Kendi başınıza bakkala doğru yürüdüğünüzü düşünün. Ve şimdi aynı sahneyi bir daha düşünün. Ancak bu sefer bakkala giderken arkanızdan ben ittiriyorum. Böyle bir durumda nasıl hissedersiniz? Acaba sinir olup, durup, bana “Ne yapıyorsun?” diye sorar mısınız? Veya beni geri ittirmek mi istersiniz? Eğer sizi bakkala doğru ittiriyorsam, yani yön doğruysa buradaki sorun ne?
Sorun şu ki, biri bizi doğru bile yönlendiriyor olsa, yine de çoğunlukla işlerimizi kendimiz yapmak ve kararlarımızı kendimiz almak isteriz.
Biri bize bir şeyi “Yap” dediğinde bunun yapılması gereken doğru şey olduğunu düşündüğümüz durumlarda bile direnç gösteririz.
İnsanın doğasında olan bir şey bu! Fazla kontrol etmek istediğinizde karşı atağa geçiyor ve ya yapacağı işten vazgeçiyor ya da tamamen tersini yapıyor.
Zaten yapmayı planlamış olduğunuz bir şeyi yapmak üzereyken, başkası gelip size o işi yapmanızı söylediğinde içinizden sinir olabilirsiniz. Şu sözü mutlaka kullanmışsınızdır: “Yapacağım varsa, sen böyle dediğin için yapmayacağım.” Veya “Sana inat, yapmıyorum işte” diyerek yapmaktan vazgeçtiğiniz bir davranışınız mutlaka olmuştur. Biri işimize karıştığında, “Yapmalısın” komutu verdiğinde, bazen içimizdeki sistem ters teper ve inadına yapmayız. Mesela birini kırmışsınızdır ve bunun farkındasınızdır. İçinizden özür dilemeye karar verirsiniz. Zaten hatalı olduğunuzu da biliyorsunuzdur. Tam da o sırada araya biri girer ve “Falancadan özür dilemelisin, ona ayıp ettin” gibi bir sözle, sizi özür dilemeye zorlamaya çalışır. İşte o an sizi buna zorlayan kişiye kızıp özür dilemeyi ertelersiniz.
Bu tepkisellik sadece yetişkinlere özgü değildir. Çocuklarda da sıklıkla kendini gösterir. Hatta bazı çocuklar bu duyguyu o kadar yoğun yaşar ki, anneleri onlara yapmasını istediği şeyin tam tersini söyler.
Mesela yemek yemek istemeyen bir çocuğa “Sakın ağzını açma, yemeğini yeme” gibi bir oyun kurarsanız, hemen yemeği ağzına atar. Onun özgürlüğünü kısıtlayıp, “Yeme sakın” dediğiniz anda o yemeği inadına yemek ister.
Özellikle 2-3 yaşındaki çocuklar, bu dönemde her şeye kendileri karar vermek ister. Sizin söylediğiniz her şeyin tersini yapma eğilimindedir. Ergenlerde de sistem çoğunlukla böyle işler. Yapmalarını istemediğiniz bir şeyi onları kısıtlar şekilde söylerseniz, sizinle inatlaşırlar ve o davranışı inadına yapmak isterler. Onlarla iletişimde çok dikkatli olmak gerekir. Yapmalarını istemediğiniz şeyi söyleyiş şekliniz çok önemlidir. Uzlaşmacı ve onlara sorumluluk veren iletişim tarzı daha çok işe yarar.
Tavsiyede bulunurken dikkat
İnsanların özgürlük alanına onların iyiliği için bile girmiş olsanız oralarda çok dikkatli dolaşmanız gerekir! Çok sevdiklerimize ‘onların iyiliği için’ sözü altında birçok tavsiyede bulunuruz. İçimizden gerçekten sadece yardım etmek geçse de bazen bu tavsiyelerimiz ters teper. Bu sebeple tavsiyede bulunacağınız kişiyi çok iyi tanımalısınız. Sizden tavsiye istememişse ve siz kendiniz tavsiyede bulunmaya karar vermişseniz, onun kişilik yapısını göz önünde bulundurun. Kimileri, başkalarından tavsiye almaya daha açıkken kimilerinde de bu durum ters tepiyor. Kendinizi de bir değerlendirin! Size birisi karıştığında, “Şöyle yapmalısın” dediğinde tepkisellik dereceniz nedir? Hemen çok tepkisel davranıyor ve içinizdeki inat mı devreye giriyor? Yoksa daha makul olup değerlendirme yapabiliyor musunuz?