Fiş-priz benzetmesinin çağrıştırdıkları
- BENZİN fiyatları artmıyor... Azalıyor!
- Açlık sınırında yaşayanların sayısı çoğalmıyor. Aksine düşüyor!
- İşsizlik mi? O da ne? Eleman aranıyor, bulunamıyor!
Hatta millet iş beğenmiyor...
- Çiftçi darda değil. Bir eli yağda bir eli balda!
- Mazot fiyatları tavan yapmadı... Sudan ucuz, çiftçiler saçmalıyor!
- Süt üreticileri isyanda değil. Aslında havalarda, burnundan kıl aldırmıyor!
- Borç intiharları artmadı. Aksine herkes eğlencede, çalıp oynuyor!
- Millet dükkanına, şirketine kilit vurmuyor. Fantezi olsun diye yapıyorlar. Çoğu da zaten ondan ona devir yapıp Monopoly oynuyor!
- Herkesin telefonları dinlenmiyor, sayı katlanarak artmıyor. Yanlış algılanıyor! Çok fazla çete üyesi var!
- Silivri’de yatanlar günün 12 saatini gazetede geçirip, tuvalete bile gitmeye vakit bulamayanlar değil, bütün gününü darbe planı yapmakla geçiren çeteler... Gazeteciler özgür!
- Ülkede herkes güllük gülistanlık yaşıyor!
- Helga gibi, Ayşe de Fatma da o kadar refah içinde yaşıyor ki trenlerle oradan oraya fink atacak!
* * *
“Yok artık dedim” ve ne kadar kör olduğumuzun farkına vararak yukarıdaki maddelerden oluşan iç hesaplaşmayı yaptım.
Eminim kadına karşı her zaman var olan ama son yıllarda artan şiddeti bu cümlelerle değerlendiren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ülkenin içinde bulunduğu durumu da benim sıraladığım şekliyle değerlendiriyordur.
Zaten kadın-erkek eşitliği de safsata.
KOBİDER Genel Başkanı Nurettin Özgenç, Kadınlar Günü’nde yaptığı yazılı açıklamada, kadın-erkek eşitliğini “safsata” olarak nitelendirerek bu görüşü tasdikledi.
Kadınları kartala özenen papağana benzetti.
“Madem eşitler, neden lokantada aynı çatal bıçakla yemek yerken, ayrı tuvaletlere giriyorlar?” dedi. Türlü saçmalıklar daha ekledi. (Bu arada kendisi daha önce de dekoltenin tahrik unsuru olduğunu savunanlardandı. TV’de bizzat izledim)
Veee Özgenç, saçmalığın üzerine bir de gül kondurdu.
Kadın ve erkeğin eşit olmadığını ispatlamak için fiş ve piriz örneği verdi.
Bu benzetmeyi yapmak için ne kadar düşündü bilemem ama içimden hiç düşünmeden yukarıdakilere bir madde daha eklemek geldi...
Ama önce Haydar Dümen’e durumu bir danışalım!