğunluktan; telaştan, heyecandandır ama Başkan Kocaoğlu’nun zaafiyeti olduğu bazı binaların içeriklerini doldurup doldurmadıkları konusunda kaygılarım var. Aslında ben bu iki yapının da içerikleri hakkında bilgi sahibiyim. Ancak Başkan’ın da dikkatini çekip, sorup soruşturmasını arzu ederim. Biri; her önünden geçişimde “Ne güzel” diye iç geçirdiğim Havagazı Fabrikası diğeri de Ahmet Adnan Saygun Kültür Sanat Merkezi... Bu yapıların şimdiki içerikleri, ortaya konulan emekleri karşılıyor mu?
Yoksa, önümüzdeki sanat yılında İzmir’de “kültür-sanat fırtınası” estirmeye mi hazırlanıyorlar?!!