Dünyevi ve uhrevi aşkın 14 Şubat buluşması

YILLARDIR olmayan oldu.
Akla bile gelmeyen bu yıl biraraya geldi.
Durdu durdu Sevgililer Günü, Mevlid Kandili ile Şubat’ın 14’ünde buluştu.
Dolayısıyla da gün yaklaştıkça, herkes kendine göre formül yaratma telaşına düştü.
Kimi “Zaten ne gerek vardı” diyor.
Kimi “Bunlar kapitalist düzenin aldatmacaları” diye konuşuyor.
Kimi “Ne fark eder ki” diye yasak savuşturuyor.
Kimileri de “Kutlamaları biz de 12 Şubat Cumartesi’ye çekeriz” diye çözüm yaratıyor.
Kim ne derse desin... Karşı çıkan da olsa, lüzümsuz diyen de olsa internet arama motoru google’a “Sevgililer Günü Kandil” diye yazar yazmaz 316 bin sonuç çıkıyor. Tam 51 sayfa!
Anlayacağınız internette bile bu kadar çok yazı varsa, demek ki çook ilgilisi meraklısı var bu durumun.
Ancak bu durumla ilgili en ılımlı, en ilginç ve en çok yorum getiren açıklama, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’den geldi.
Görmez’in, “Ne güzel bir tesadüf veya tevafuk. Çünkü biz kendi kültürümüzde ve medeniyetimizde sevgili peygamberimize ‘Sevgililer Sevgilisi’ adını veriyoruz” deyince bu sefer de tartışmalar bu yöne kaydı.
Diyanet İşleri Başkanı’nın “Ne güzel bir tesadüf” yorumlaması değgişik çevrelerden değişik tepkiler aldı.

Ne de olsa biri uhrevi diğeri de dünyevi aşkla alakalıydı. İkisini birarada kutlamak ne kadar doğruydu?
Hatta belki de sakıncalıydı?
Düşünüyorum da ikisi de sadece onu yaşayanı ilgilendiren bu iki çeşit aşkla ilgili yorum yapmak neden üçüncü kişilere kalıyor?
Bırakın insanlar hem inançlarını hem de aşklarını istediği gibi yaşasın.
“Evliler aynı gün kutlayabilir”
“İkisini de kutlamak yanlış”
“Hristiyan kültüründe var bunlar”
“Evlilik dışı ilişki yaşayanlar kutlayamaz” gibi üstelik de ilahiyatçıların yaptığı tüm bu yorumları size bırakıyorum.
Ben her zamanki gibi ister Kandil’de, ister Sevgililer Günü gibi özel günlerde yapılan tüm yapay, yapmacık kutlamaların karşısındayım.
Bütün gün sevginin de, aşkın da, dinin de özüne uymayan; kavga eden, küfür eden, dedikodu yapan, kötülük yapan insanların akşam olunca birbirini sevgi pıtırcığına çevirmesini ya da sadece o gün dualar, namazlar arasında kaybolmasını doğru bulmuyorum.
İçten gelen her şeye açık olsun kalbiniz...
Yoksa illa Sevgililer Günü, Kandil olmasına lüzüm yok.