Psikoloji, içinde kesin formüller barındıran, mutlak bir bilim değildir.
Konusu insan olduğu için, insanla birlikte değişime açıktır. Bu sebeple, ben insana dair formüller veren yöntemlere inanmıyorum. Bunu da sıklıkla yazılarımda dile getiriyorum.
Üç günde özgüven, beş adımda aşk gibi formülleri gerçekçi bulmuyorum. Her insan kendine özeldir. Bir kişiye iyi gelen bir yöntem, bir başkasına iyi gelmeyebilir.
Genelgeçer ve herkese iyi geleceği iddia edilen bu formüller kısa ömürlü oluyor. Kişiye göre uyarlanmadığı zaman kalıcı bir etki bırakamıyor.
Psikolojide sayısal denklemler yok, ama ilişkilerle ilgili durumları kurgusal olarak bir matematik programına dönüştürürsek karşımıza neler çıkar?
Bugün içine biraz da mizah katarak böyle sorular hazırladım. Hiçbirinin tek ve kesin cevabı yok. Siz kendinize göre cevaplayın, isterseniz tanıdıklarınıza sorun, cevaplarınızı karşılaştırın. Bakalım nasıl cevaplar bulacaksınız!
a ve b arkadaştır. a, c’yi sevmez, tavırlarından rahatsız olur. a ve b ise iyi arkadaştırlar. a, c’yi sevmediğini b’ye söylemiştir.
Bir gün a ve b birlikteyken, c’ye rastlarlar. a, c’ye gayet samimi davranır, hatta buluşmak üzere plan yaparlar. b, bundan çok rahatsız olur. a’ ya da yapmacık buldum, hani c’yi sevmiyordun diyemez. İçinden sinir olur. Bu durumda b’nin yerinde olsanız ne hissedersiniz? Nasıl davranırsınız?
Dışarıdan bakabilmek
a herkesin kendi gibi davrandığını sanmaktadır. a, herkese yardım etmek isteyen bir kişidir. Arkadaşlarının bir sıkıntısı olduğundan elinden geleni yapar. Bir gün a’nın canı sıkkındır, yakın bir arkadaşına derdini anlatır. Tek isteği, birisinin onu anlamasıdır. Arkadaşı ise a’yı pek dinlemez, geçiştirir ve bir daha da nasıl olduğunu sormaz. Siz a’nın yerinde olsanız ve herkesin sizin gibi davranmadığını anlasanız, ne hissedersiniz?
a ve b evlidir. İki çocukları vardır. Son zamanlarda sıklıkla kavga etmeye başlamışlardır. Zevkleri, hobileri ve yapmak istedikleri şeyler birbiriyle hiç uyum sağlamamaktadır. Birinin istediğini yapsalar, öbürü mutsuz olmaktadır. Evliliklerini de kurtarmak istemektedirler. Ancak evlilikleri bir ileri, iki geri gitmektedir. Bir gün iyi geçinip, beraber aynı şeyden zevk almayı başarsalar, ertesi gün olmadık bir şeyden kavga çıkmaktadır. İkisi de mutsuzdur ama boşanmayı da düşünmemektedirler. Siz onlara bir tavsiye verecek olsanız, ne söylerdiniz?
Ne yapmalı, ne önerirsiniz?
a iyi bir annedir. Son zamanlarda ergen kızıyla sorun yaşamaktadır. Kızının istediklerini yaptığı zaman iyi, izin vermediğinde ise kötü anne olmaktadır.
Ergenleri anlamak ve onlarla geçinmek adına kitaplar okusa da, anlık bir tartışmada istemediği şekilde sinirlenebilmektedir. Kızıyla tartışmadan sorunlarını çözmek istemektedir. Ancak kızı buna yanaşmaz ve sivri dilli konuşmalarıyla annesini bezdirir. Sizce a ne yapmalıdır?
b, işyerinde beraber çalıştığı arkadaşıyla anlaşamaz. Ortak bir iş dağılımı yapamamıştır. İşlerin çoğu, b’ye kalmıştır. Hatta arkadaşı kendi bölümüne düşenleri de üstünkörü yapmaktadır ve b sürekli olarak onu kontrol etmek zorunda kalmaktadır.
Bunu iş arkadaşıyla konuşmayı denediğinde, arkadaşı eksiklerini kabul etmez, hatta b’yi aşırı titiz olmakla suçlar. b artık işinden zevk almamaktadır, ama işine de ihtiyacı vardır. Bu durumda b’ye ne önerirsiniz?
İpucunu yakalayın!
Soruların cevaplarını düşünürken dikkat edin, hiçbir sorunun tek bir cevabı yok! Her soruya farklı önerilerde bulunabilirsiniz. Bazen de yaşadığınız ilişki sorunlarını bu şekilde bir matematik sorusuna çevirip dışarıdan bakmaya çalışın.
Kendinize dışarıdan baktığınızda, olayların içindeyken göremediğiniz bir ipucunu yakalayabilirsiniz!