Gözlerimizle bakarız ve gözlerden birçok mesaj alırız, veririz. Bir bakışma içinde konuşulmayan ama havada uçuşan birçok mesaj vardır. Gözler isterse konuşur isterse de konuşmaz. Evet gözlerimiz sadece bakmaz, konuşur da! Bu özelliğinden olsa gerek göz üzerine birçok deyim, tamlama üretilmiş. Bugün bunlara biraz kafa yordum.
Göze çarpma(ma), fark edilir olmayı anlatır. Görünüşüyle dikkat çekmeyi başaranlar göze çarpar. Göze çarpmak mı iyidir çarpmamak mı, çok görecelidir. Kimi zaman dikkat edilmek kimi zaman da fark edilmemek isteriz.
Göze girmek, bizlere öğrencilik yıllarında aşılanır. İyi işler yapanlar, yüksek not alıp, dersi dinleyenler öğretmenin gözüne girer. Öğretmenin gözüne girdiysen pek de sorun yaşamazsın. İşte küçüklükten itibaren göze girmeye çalışmamız bu yüzdendir.
***
Göze girince iş bitmiyor, bir de gözden düşme durumu var!
Göze girdiysen orada kalmalısın, aksi bir şey yaparsan pat diye düşersin, bu sevgi ve ilgiyi kaybetmek ise can acıtır.
İşler daha da kötüye giderse, “gözüm seni görmesin” kısmı gelir. Ya çok kızdıklarınıza bunu söylersiniz ya da birini çok kızdırdıysanız bunu duyarsınız. Aman sert bir söylemdir, ben pek kullanmayı sevmem.
***
Gözün içi çok şey anlatır. “Gözümün içine bak” diyen birine usta değilseniz yalan söylemeniz çok zordur. Gözünün içine bakamadığınızdan zaten gözlerini kaçırırsınız.
Bazen de çok sevdiklerinizin o kadar üstüne titrersiniz ki her istediğini yapmak için gözünün içine bakar, onu korumak için o taa gözün içinden gelen sinyallere kitlenirsiniz.
Kimi zaman birisi size gözünü diker de rahatsız olursunuz.
Sabit ve üzerinize dikili bakışlar tedirgin eder. Bakmayan gözler kadar rahatsız edici bakışlar da tedirgin eder.
***
Çok görmeyince, özleyince, hasret alıp başını gitti mi gözümüzde tütersevdiklerimiz!
Bir de bununla çelişki içinde olan bir atasözü de “Gözden ırak olan gönülden ırak olur.”
Görmeyince daha çok mu özlüyoruz yoksa görmedikçe sevgi azalır mı?
Bana kalırsa sevdiklerimizi eskisi kadar göremesek de, muhabbet imkanımız kısıtlansa da aramızdaki sevgi azalmaz, ortak konular azalır.
***
Gözden kaçırdığımız çok detay vardır hayatta! Bazen çok önemli şeyler bile gözümüzden kaçıverir! Gözümüzün de bir kapasitesi vardır, yorgun olduğunda, zihin karışık olunca, dikkat çok yere odaklanıp, sonra birden dağılınca görmemiz gerekenleri ıskalayabiliriz.
Zaman az olunca, çabuk anlamak, bilmek istediğimizde göz gezdiririz. Kısacık bir göz banyosu ile bile çok fikir sahibi olabiliriz. Çok bakmak değil bazen az bakıp görmek daha önemlidir.
Kimi zaman göz göre göre hatalar yaparız. Gözümüzün gördüğü, bildiği, uyardığı halde yanlışı seçeriz. İnsanı daha sonradan en çok kahreden de bu göz göre göre yapılan hatalardır çünkü bunların engellenme olasılığı daha yüksektir.
Bazen her şey gözümüzde büyür. Yapmak istediklerimiz, istemediklerimiz, işlerimiz, görevlerimiz, her şey bir an için abartılı bir yük taşır ve gözümüzde o kadar büyütürüz ki başlama korkusu yaşarız.
Bir şeyi, bir kişiyi ele geçirmek istediğimizde, bir hedefi başarmaya kilitlendiğimizde ona göz koyarız. Çoğunlukla olumsuz bir anlam çağrıştırır, sanki kötülük yaparak elde etmek gibi veya aşırı hırslı bir davranışı çağrıştırır.
Evet, şimdilik aklıma gelenler bunlar ama eminim konu göz olunca daha birçokları çıkar.
Görmek deyip geçmeyelim anlamaya çalışarak, değer vererek görelim.