Banu Şen

Banu Şen

banu.sen@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

BÜYÜK ağızları vardır onların... Büyük ağızlarının ardında da küçük beyinleri... O küçük beyinleriyle her şeyi bildiklerini, çözümlediklerini sanırlar. Hasetleri, çekememezlikleri; önce küçük yüreklerinde çırpınır ‘pır’ ‘pır’, sonra da büyük ağızlarına vurur. Tükürükler içinde, öfke, kin saçarak konuşurlar. Bilmeden, çok bildiklerini sanırlar. Küçük yürekli oldukları için yüz yüze gelip, açık açık sormayı beceremezler. Kendi kendilerine fikir yürütürler. Onlara göre her başarının, her yükselişin nedeni kendi yaşadıkları benzer birşeylerdir. Bilgisiz ve beceriksiz oldukları için sadece kendi deneyimlerinden yola çıkıp, sonuca bağlarlar.
Emekten, alınterinden bihaberdir onlar. Dedikoduyla, ‘o dedi’ yle, ‘bu dedi’ yle, ‘onun nedeni ne’ yle, ‘bunun sebebi bu’ yla geçinirler. Kendi başarısızlıklarının gerçek nedenini de bu yüzden görmezler.
Gözleri mi? Gözleri bir işe yaramaz ki. Ne görür, ne duyar onlar. Onlar sadece küçük yürekleri ve büyük ağızlarının esiridirler. Büyük ağızlı ve küçük yüreklilere acımayın. Onlardan korkun. Çünkü onlar; ne düşünebilir, ne emek harcayabilir ne de hissedebilirler.
Onlar sadece ve sadece; konuşur, konuşur, konuşurlar...

Oysa önce insanız

Ben, küçük ağızlı, az konuşan ama büyük yüreklilere yakın durun derim. Onlar insanlığı, insan olmayı iyi bilirler. Şimdi yine bu satırları okurken üstüne alınan büyük ağızlılar olabilir de. Bunu yazmamın nedenini sorgulayanlar da... Muhtemelen böyle bir durumdan muzdarip olduğumu tahmin edip, kağıda sarılıp, döşendiğimi de... Ama değil, değil bunların hiçbiri. Durumdan vazife çıkarmam. Çıkaranlar muhtemelen yine bu büyük ağızlılardır.
* * *
Ben, bir tiyatro oyunundan vazife çıkardım sadece. İzmir Devlet Tiyatrosu’nun yeni sezonda repertuvarına aldığı, ‘Şerefine İnsaonoğlu’ oyununun düşündürdükleri bunlar. Yukarıda anlattıklarım çeşitli insan örneklerinden sadece bir ikisi... Öyle çok insanoğlu çeşidi var ki! ‘Şerefine İnsanoğlu’ da onlardan birkaçını anlatıyor işte. Oyunun prömiyeri bu gece Karşıyaka Ragıp Haykır Sahnesi’nde yapılacak. 3, 4, 8, 9, 10, 11, 15, 16, 17, 18 Ekim’de Karşıyaka Ragıp Haykır Sahnesi’nde izleyebilirsiniz. Toygun Orbay’ın yazdığı, Tayfun Erarslan’ın yönettiği oyunda sistemin bireyi ıssızlaştırıp, bencilleştirmesi, kendine yıkılmaz duvarlar örmesi dokunaklı ve çarpıcı biçimde ele alınıyor. Günümüzde sistem içinde hayatta kalabilmek için paranın ve gücün en öenmli kazanım olduğu düşüncesi, eleştirel bir bakışla vurgulanıyor. Bana kalırsa önce insanız ve önce insanı insanca eleştirmeliyiz...