Hayat, sürekli öğreten, öğrenilecek konusu hiç bitmeyen; kimi zaman acı, kimi zaman tatlı anları menüsüne koyan bir yolculuk değil mi? Kim, “Ben artık oldum, piştim, her şeyi öğrendim” diyecek kadar cesur olabilir ki?
İnsanı hayatın içinde en canlı tutan, insan olduğunu hatırlatan şeylerden biri de öğrenme hevesidir. Daha doğduğumuz andan itibaren çevremizi merak ederiz. Bebekken kurcalar, konuşmaya başladığımızda “Bu ne?” diye sorar dururuz.
Çok soran, keşif yapmaya meraklı ve kurcalayan çocuklar, bazen sorularıyla anne-babalarını yorsalar da, uzmanlar bunun yaratıcılık için önemli bir unsur olduğunu düşünüyor.
İnsan kaç yaşına gelirse gelsin kendini geliştirmekten ve kişisel gelişimine yatırım yapmaktan vazgeçmemelidir. Zihni aktif tutmak, zihin egzersizleri yapmak ise insanın psikolojik sağlığı için son derece faydalı!
Beyin yeni bilgilerle karşılaşmayı sever ve yeni şeyler öğrenmeye çalıştıkça daha üretken hale gelir. Eğer beynimizi sadece alışkanlıklara teslim edersek, değişiklik ve rahatımızı bozma korkusundan öğrenmekten kaçarsak, beynimiz tembelleşir.
Beden için fiziksel egzersizler yaparız ve bedenimizin dinç kalmasını sağlamaya çalışırız. Beynimiz ve ruh sağlığımız için de yeni şeyler öğrenmek, denemek ve bu anlamda zihinsel egzersizler yapmak iyi gelir.
Sürekli aynı şeyleri yapan ve gelişmek için hiç adım atmayan kişiler. zaman zaman kendilerini boşlukta hissederler. Kaliteli zaman geçirmek yerine zaman öldürür hale gelirler.
Kendimizi tekrar etmekten kurtulalım
Zihinsel olarak üretmediğimiz zaman kendimizi dinlemeye başlarız. Kaygı ve korkular kendisini en kolay zihnin boş anlarda gösterir. Uğraşacak bir işimiz olmadığında, kaygıyı daha hızlı üretmeye başlarız. Zihnimizin meşgul olduğu anlarda hiç aklımıza gelmeyen düşünce ve duygular, zihin boş vitese geldiğinde ortaya çıkmaya başlar.
Öğrenmek denince hemen aklımıza okul gelir, ama öğrenme sadece okulda olan bir eylem değildir. Hayatın içinde her gün yeni bir şey öğrenebiliriz, yeter ki buna istekli olalım ve farkındalığımızı yüksek tutalım.
Evimize her gün gittiğimiz yol yerine başka bir yoldan gitmenin bile, zihnin farklı çalışmasına yol açtığı için faydalı olduğu bilinmektedir.
Yeni bir kitap okumak, bir elişi kursuna yazılmak, değişik bir spor dalı denemek, belki yeni bir dil öğrenmek gibi, kendimizi geliştirmek adına yapabileceğimiz, sayısız örnek verebiliriz.
Önemli olan, kendimizi tekrar etmekten kurtulmaktır. Bu, bolca vakti olanlar kadar, çalışan ve boş vakti az olan kişiler için de geçerlidir. Kendinize ait boş zamanlarınızda ne yapıyorsunuz? En son kişisel gelişiminize katkıda bulunabilecek ne öğrendiniz? Yeni bir şey öğrenmeyeli ne kadar oluyor?
Sıklıkla, “Bu yaştan sonra ne öğreneceğim ki!” bahanesini duyarız. Öğrenmenin bir döneme sıkıştığını düşünme yanılgımız var. Japonya’da bir köyde uzun yaşamanın sırlarını araştırmışlar. Yapılan araştırmalar, hem bedeni hem de zihni meşgul etmenin ve öğrenmeyi hiç bırakmamanın uzun yaşamanın sırrı olduğunu göstermiş.
Öğrenmeye hevesiniz ve iştahınız olsun yeter, öğrenilecek şey mutlaka vardır! Kendimizi geliştirdikçe etrafımıza daha çok ışık saçarız ve zihnimiz zinde kaldıkça ruh sağlığımız da dengeli olur.