Banu Şen

Banu Şen

banu.sen@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

YİNE suya yazdığımı biliyorum. Konu İzmir Büyükşehir Belediyesi olunca... Yazdığınız yazıyla ilgili geri dönüş beklemeyeceksiniz. “Geri dönüş” derken, tepki ya da tebrik değil. En azından bir bilgi, açıklama... Bugüne kadar sadece “Tarihi Asansör”le ilgili yazdığım yazıya açıklama geldi çünkü. En azından okuyucularımız var. Onlar yazdıklarımızla ilgili geri iletimi yapıyorlar.
Pat diye söze girmek istemem ama İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde hafta sonu yapılan görev değişikliklerinden biri o kadar aklımı karıştırdı ki... Aslında, “Yazsam mı yazmasam mı” diye kara kara düşündüm günlerce.
Kararsız kaldım çünkü yanlış anlaşılmaktan korktum. Başarısı ve iyi niyetinden şüphem olmayan bir kadını kırmaktan korktum. Prof. Dr. Hülya Güven, mesleğinde o kadar başarılı ki! “Bu kadar sağlam bir özgeçmişten sonra ya eleştirilirsem ya başarısız olursam diye hiç düşünmemiş mi?” yönünde gelişen bir yazıişleri toplantısı sohbetinde “Hata onun değil ki. Kararı verenin” diye sonuca vardıktan sonra ben de yazmaya karar verdim. 

Kariyeri başarılarla dolu
Prof. Dr. Hülya Güven, yüksek öğrenimini 1968-1975 yılları arasında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tamamlamış. Uzmanlık eğitimini 1975-1979 yıllarında yine Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Farmakoloji Anabilim Dalı’nda yapmış. Samsun’da (OMÜ Tıp Fakültesi), İzmir’de (DEÜ Tıp Fakültesi) farmakoloji anabilim dallarının kuruculuğunu üstlenmiş, ayrıca 1993 yılında DEÜ Tıp Fakültesi Farmakoloji Anabilim Dalı bünyesi içinde “İlaç ve Zehir Danışma Merkezi”nin kurulmasını ve 24 saat hizmet vermesini sağlamış.

Büyükşehir’de aklımı karıştıran bir atama
Akademik olarak DEÜ Tıp Fakültesi’nde; Farmakoloji Anabilim Dalı Başkanlığı, Tıp Fakültesi Yönetim Kurul Üyeliği, DEÜ Tıp Fakültesi, İlaç Araştırmaları Yerel Etik Kurul Başkanlığı (kurucu), DEÜ Tıp Fakültesi ve Hastanesi Rasyonel Antibiyotik Kullanım Komitesi Üyeliği, Tıp Fakültesi Senaryo Komitesi Üyesi olarak hem akademik hem de eğitimde aktif olarak görev almış. Kurum dışında, İzmir Tabip Odası Onur Kurulu Başkanlığı, Türk Farmakoloji Derneği II. Başkanlığı, Novartis Farmakoloji Araştırma Destekleri Jüri Üyeliği, Türk Farmakoloji Derneği Farmakoloji Yeterlilik Kurulu Üyeliği, Türk Farmakoloji Derneği Klinik Farmakoloji Çalışma Grubu Üyeliği görevlerinde bulunmuş. 2004 yılından bu yana da İzmir Büyükşehir Belediyesi Eşrefpaşa Hastanesi Başhekimliği görevlerini sürdürüyordu... Hem de oldukça başarılıydı. 100 yıllık geçmişi olan hastanenin ilk kadın başhekimiydi.
Eşrefpaşa Belediye Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Hülya Güven hafta sonu yapılan bir değişiklikle Sosyal ve Kültürel Hizmetler Daire Başkanlığı’na atandı. İşte bunu duyduğum an takıldım kaldım. Benim gibi bunu şaka zannedenler de oldu. 

Ya önümüzdeki beş yıl?
Seçimi kazanmasının ardından Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun ilk açıklamaları ve önümüzdeki beş yıllık dönemde gerçekleştireceği en büyük icraatının İzmir’i kültür-sanat başkenti yapmak olduğu yönündeki cümleleri kulağımda. Böyle iddialı bir beş yıllık program için, ciddi kültür-sanat politikaları geliştirmek gerekiyor. İzmir’e daha nitelikli sanat kurumları kazandırmak, seyirci sayısını artırmak, kenti dunyaya tanıtacak sanatsal etkinlikler, festivaller gibi... Dünyada hem sanat kurumları hem de yerel yönetimlerin bu yöndeki çalışmalarının başında kültür-sanat için yıllarını vermiş insanlar bulunuyor. Ülkemizde de sanat kurumları yöneticiliği alanında üniversitelerde bölümler açılıyor.
İzmir gibi kültür-sanat alanında başarılı insanların yaşadığı bir şehirde, bu dairenin başına neden bir tıp doktoru getirildiğini anlamış değilim. Ama eğer Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, seçimi sosyal belediyecilikle aldığı yöndeki analizi, “Sosyal ve Kültürel Hizmetler Daire Başkanlığı”nın “Sosyal” kelimesiyle buluşturuyorsa ona diyecek sözüm yok.
O zaman bu daire sadece taramalara, sosyal yardımlara, dağıtımlara devam edecek, İzmir’de kültür-sanat yine yerinde sayacak demektir.