BUNDAN birkaç ay önce... Bir kız arkadaşımla, Candan Erçetin’in Fuar Açıkhava Tiyatrosu’ndaki konserindeyiz. Candan Erçetin, tüm seyircileri öyle bir coşturmuş, coşturmuş ki ayakta dans edenlerden hangisini seyredelim diye, kafamızı bir o tarafa bir bu tarafa çevirmekten şaşkına dönmüş durumdayız. Ancak birkaç sıra önümüzde kız arkadaşıyla kendini dansa kaptırmış bir bey var ki, bizim dışımızda da bir sürü kafanın ona dönük olduğunu görüp daha da eğleniyoruz. Bu kadar insanın ilgisini çeken: Adamın enerjisi, kıpır kıpır dansı ve coşkusu... Yanındaki genç kız diyebileceğimiz hanım, arada bir onun hızına ayak uyduramayıp otursa da, bizim delikanlı uzun kır saçları, coşkulu haliyle konser boyunca hiç durmuyor. Arada bir, bu genç ve güzel hanımı kollarının arasına alıp, döndürdükçe döndürüyor. Bizim başımız dönüyor, o ise yorulmuyor. Kız arkadaşımla birbirimize dönüp ‘Vay be’ diyoruz ama, ‘Kendini enerjik göstermek için coşkuyu biraz fazla mı kaçırdı acaba?’ diye de gülüşüyoruz.
Abartmamak da lazım
Sonra ara veriliyor, geç geldikleri için konser sırasında fark etmediğimiz, yanımızdaki gruba takılıyor bu sefer gözlerimiz. Rahatlıkla 55 yaş üzeri diyebileceğim iki delikanlı (!) ve yanlarında henüz 30’lu yaşların başında olduğu her halinden belli iki güzel... Delikanlıların üzerinde deri ceketler, tarz ama kır saçları... Romantik anlar yaşıyorlar. Bizim de kız arkadaşımla tüm ara boyuncaki sohbetimiz bu tipler oluyor. ‘Eğer bir erkek karizmatikse, saçlar kırlaşsa da, yaş ilerlese de karizmadan bir şey kaybetmiyor. Ama yaşı gibi davranır, durumu abartmazsa daha iyi olur. Yoksa karizma da çizilebilir’ sohbeti, 15 dakikalık ara boyunca sürüyor. Hatta konser bitiyor, biz gece boyunca bunu konuşuyoruz. Buzdolabının kapağında kendini saklayan James Bond, Sean Connery’i mi tercih edersiniz yoksa sakallarına ak düşmüş karizmatik halini mi? Peki ya Tom Cruise, George Clooney ve Bruce Willis? Ya Tarık Akan, Kadir İnanır ve Ediz Hun?
Sizce? Çevrede bu örnekler arttığına göre sanırım artık kadınlar da biraz yaşı almış ama karizması da çizilmemiş erkekleri tercih ediyor. Yani biraz kıvam meselesi. Yaş aldıkça erkeler, kıvam da alıyor sanki? Araya para giren duygusal(!) kıvamları kastetmiyorum elbet.
Ya kadınlar?
Dario Moreno ödül töreni için İzmir’e gelen Enrico Macias’ı görünce de, yine aynı şeyleri düşündüm. Cumartesi gecesi de Disko Kralı’nda hayran hayran seyrederken, 30’lu yaşlarda bir erkekte çok da göremeyeceğiniz kibarlığı, inceliği ve karizmasını görüp ‘İşte bu’ dedim. ‘Kıvam’ dediğim buydu. Şarap misali... Peki ya kadınlar? Onlar karizmayı, güzelliği neyle korursa kıvam yerinde olur? Botoks, silikon, gerdirme, ruh estetiği? O da biraz sabredenlere, bir sonraki yazıda...