Bizim gelenek ve göreneklerimizin birçoğunun birleştirici ve iyileştirici bir yanı vardır.
Atalarımız birlikte olmayı, birlikten kuvvet bulmayı ve birliğin gücünü anlatan birçok söz söylemiş. “Bir elin nesi var, iki elin sesi var” gibi atasözleriyle, beraberliğin önemi eskiden beri vurgulanmış. Yine, en önemli değerlerimizden biri, aile ve aile bağlarına verdiğimiz önemdir. Aile her kültürde kutsaldır ama bizim geleneklerimizde özellikle birleştiricidir.
Çoğu kültürde bireysellik ön planda iken bizim kültürümüzde beraberlik öne çıkar. İyi günde, kötü günde yalnız olmak değil sevdiklerimizle olmak, bizde âdettendir. Çoğu kültürde gençler aileden kopup kendi ayakları üstünde yaşar. Bireysellik desteklenir. Bizim ailelerimizde çocuklar kopmaz, geniş aile olarak, aileler genişler.
Çekirdek aile ve geniş ailenin sınırları bulanık olmadığı sürece sorun yoktur. Kimi zaman bu sınırlar iç içe geçer ve sağlıklı aile yapısı bozulur. Bu gibi durumlardan bir sonraki yazımda bahsedeceğim.
Şimdi beraberliğin insanın psikolojisine iyi gelen yanlarına bakalım.
İnsan, bir sevdiğinin, bir yakınının varlığından bile destek bulur.
Zor zamanlarında yanında bir dostunu bulmak, ailesinin yanında olduğunu bilmek, insanın iç dünyasına iyi gelir. Bazen insan yalnız kalmak istediğini sandığında bile bir anda yanında beliren birinin varlığından umutlanır.
Sıkıntılar paylaştıkça azalır. Mutluluklar da paylaştıkça çoğalır. Paylaşmanın özünde, birinin yanımızda olduğunu bilmek kadar birinin bizi anlaması da vardır.
Kendinizi anlatabildiğiniz ve sizi koşulsuz kabul eden biri size iyi gelir. Ailede bireyler birbirini koşulsuz kabul edip seviyorsa aile iyileştirir.
Bayramlarımızın da böyle bir yanı vardır. Küçükler, büyükler bir araya gelir. Birlik ve beraberlik pekişir. Sevgi, saygı, barış ve yardımlaşma gibi duygular yaşanır. Bu duygular ruhumuzu besler.
Hepimizin sağlıklı bir psikoloji için, sevilmeye, sayılmaya ve hoşgörüye ihtyacı vardır. Herkesin sevildiği, sayıldığı ve huzurlu olduğu, iyi bayramlar diliyorum.