Bu kez Bodrum’u doğrusu çok değişmiş buldum. Bu değişime neden çocukluğumdan beri zaman zaman kaldığım otelin yerinde yeller estiğini görmek miydi?
Tam da masallardaki gibi...
Bir mekanın yokluğu varlığa işaret edebilir mi?
Barlar sokağında yer alan otelin artık olmaması, oranın bir çay bahçesi olarak halka açılması büyük bir soluğun girmesine neden olmuş o bildik sokağa...
Deniz havası barlar sokağını oksijene boğmuş.
Etkilenmemek mümkün değil.
Önü açılan eski kütüphanenin nasıl da tipik Bodrum mimarisi örneği olduğunu yeniden keşfetmek...
Neredeyse orada biraz vakit geçirmek istemek...
Bir mekanın belediye tarafından kaldırılarak halka kazandırılması radikal bir tavır.
Turistik birçok beldeye örnek olmalı.
Yıkılışını sadece hayal etmesi bile güzel nice binanın önünü açıyor bu girişim...
Bunu mümkün kılan otoriteye tebrikler...
Derneğin mümkün kıldıkları
Eski Hadigari olarak bilinen mekan uzun zamandır Trafo ismini taşıyor. Trafo’nun girişindeki sergide Bodrum’un ünlü yüzlerinin sergisi var. Bedri Rahmi Eyüboğlu bir desen yapıyor oturmuş denize karşı... Zeki Müren ve dostları siyah beyaz gülümsüyorlar. Mutlu ve Bodrumlu... Ben de birazdan burada Bodrumart derneğinden bir plaket alacağım. Bu plaket hayatımda aldığım en güzel plaket olacak çünkü tasarımını Bodrum Sağlık derneği aracılığıyla otistik çocuklar yapmış. İnci Yörükoğlu, derneğin başkan yardımcısı olarak derneğin her türlü incelikli organizasyonunun arkasındaki isim. Dernek kah TÜYAP sanat fuarına katılıyor. Kah Devrim Erbil’le dernek üyelerinin bir workshop yapmasını sağlıyor. Bir sanat yazarını derneğin üyeleriyle buluşturuyor. Yakında Midilli’ye sergiye gidilecek. Bodrum’a, açılış konuşmasını yapan Devrim Erbil’in dediği gibi “sanat çok yakışıyor.” Plaketimi Devrim Erbil’in elinden alıyorum. Bodrum kalesinin hemen eteğinde onun tarafından “sanat yazarlığına evrensel bir soluk getiren” biri olarak sahneye çağrılmak, çok havalı doğrusu...
Onun bir müzesi daha var
Devrim Erbil çok yakında Çin’e gitmeye hazırlanıyor. Taiwan’daki sergisi de çok başarılı geçmiş. Bu sergileri, Dışişleri Bakanlığı düzenliyor. New York sergisini de. Erbil, yurtdışı soloları kadar Anadolu’nun dört bir yanına da yetişmesiyle dikkat çekiyor. Uşak’ta açılan halı ve kilim müzesinden bahsetti. İzmir’de açılacak yepyeni bir sanat kurumundan... Gaziantep’teki başka gelişmelerden... Ve güzel de bir haber verdi. Balıkesir’deki müzesinden sonra Devrim Erbil, çok yakında üstelik Kadıköy’de bir müze açacak. Çarşının hemen içinde... İki ayrı binadan oluşacak Devrim Erbil müzesinde düzenli sergiler, üretim baskı atölyeleri, konferans ve sinema salonu da olacak. Aynı zamanda kendine ait bir vakıf da kuran Erbil, “benden sonra bütün eserlerimi o vakfı idame ettirecek gibi şimdiden düzenliyorum” diyor. Benden sonra tufan demeyen tavrıyla Erbil’in bütün sanatçılara örnek olması gerekiyor. İşine gösterdiği inanç, ona, ailesine ait kişisel bir meta olarak değil, kamuya ait kültürel bir miras olarak yaklaşımıyla...