Banu Şen

Banu Şen

banu.sen@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları

‘İncelik’li bir akşam yemeği


“İNCİNDİM, incitildim derinden/Terkettim kendimi/Tesadüfen karşılaştım içimde/Kendimle yeniden’ diyor Sertab Erener. Çoğu zaman incelikler yüzünden yanlış bile anlaşılır insan (!) Ya da herkesi düşüne düşüne kendini kırdığının farkına varır.
‘Siz yine de incelikli davranın/Benim kadar değilse de/Ben bu yüzden, incelikler yüzünden/ Belki daha çok üzüldüm’
Aynı şekilde Hacı Bektaş Veli’nin ‘İncinsen de incitme’ sözünü de unutmamak gerekiyor.
Küçücük de olsa mutlaka her inceliğin, verdiğiniz değerin bir gün yerine ulaşacağından emin olun...
14 Mayıs’ta, uzun zamandır görmediğim inceliğin, zarif bir yemekte farkına vardım. Durduk yerde, hiç olmadık bir zamanda düşünülmek nasıl da mutlu ediyormuş! Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, İzmir’deki kadın gazetecilere Balçova Termal Crea Clup’ta yemek verdi. Bu yemeğin altında belki çok şey arandı. Kadınlara ayrılmış özel bir güne rastlamıyordu o tarih. Bana kalırsa da sadece bir ‘incelikti’. Önce ‘Neden gazeteciler kadın ve erkek diye ayrıldı?’ diye düşünmedim de değil. Ancak yemeğe gittiğimde farkına vardım. Başkan Kocaoğlu’nu ilk kez bu kadar rahat, güleryüzlü gördüm.

4 yıl önceydi
O gece Başkan Kocaoğlu, kadın gazetecilerin sorularını yanıtlamaktan yemek bile yiyemedi. Beni en çok sevindiren ise hayalindeki İzmir’le ilgili soruya verdiği yanıttı. Başkan Kocaoğlu geleceğin İzmir’ini çok güzel anlattı. Trafik sorunu olmayan, kongrelerin, fuarların yapıldğı, kültür merkezlerinin sayısının sadece bir türlü yapılamayan Ahmed Adnan Saygun Kültür Sanat Merkezi’yle kısıtlı olmadığı... Üç hatta dört kültür kongre merkezinin olduğu bir kent...
Ancak Başkan Kocaoğlu’nun da dediği gibi, ‘Her şeyi yerel yönetimlerden, devletten beklememek gerekiyor. Sivil toplum örgütleri, işadamları, kentin ileri gelenleri de bu kent için varlığını göstermeli.’
Bu düşünceleri paylaşmamak mümkün değil. Zaten etrafa serpiştirilen papatyalardan anlaşılacağı gibi o gecenin anafikrininin ‘fikirleri paylaşmak’ olduğu sonucuna vardım.
Masalardakilerin dışında tam ortada duran arabanın içindeki koca demet; papatya bahçesini andırıyordu. Çiçeklerin dilinde papatya bahçesi ‘fikirlerini paylaşıyorum’ anlamına geliyormuş. Tam ortalarında ise minik bir uğurböceği vardı. Ayrıntılar kadınların gözünden kaçmıyor işte! Kim ne derse desin inceliklerle dolu bir akşamdı...”
Tarih 20 Mayıs 2005... Bundan dört yıl önce böyle yazmışım. Arada sırada eski yazılanlara dönüp bakmak, gerekiyor. Suya yazılıp yazılmadıklarından emin olmak için... O akşam Başkan Kocaoğlu, bu yemeğin ilk ve son olmayacağını, zaman zaman kadın gazetecilerle bir araya geleceğini söylemişti. Aradan dört yıl geçti. Bir daha böyle bir buluşma olmadı. Olmaması önemli de değil aslında. Asıl önemli olan o inceliklerin sürüp gitmesi. O günkü inceliklerin sürmediğine inanıyorum artık. Artık Başkan’ın o Başkan olmadığını düşünüyorum. Bir gazeteci olarak soru sorarken artık bunları düşünüyorum. Ses tonu değişebiliyor, azarlayabiliyor, herkesin önünde rencide edebiliyor, kırıp dökebiliyor...
Belki bir gün bu yazıya da dönüp bakma ihtiyacı duyarız... Kimbilir? Ama sırası gelmişken; özellikle siyasetçilere bulundukları makamların gelip geçici olduğunu anımsatmakta fayda var.