Halk Sağlığı Uygulamaları çok eski dönemlerden beri bilinir ve uygulanır olsa da sanki pandemiyle birlikte daha ön plana çıkar oldu.
Halk Sağlığı Uygulamaları kısaca; anne karnından başlayarak hayatımızın sonuna dek devam eden yaşam eğrimizde sağlığımızın korunması sürdürülmesi ve rehabilitasyon uygulamalarını kapsar.
Sağlıklı bir birey isek bu süreci nasıl sürdüreceğimizi öğretirken, hastalıklardan korunmayı ilke edinir. Aniden başımıza gelen veya gelebilecek durumlarda nasıl hareket etmemiz gerektiğine dikkat çeker. Çok uzun süre takip gerektiren durumlarla karşılaşıldığında da rehabilitasyon için bizleri destekler.
Özetle; Halk Sağlığı hayatımızın sağlık yolculuğunun en güzel fotoğrafıdır.
Özellikle pandemiyle farkındalık kazandığımız bu günlerde diyebiliriz ki; bir diğer detay da bu uygulamalar toplum sağlığının kalitesini artırarak hastane yatışlarını da aza indirmeyi hedefler, ülke ekonomisini de desteklerken en sağlıklı korumayı sağlar ve yaşam boyu öğrenmeyi sürdürülebilir kılar.
'Halk Sağlığı' kelimesine aşinalık kazandığımız bu dönemlerde
Her yolun sevgiye çıktığını ve sevgiyle iyileştiğini biliriz de niye sevgimizi gösteremeyiz veya sevgimizle çözemeyiz acılarımızı..
Önce kendini sevmekle başlamayı klişe haline getirirken dillerimiz, niye deneyemeyiz?
Biz acaba sevmeyi sevilmeyi yeterince öğrenebildik mi?
Binlerce havuz problemi çözdüren öğretmenlerimiz acaba hiç bu konuyu dert edinip öğretmeye çalıştılar mı bize?
Acaba alfabeyi öğrenirken sevginin 'S' harfiyle başlasaydık daha mı güzel bir dünyaya uyanırdık?
Çok iyiler acaba bildikleri tek yol bu diye mi çok iyiler? Yoksa iyiliğe ihtiyaçları olduğu için mi bu savaşları?
Kötü neye göre kötü? Bir insan size kötülük ederken kendine mi ediyor size mi hiç düşündünüz mü?
Başkalarının size kötü davrandığını düşünüyorken hiç sordunuz mu kendinize; 'Ben bana nasıl davranıyorum' diye?
Yıllar geçti
Herşey değişiyordu o hep aynıydı!
Sınıf yoktu, sokakta anlattı
Tek göz odayı yeri geldi sınıfa çevirdi
Hava soğuktu soba yaktı
Çocuklar üşüyor diye kıyafet topladı
Eğitim materyali eksikti elindekilerle yetindi
Yoktu yoktan var etti
Topluca acı çekiyoruz. Geçtiğimiz her gün acaba 2020 bize daha neler getirecek diye izlemekten, umutsuzca beklemekten başka çaremiz yok sanıyoruz. Haksız mıyız? Bence evet.
Çare her zaman vardır.
Canlarımız yanıyor, canlarımız acıyor, canlarımız korkuyor, canlarımız..
Halk Sağlığı dediğimiz bilim alanı işte tam da bu yüzden var. Toplumca ‘olduktan sonra bakarız’ kültürüyle yetiştiğimiz dünyalarımızda her zaman başımıza geldikten sonra çareler aramaya ayarlanmış bünyelerimiz. Topluca bunu değiştirmek bazı yaşlarda kolay olmuyor çok haklısınız.
Olunca bakarız!
Bana bir şey olmaz!
Kaderden kaçılmaz!
Olacağı varsa olur!
Pandemi ile ilgili her gün yeni bir haberle uyanır olduk.
Acaba eskisi gibi mi olacak? Daha mı kötü olacak? Geçirdim mi hastalığı yoksa bulaşacak mı?
Kendimi ve yakınlarımı nasıl koruyacağım?
Ben dikkat ediyorum ama etmeyenler yüzünden bana bir şey olur mu?
Sürekli sorular sorup durduğumuz bilinmezlikle mücadelemizde ne yapacağımızı bilmez halde hissettiğimiz günlerdeyiz?
Siz de ülkece korunmaya ara verdiğimizi düşünenlerden misiniz?
Hastanede aktif rol alan herkesin sürece bakışı hep aynıydı aslında, mesaj çok açıktı her zaman;
'Ülkem korunmaya devam et, bu durum geçmedi!'
Sizce 1 insan 22 senede 60.000 kitap okuyabilir mi?
Hikaye videosu için: https://youtu.be/E46c2ewS104
HEMŞİRE ise EVET!
22 yıllık hemşireyim. 22 yıldır altmış bin kişinin hayatına dokundum, altmış bin hikâyeye ortak oldum.
Hastanede çalıştığım süre boyunca elli bin hasta baktım. Elli bin hasta, elli bin ayrı hikâye!
Halk Sağlığı alanında çalıştığım süre boyunca on binlerce kişinin kaza yapmasını, yaralanmasını, hasta olmasını önledim.
Okul Sağlığı alanında çalıştığım yıllarda iki bin çocuk büyüttüm.
Ben bir hemşireyim.
Bugün Anneler Günü
Bir gün değil her gün kutlanması gereken Mayıs'ın ikinci Pazar gününde dile gelen o özel gün.
Annelerimizi hatırladığımız;
Yaşıyorsa şükürle sarıldığımız,
Hayatta değilse özlemle andığımız,
Anne isek gururlandığımız,
Anne olmak istiyorsak arzuladığımız,
Dünya'nın en güzel duygusu..
Yolda olmak, yolcu olmak, yolculuk yapmak
Dünyaya geliş hikayemiz bile yolculukla başlar, yolcu olarak doğar yolcu olarak yaşamı sürdürür ve yolcu olarak uğurlanırız.
Kendimize yeni yolculuk arayışlarımız da yeni yol bulma çabalarımız da yolumuzu değiştirme arzularımız da hep bu sebeptendir.
Çünkü; yolculuk yolda olmayı gerektirir.
Her ilişki bir başkasının yoluna katılmaktır aslında; onun serüvenini dinlemek, aynı zaman dilimlerinde bambaşka yapılan yolculuklarda benzerlik aramaktır. Bazen aynı hedefe yürümek, bazen aynı acıyı yakalamak, bazen aynı heyecanı hissetmek..
Farklı hayatlarda aynı sahne arayışlarıdır yolculuk
Yeni bir yolculuk içine zorunlu olarak sürüklendiğimiz hikayelerimizde bile bambaşka yolculuklar içindeyiz.
Hepimize iyi yolculuklar.