Banu Şen

Banu Şen

banu.sen@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

“TEK taş yüzük yerine sıradan bir günde gelen gülü tercih ederim” diye yazmışım Sevgililer Günü’nde... Ne de doğruymuş... O özel gün için yapılan çoğu saçma hazırlıklara sırf inat olsun diye yazmamışım meğer... Demişim ki; “Oysa insan, özel günler dışında yapılmış inceliklerin daha kıymetli olduğunu düşünüyor bazen. Örneğin Sevgililer Günü’nde alınmış pahalı bir hediye ya da tek taş yüzük yerine, sıradan günlerde düşünülmüş tek bir gülü, bir demet çiçeği tercih ederim ben. Bir ritüele kapılmadan sadece içten gelen minik bir incelik...”
Aykırılık olsun diye değil! Önceki gün bir kez daha anladım. Çiçeklerin arasında ne kadar mutlu olduğumu... Çiçeklerin en büyük incelik olduğunu...
Narlıdere Belediyesi’nin düzenlediği Çiçek ve Gençlik Festivali’nde bir baktım demet demet çiçeklerin arasında kaybolmuşum!
Oysa birkaç saat önce “offf” kimbilir nelerin arasında kaybolmuştum?
Narlıdere, eski köy içindeki meydanda düzenlenen çiçek yarışmasında jüriydim. Önce “Çiçek severim ama ben ne anlarım ki çiçekten?” diye düşündüm ama... Birkaç küçük tüyo ile kavrayıverdim...
Gül, karanfil, gerbera, asiatik lilyum, oriental lilyum, yeşillik, glayör, biçme pat... Dizilmişler önümüze... Kiminin katları, kiminin saplarının kalınlığı kiminin çiçek çeperinin düzgünlüğü... Birinci, ikinci ve üçüncü!
Sonra sıra geldi aranjman, buket ve gelin buketi yapma yarışmasına. Verilen kısa sürede önümüzde adeta sanat eserleri yaratıldı. Araya Narlıderelilerin esprileri karıştı... Konuşan çoğunlukla erkeklerdi. Birinin, “Erkekler savaşa silahla, evdeki hanımlarına çiçekle gider” sözü kaldı. En çok alkışı da o aldı.
Hayal dünyası gibi çiçeklerin arasında geçirdiğim birkaç saat bana da bir iki aylık enerji kattı. Yılmaz Erdoğan şiirlerinin sıkı takipçisi olmasam da, çiçekçiler hünerlerini gösterirken aklımda bir şiiri dolaştı durdu.
“(...)
bir beyaz kağıda
her şey yazılabilir
senin dışında
güzelliğine benzetme bulmak zor
sen iyisi mi sana benzemeye çalışan
her şeyden
bir gülden bir ilk bir sonbahardan sor
belki tabiattadır çaresi
senin bir çiçeğe bu kadar benzemenin
ve benim
bilinci nasırlı bir bahçıvan çaresizliğim
anlarım bitkiden filan
ama anlatamam
toprağın güneşle konuşmasını
sana çok benzeyen bir çiçek yoluyla
(...)”
Narlıdere Belediye Başkanı Abdül Batur ne iyi yaptı da bana çiçeklerin arasında birkaç saat mola verdirdi. Dünyanın çoğu zaman unuttuğum gerçek güzelliğini anımsadım... Bir çiçek yoluyla. Keşke insanlar çiçeklerle konuşsa! Tavsiye ederim.... Belki tüm acıların tabiattır çaresi?