Aylin Öney Tan

Aylin Öney Tan

aylinoneytan@gmail.com

Tüm Yazıları

Deniz, kum, güneş… İngilizce 3-S (Sea, Sand, Sun) olarak bilinen bu üçlü, bir zamanlar turizmin altın anahtarıydı. Günümüz tatil anlayışı için
bunlar yeterli değil, hatta olmasa da olur kabul ediliyor. Yeni büyülü ikili artık “Tat ve Sanat”

Tat, sanat ve deniz

Deniz-kum-güneş uzun yıllar Türkiye’de turizmin direği oldu. Öncesinde tarihi ve arkeolojik değerler çekim unsuruydu. Bir zamanlar turistler için İstanbul, Kapadokya, -Pamukkale ve Efes mutlaka görülmesi gereken “kare as” gibiydi. Sonraları büyük tesisler yapıldı, her şey dâhil sistemiyle açık büfeler, yeme-içme-eğlence gündeme geldi. Nitelikten çok nicelik ön plana geçti. Dünyada lüks destinasyon kavramı artık çok değişti. Şatafat değil sadelik ön planda. Görmek ve görülmek değil, aksine gözlerden ırak tatil yapmak lüks kavramıyla özdeş oldu. Yalın ve doğayla uyumlu bir mimari tasarımın ön plana çıktığı ortamlar, özgün yöresel lezzetleri ve yerel ürünleri tatmak öncelikli tercih oluyor. Deniz ögesi artık sadece usta şef dokunuşlarıyla birer sanat eserine dönüşmüş tabaklarda aranıyor; o gün yakalanmış en taze deniz ürününü en yaratıcı şekilde sunmak şefin önceliği oluyor.

Haberin Devamı

ONA: Dalgaların sesi

Deniz deyip geçmemek lazım. Akdeniz müthiş bir kültür beşiği. Paylaşılan ortak deniz birbirine uzak kıyılardaki kültürleri birleştiriyor, adeta dalgalar aracılığıyla ile bir bağ kuruluyor. Akdeniz ruhu, bu kıyıları paylaşan insanların ortak ruhu oluyor. Ortak tarihi geçmişle ortak tatlar ve kokular paylaşılıyor. Kıyılara vuran dalgalar aşkları kamçılıyor, sanatçılara ilham kaynağı oluyor; giderek Akdeniz’den öteye ulaşıyor, tüm dünyaya birleştiriyor. İşte bu dalgalar gastronomi dünyasına yeni bir soluk getirecek olağanüstü bir fikre ilham kaynağı olmuş. 2019 yılında Lizbon Costa Caparica sahilinde bir pop-up restoran açan şef Luca Pronzato, bir akşam dalgalara bakarken genç şeflere kendilerini göstermeye fırsat verecek bir platform olması gerektiğini düşünmüş ve ONA fikri böyle doğmuş.

Tat, sanat ve deniz

“Ona” sözcüğü, Katalan dilinde dalga anlamına geliyor. Noma başta olmak üzere dünyaca ünlü pek çok restoranda çalışan Pronzato, mutfakta gölgede kalan olağanüstü yetenekli şeflerin olduğunu, pek çoğunun kendini gösterecek fırsatı bulamadığını söylüyor. Bu yüzden genç yeteneklerin parlamaları için bir ortam yaratmak istemiş. Gençlerin rüzgârla birlikte dalgaların götürdüğü yere gidecekleri, gittikleri yerin kültüründen lezzetlerinden ilham alacakları, aynı zamanda kendi bilgilerini, birikimlerini ve yaratıcılıklarını taşıyabilecekleri bir platform kurmayı hayal etmiş ve dalgalarla gelen bu fikre dalga anlamında ONA adını vermiş.

Haberin Devamı

Tat, sanat ve deniz

Dalga Ege’ye ulaştı

Aradan geçen iki yıl içinde kimi 1 hafta, kimi 6 aylığına tam 6 ayrı ONA açılmış. Paris’te bir çatı katında sadece kahvaltı servis eden, Zermatt kayak merkezinde ya da Basel’de insanları bir ateş etrafında ısıtan, şimdilerde Meksika’ya uzanan bu fikir dalgası, şimdi Ege kıyılarına vardı. Yaz boyunca Kaplankaya bünyesinde dalgaların yaladığı Çivit koyu Anhinga Beach’de konuklarını ağırlayacak. Mutfak eski Nicole’den tanıdığımız Aykut Doğanok ve ünlü Frenchie şeflerinden Nicolau Pla Gomez’e emanet. Yaz boyunca Türkiye’den ve dünyadan pek çok şef konuk edilecek; böylece her hafta ayrı bir heyecan yaşanacak. Denizin dalgaları, artık uzak kıyıları birleştiren bağ, yaratıcılıkları besleyen, fikirleri harmanlayan bir ortam, sanat ve gastronomiyi buluşturan bir güç. O dalgalar Pronzato’yu bugün Türkiye kıyılarına getirmiş, kim bilir belki bizim buraların tatlarını da çok uzaklara taşır, belli mi olur!

Haberin Devamı

Tat, sanat ve deniz

Pop-up restoran ve galeri

Pop-up geçici mekânlara verilen bir ad. Bir anlamda bir mekânın bir tema çerçevesinde başka bir yere misafirliğe gitmesi olarak düşünebiliriz. Kaplankaya Six Senses bünyesinde iki pop-up mekân güncel sanat ve gastronomiyi bir araya getiriyor. The Pill, ONA AT THE BEACH ile birlikte pop-up bir galeriye ev sahipliği ediyor. Bu özel seçkide dünyaca ünlü heykeltıraş Marion Verboom’un “Achronies&Tectonies” isimli eserleri ve Türkiye’den sanatçı İrem Günaydın’ın “Salad Cake” isimli son dönem eserleri yer alıyor. Yaz boyu Meksikalı sanatçı Pablo Dàvila’nın mekâna özel kurgulayacağı müdahalelerle eserler farklı kurgularda sergilenecek.