BM tarafından “Küresel Gıda Kahramanı” ünvanına layık görülen Ebru Baybara Demir, bu kez Yale Üniversitesi davetiyle Amerika’daydı. “Global Table Fellow 2025” payesiyle onurlandırılan Demir, Amerikalıları bulgur yemekleriyle tanıştırdı
Yale Üniversitesi’nin yürüttüğü Global Table programı “Küresel Sofra Kardeşliği” olarak çevrilebilir. Bu program, Yale MacMillan Center, Yale Schwarzman Center ve Yale Hospitality iş birliğiyle gerçekleştiriliyor. Program çerçevesinde dünyanın dört bir yanından her yıl bir şef seçiliyor. Davet edilen şefin yaptığı yemekler arasından seçilenler yıl boyunca Yale Hospitality bölümünde öğrenci ve akademisyenlere sunuluyor. Şefin sunumları, yaptığı konuşmalar ve seçtiği yemeklerin ilham vermesi amaçlanıyor. Sofra ve mutfak kültürü üzerinden sürdürülebilirlik, sağlık gibi konuların vurgulanması, topluluklar arasındaki bağların güçlendirilmesi, gastronomide yeni vizyonlar açılması hedefleniyor. Ebru Baybara Demir’in sosyal gastronomi alanında yaptığı çalışmalar dikkatleri çekmiş ve bu yıl Global Table Fellow 2025 olarak seçilmiş. Geçen yıl Afrika’dan Ganalı Selassie Atadika ilk kez bu ünvanı almıştı, ikinci yıl Ebru seçilince, sayesinde Türkiye de “Küresel Sofra Kardeşliği” masasına oturdu.
Kadın emeği
“İnat ve sebat”; Ebru Baybara Demir’i en iyi özetleyecek iki kelime olabilir. Çeyrek asırdır durmaksızın çalışıyor. İnatla, sebatla. Mardin’de 1999 yılında onu ilk tanıdığımda durmak bilmeyen enerjisiyle akla gelmeyen yaratıcılıkta geziler düzenleyen bir rehberdi. Kâh Dicle’nin içine masa kurar, turistlere ayakkabıları fora ettirip ayaklar suda sofraya oturturdu kâh Kasımiye Medresesi avlusunda Ankara protokolünü dev kilim yastıklar üzerinde bağdaş kurdurtur, yer sofralarında yemek yedirtirdi. Yemekleri hep ev kadınlarına yaptırır, onlara gelir kaynağı yaratırdı. Ben o zaman Dünya Bankası Türkiye Kültürel Miras Projesi’nin yöneticisiydim. Ne zaman başımız sıkışsa Dünya Bankası heyetine Ebru’yu örnek gösterirdik. “Bakın bu kadın çok büyük işler başarabilir, projelerimizde gastronomiyi ve kadın emeğini ön plana çıkarmalıyız,” diye. Ebru o dönemde bizden hızlı davrandı, hiçbir destek almadan ilk restoranı Cercis Paşa Konağı’nı açtı. Pek çok engellemeler, çekememezliklerle karşılaştığı da oldu ama hep inat etti, sebat etti. Hayatını sil baştan Mardin’de şef olarak kurdu ama onunla da yetinmedi, sayısız projeler üretti, o projelerle sayısız ödüller aldı. Bugün ise aldığı ünvanlara eklediği sonuncusuna bakınca gurur duyuyorum ve o zamandan bugüne adım adım ama bir kez bile yılmadan, durmadan geldiği yolu hatırlıyorum. Arada da dayanamayıp gülüyorum. O zamanlar Dünya Bankası elemanlarına ütopik bir hayal gibi gelen Amerikalılara bulgur yedirme işini başardı, üstelik Yale menüsüne bulgur yemeği soktu diye…
Neden bulgur?
Global Table programı kapsamında Ebru Baybara Demir’den bir menü istenmiş. O da seçtiği altı özel yemeği bulgur ağırlıklı seçmiş. Doğrusu bulguru gündeme getirecek şekilde bulgurlu lezzetleri seçmesi çok akıllıca bir hamle. Bulgur, Avrupa’da ve özellikle Amerika’da neredeyse hiç tanınmıyor. Ne olduğunu, nasıl kullanacaklarını bilemiyorlar. Bambaşka bir tahıl türü olduğunu sanıyorlar; buğdaydan yapıldığını, önceden pişmiş ve kurutulmuş bir ürün olduğunu, dolayısıyla çok farklı biçimlerde kullanılabileceğini, sadece pilav olarak değil, çiğ olarak salatalardan kısıra, kızartma ya da haşlama içli köftelere, etsiz bulgur köftelerine kadar uzanan çok farklı kullanım alanları olabileceğini bilmiyorlar. Farklı boyutlarda, köftelik incesi, pilavlık kalını olduğunu, buğday türüne göre farklı lezzet yelpazesi olabileceğini hiç düşünemiyorlar. Oysa bulgur sonsuz çeşitlilikte kullanım alanı sunan ve tıpkı bizim mutfağımızda olduğu gibi vegan ve vejetaryen beslenme biçimleri için müthiş bir seçenek sunun sağlıklı bir malzeme. Bir anlamda bulgur henüz dünyanın keşfetmediği bir mucize.
Menüde ne var?
Bu özel etkinlik sonrası Türk bulguru, ilk kez düzenli bir şekilde Yale Üniversitesi menüsünde yer alacak. Mart 2025 itibarıyla günde 22 bin öğrenciye hizmet veren Yale Hospitality restoranları ve kantinlerinde Ebru Baybara Demir’in imzasını taşıyan menü sunulacak. Menüde mercimek köftesi, iri pilavlık bulgurdan teşt pilavı, bulgur köftesi, bulgurlu soğan dolması, kaparili patlıcan salatası, zeytinyağlı kereviz, irmik helvası. Kullanılacak tüm malzemeler Türkiye’den tedarik edilerek özgün lezzetiyle yıl sonuna kadar Yale öğrencileriyle buluşacak.