Evin sanat galerisinde Portreler sergisinde benim gibi pentür meraklılarını sürpriz portreler bekliyor. En büyük sürpriz Neşe Erdok’tan... Sanatçının 2013 tarihli adeta nane ferahlığındaki portresi gerçekten yıllarını katı bir disiplin içinde figürasyona adamış kadın ressamın son döneminde bazı prensiplerinden nasıl vazgeçebildiğini, özgürleşerek resmini ve figürü kurgulayış biçimini de özgürleştirebildiğini gösteriyor. İzleyiciyi bir kez daha resim yapmaya duyduğu ihtiras karşısında kendine hayran bırakıyor.
Figürün arkasına aldığı Buda heykeli, iç mekan duygusu, empresyonistlerin fırçalarını andıran hızlı fırça darbelerinin içinden bize tavandaki lambalardan bağımsız aydınlık yüzüyle ama yandan bakan figürüyle resim, kesinlikle bir Neşe Erdok başyapıtı. Aldığım haberlere göre sanatçı, Tüyap sanat fuarı için de büyük boylu iki portre yapıyormuş. Şimdiden onları da merak ediyorum. Sanatçının son döneminin büyük bir takipçisi olduğumu itiraf ederek Türkiye’de otuz yılı aşkın bir süredir üretim yapan sanatçıların son ürettiklerinin üzerine kafa yorulmamasının altını çizmek istiyorum.
Evet, pekala bunun nedeni, bu sanatçıların otuz yıl boyunca aynı şeyi tekrar etmeleri, her ne yakaladılarsa ondan şaşmamaları olabilir. Lakin Neşe Erdok gibi 2013 tarihindeki boyasında, figürünü sabitleştirme iddiasından uzaklaşarak hatta onu hep koyduğu trajik örgünün içinden çıkararak adeta kapalı bir havada Boğaz’ın sularına salan tavrı da görmeli ve incelemeliyiz. O yeşilin içinde gevşek bir biçimde salınan figürün, izleyiciye yandan ve neredeyse şüpheli bakışı önemli. Şüphe duyan figürün şüphe duymayan, kendinden emin geçmiş, bize bakan trajik ve sabit figürlere selamı tam da bahsettiğim...
Göçebe miyiz hepimiz?
Deniz Pireci ve Çetin Pireci çiftinin GaleriBu’da yer alan sergisi, tipik ve klişe olmayan malzeme arayışları ve hünerlikleriyle dikkat çekiyor. Çetin Pireci’nin Kum Zamanı, Nuh’un Gemisi temasını ele alışındaki hafiflik tavsiye edilmeye değer. Deniz Pireci’ninse porselen işlerine dikkat! Sanatçının Diaspora’sı özellikle... Göç, kimlik gibi kırılgan konuları yine kırılgan bir malzeme olan porselenle ele alması Pireci’nin işlerinin ortak noktası gibi görünüyor. Malzemesinin de mesajın kendisi olması... Hem tornaya hem kalıba gelen hem de ışığı yansıtan porselen hamuru yaratmasıyla bilinen, sır’lar sahibi Pireci, kuşağının içinde, seramik alanında kavramsallığı öne taşıyan Candeğer Furtun ve Melike Abasıyanık Kurtiç gibi öncülerin mirasını sırtlanmakta ve ileriye taşımakta kusur etmeyecek tek isim gibi duruyor.
Pera’daki konserler...
Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi, “Küçük Gece Müzikleri” konser serisi başlatmış meğer... Duyarlı kulağı, düzenlediği müzik festivalleriyle tanınan Mehmet Mestçi’nin sanat yönetmenliğinde düzenlenen konserler 24 Ekim’de başlıyor. Sextet grubunun konseriyle... Saat 19:30’da başlayacak konser, müzenin oryantalist resim koleksiyonu sergisinin yer aldığı katta gerçekleşecek. Bu, Verdi’nin Ave Maria’sını dinleyerek resimlere farklı bir gözle bakmak anlamına gelebilir. Serinin ikinci ve üçüncü konserleri 23 Kasım Cumartesi ve 26 Aralık Perşembe günlerinde.