Banu Şen

Banu Şen

banu.sen@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları

TAM dört gündür düşünüyorum...
İçimi sıkan, gözümü dolduran, ruhumu karartan, memleketi terk etme hissi uyandıran tüm kara haberlerin arasında fırsat buldukça; düşünüyorum...
Verdiğim sözü hatırladıkça, gözlerimi yukarı doğru çevirip döndürüyorum.
Başımı iki elimin arasına alıyorum.
Kalemi ısırıyorum.
Böyle bir 30 saniye bakındıktan sonra, işime geri dönüyorum.
Akşam evde kanalları dolaşırken, bir diziye takılsa gözüm yine aklıma geliyor, ben yine düşünüyorum.
Erkeklere, mutlu sonla biten tartışma ve dolayısıyla mutlu aşk tüyoları sözü verdiğim günden beri düşünüyorum...
Düşünüp düşünüp takılınca telefonun tuşlarına saldırıp, kızları arıyorum.
İlişkileri mutlu, erkekleri çekip çevirmesini iyi bilen kadroyla anket yapıyorum.
(Anlayacağınız kendime çok fazla güvenmiyorum!)
- Kızlaaar! Söyleyin bakalım bir erkekle tartışmayı nasıl mutlu sona bağlarsınız?
İnanmayacaksınız ama hemen hemen hepsi benzer cevapta birleşiyor. Ben bile hayret ediyorum.
- Sen çıldırırken, o seni yumuşatacak. Yani öyle tatlı espri yapacak ki birden düşürecek paaat diye!
- Tartışmanın en alevli yerinde şirinlik yapacak!
- Benim en kızgın olduğum ve celallendiğim anda öyle tatlı, sevimli bir söz söyleyecek ki her şeyi unutup gülmeye başlayacağım. Tartışırken bile beni güldürmesini bilecek!
- Ben kavga ederken, bağırırken onu kahkahaya çevirecek...
Bizim kızlardan buna benzer cevaplar geliyor gelmesine de yine de her kadına göre elbette tartışmayı sonlandırma şekli değişebilir. Mesela kızlardan biri, tartışmanın en sert yerinde kondurulan küçük öpücüklerin ya da dokunuşların ve tatlı bir sarılmanın yelkenleri suya indireceğini söylüyor.
Anket sonuçlarını değerlendirirken, ben yine düşünüyorum...
Evet haklılar! Bunları yapan erkek zaten zekidir. Aslında zeki erkek de asla bir kadınla tartışmaya girmez. Çünkü sonunda mutlaka kaybedeceğini bilir...
Yine de bir şanşsızlık olduysa ve tartışmaya girdiyse, tam tırnaklar üzerine geçecekken, olayı da böyle lehine çevirmesini becerir!
Yani sevgili erkekler... Anlayacağınız en hararetli tartışmanın ortasında bile tüm olayı lehinize çevirmek aslında çok basit. Gördüğünüz gibi kadınlar sizin gibi zor yaratıklar değil.
Her birinin karakteri ayrı olsa da sizin gibi aynı değiller. Her kadın farklı olsa da erkeklerden bekledikleri hemen hemen aynı.
Zaten hepiniz, tüm erkekler aynısınız.
Yalan mı?
Dört erkek yanyana geldiğinde neden hep futbol konuşur?
Alışverişten neden hepiniz nefret edersiniz?
Kumandanın hakimi neden siz olmak istersiniz?
Algılamanız o kadar ağır ki ağır çekimde tekrarı görmedikçe golün nasıl atıldığını anlamazsınız...
İyisi mi yazıyı da ağır ağır tekrar okuyun (!)
Okuyun da hiiiç tartışmayalım!

Haberin Devamı

blog
A. SERDAL ÖZERTEN:
Birinci Kordon’daki kafe ve barlarla ilgili yazdıklarınıza katılmıyorum. Siyah bayrak asacaklarını söylediler. Ortalığı ayağa kaldırdılar. Kendileri bile kendi söylediklerine uymadı, siyah bayrağı sadece birkaç işletmede gördüm. Yayalara ait olan kaldırımları işgal ediyorlar. Görüntü kirliliği yaratıyorlar. Birinci Kordon’a katı kurallar konmalı, çeki-düzen verilmeli.

Haberin Devamı

GÖRÜŞLERİNİZİ GÖNDERİN, ‘BLOG’DA YAYINLAYALIM