Kaza anında yapılan ilk yardım uygulamasına, yaralının pozisyonunu değiştirmekle başlamak, sanılanın aksine kişiye daha çok zarar verebilir.
Bu nedenle gerçekten zorunlu değilse, olay yerinde hasta/yaralı kişiye olduğu pozisyonda yardım edilmeli ve 112 hemen aranmalıdır.
Peki pozisyonun bilinçsizce değiştirilmesindeki riskler nelerdir?
Kazalar beklenmedik olaylardır ve birçok sebebi olabilir. Olayı gözünüzle görmediyseniz, yaptığınız çevre kontrolü çoğu zaman tüm zararları tahmin etmenize izin vermeyebilir.
Bir bayılma sonucu yere hızlıca düşerek başını çarpmış ve sırt hattında kırıklar oluşmuş bir kazazadeyle, yerde uyuyan biri sakinliğinde karşılaşabilirsiniz. Yapılan en küçük yanlış, kırık bir kemiğin sinir hasarına yol açmasına ve felç durumlarına neden olabilir.
Trafik kazalarında da kaza şiddeti hesaplanamayacağı gibi, pozisyona bağlı kişide oluşan hasarların da tespiti zor olabilir. Boyun ve sırt hattı, kişiyi araçtan çıkarmaya çalışırken zarar görebilir ve yine felç ile karşı karşıya kalınabilir.
Yine ne olduğu bilinmeyen bir olayla karşılaşıldığında, yaralının pozisyonunu değiştirmeye çalışırken oluşabilecek başka risk de, vücutta kesici bir alet batması
İlk Yardım Nedir?
Sürekli eğitim alınması gerektiğinden bahsedilen, çoğu zaman şirkette zorunlu tutulduğu için belge alınan, başımıza bir şey gelmeden önemi anlaşılmayan İlk Yardım; aslında Hayat Kurtarıcı olması nedenli çok önemlidir.
Ben nasıl hayat kurtarabilirim? Ben nasıl cesaret ederim, ben nasıl dokunurum, ya başıma kanuni bir iş açılırsa, ya yanlış yaparsam ve buna benzer bir dolu soru belirir kafamızda..
Bir olayla karşılaştığımızda ya da bahsi geçtiğinde hepimizin verdiği tepkiler aşağı yukarı aynıdır: dokunmak istememe, yanlış yaparım korkusu, üzerime suç kalırsa endişesi, meraklı bekleyiş, yanlış bir dolu uygulama yapılırken 112 gelsin diye edilen dualar ve şans eseri kurtulan yaralılar..
Hayatta köklü değişimler yaşarız. Tüm süreçlerimizin etkilendiği, başkalaştığımız, bazen kabuklarımızı atıp yeniden doğduğumuzu hissettiğimiz, bazen acı tecrübeler yaşayıp olgunlaştığımız, bazen hormonlarımızın etkisiyle biyolojik olarak yaş aldığımız, bazen tesadüfen tanık olduğumuz pek çoklarını sayabileceğimiz değişimler...
Tüm bu değişimleri değerlendirdiğimizde, ortak olan bir kelime hepimize göz kırpar ''ANNE''. Mutlaka, annemizle yaşadığımız bir anı ya da anne olduğumuz gün gelir aklımıza. Varlığında şükrederiz. Yokluğunda dua ederiz. Anne olduğumuz güne kocaman gülümseriz. Anne kelimesinin geçtiği her duygu köklü değişimi de beraberinde getirir.
Anneler için, 'Anne olunca anlarsın' lafının anlam bulduğu gün başlayan macera; anne adayları için bir çocuğun hayatına dokununca başlar. Oksijen maskesini çocuğumdan önce kendime takmalıyım anonsuyla bile vicdan yapan annenin ömrü, çocuğunu düşünmekle geçer. Çünkü anne olmak bunu gerektirir! İlk bakışı, ilk konuşması, ilk adımı, ilk kahkahası, ilk başarısı, ilk aşkı, ilk daha birçok anısı ile anneler hep çocuklarının yanındadır.
Çocukların canı yansa, annelerin dünyası kararır. Bu yüzden çocuğunun ilk gözyaşı, ilk aşısı,