Aylin Öney Tan

Aylin Öney Tan

aylinoneytan@gmail.com

Tüm Yazıları

Üzüm Anadolu’da kutsal sayılır. Tarih boyunca Anadolu kadim kültürlerinin hepsinde bağları korumaya ve üzümü kutsamaya dair gelenekler oluşmuş. 15 Ağustos günü, Meryem Ana’nın göğe yükselişiyle birlikte Üzüm Bayramı kutlanır, bağ bozumu dönemi başlar

İnsanoğlu ilk üzümü ne zaman nerede nasıl tattı bilinmez. Yabani üzümün menşeinin Doğu Anadolu’da olduğu, Adıyaman civarında dik derin vadilerde hâlâ yabani üzüm bulunduğuna dair araştırmalar var. Yabani üzüm bundan 10 bin yıl önce muhtemelen Doğu Kafkaslarda evcilleştirilmiş, bugün bildiğimiz asmaya evrilmiş. İran’da Hacı Firuz Tepe’de tam 7 bin yıl önce şarap yapıldığı tespit edilmiş; Ermenistan ve Gürcistan’daki kazılardaki buluntular da şarap üretimine dair benzer kanıtlar sunuyor. Bronz Çağı’nda Doğu Kafkaslardan Kilis yakınlarındaki Barak Ovası’na kadar uzanan âdeta üzüm nehri gibi bir bağlar silsilesi olduğu, her mevsim gezgin bağ ustalarının kuzeyden başlayarak güneye bağlara bakarak budayarak indikleri, sonra güneyden kuzeye doğru bağ bozumu yaparak döndükleri saptanmış. Milattan önce 2 binli yıllarda Hititler bağları hukukla korumaya almış, bağcılık üzerine tarihteki en detaylı kanunları yazmışlar. Öyle ki birisinin bağına zarar veren, yakıp yıkan bir kişinin mutlak cezası ölümmüş. Şu bir gerçek ki bu topraklar üzümün beşiği olmuş, Anadolu’da yaşamış tüm kadim kültürlerin en önemli meyvesi üzüm olmuş.

Haberin Devamı

Üzümün kadim geçmişi

Dağlarından bal akar

Bağlar, yaprağından şırasına tam bir bereket kaynağı. Üzüm her şeyden önce şeker kaynağı. Anadolu’da dağ sırtlarına kurulan bağların olduğu yerlerde “Dağlarından bal akar!” deyimi yaygındır. Bugün üzümün en yaygın kullanılış biçimi sofralık üzüm olarak, sonra kuru üzüm yapımı geliyor, bunu üzüm şırasından yapılan pekmez ve şirelikler yani pestil, kesme, dilme, köftür, cevizli sucuk, şirin tarhana gibi tatlı lezzetler takip ediyor. Yani üzümün tadına son damlasına kadar varılıyor, damakları tatlı tadıyla şenlendiriyor. Benim yorumum lokumun atasının da üzüm şırasında gizli olduğu. Kaynatılan üzüm suyu veya pekmez buğday nişastasıyla koyulaştırıldığı zaman soğuduğunda donuyor, bu jelleşme etkisi tam olarak lokumun temeli. Lokum sonuçta su, şeker ve nişastadan mamul, bazen fındıklı fıstıklı ya da tıpkı cevizli sucuk gibi içine ceviz sarılmış oluyor ya da mermere dökülüp donunca kare kare kesiliyor. Tıpkı Anadolu’da pek çok yerde köftür, köfter, dilme, kesme, şirin tarhana gibi farklı isimlerle anılan tatlı atıştırmalıklar gibi.

Haberin Devamı

Pek çok ritüeli var

Üzümün bereketi o kadar çok ki, üzümü toplanacağı bağ bozumu zamanı gelince onu kutsamak için pek çok ritüeller yapılmış. Bağ bozumunda Hitit bereket tanrısı Kubaba bir elinde üzüm salkımı bir elinde buğday başağı ile resmedilir. Antik Yunan’da Dionysos, bağ bozumu tanrısı olarak bilinir, Roma mitolojisinde ise Baküs onun yerini alır. Anadolu inanç sistemlerinde hep üzüme dair bir referans vardır.

Üzümün kadim geçmişi

Tek bir tane yenmiyor

İşte bunlardan biri de 15 Ağustos’ta kutlanan Meryem Ana günü, aynı zamanda bağbozumu günüdür. Hazreti İsa’nın annesi Meryem Ana, Hristiyanlar için çok önemli, ama sadece Hristiyanlık’ta değil İslam dini için de kutsal. Kuran’da ismiyle anılan tek kadın olarak tam 34 kere geçiyor. Meryem Ana’nın bu dünyadan göçtükten sonra göğe yükselmesi, bir anlamda Allah’a kavuşması 15 Ağustos günü kabul ediliyor. Bugün aynı zamanda üzüm bayramı olarak kutlana gelmiş. Özellikle Ermenilerin Surp Asdvadzadzin günü, Meryem Ana’nın Tanrı huzuruna çıktığı ve üzümün kutsandığı gün olarak kutlanıyor. Bugünden önce asla bir tek tane dahi üzüm yenmiyor. 15 Ağustos’a en yakın pazar günü yapılan ayinlerde salkım salkım üzümler sembolik olarak kilisede takdis ediliyor, sonra küfeler dolusu halka dağıtılıyor. Rumlar bugünü Panaiya olarak kutluyor. Eskiden Anadolu’da Müslümanlar da bu üzüm yasağı geleneğine riayet eder, Ermeni komşularına saygı gereği Meryem Ana Günü’ne dek üzümü toplamazlarmış. Bu arada takdis edilecek üzümün çekirdeksiz olması daha makbul. Çünkü bakire Meryem Ana, iffet ve saflığın simgesi. Çekirdeksiz üzüm de Tanrı’nın bakire Meryem’e gönderdiği Hz. İsa’yı tohumsuz, yani babasız dünyaya getirmesini sembolize ediyor.