Aylin Öney Tan

Aylin Öney Tan

aylinoneytan@gmail.com

Tüm Yazıları

Narenciye çeşitlerinin en güzellerinden olan kan portakalı son analizlere göre normal portakala göre üç kat fazla C vitamini içeriyor. Bir başka iyi haber de Mersin kan portakalının coğrafi işaret alması

Geçtiğimiz günlerde Almanya’da, önde gelen meyve fuarlarından Fruit Lojistica fuarında Sicilya standından telefonuma ardı ardına fotoğraflar gelmeye başladı. Birbirinden iştah açıcı sulu sulu kan portakalı fotoğrafları... Reklam işleri bu kadar ilerledi mi, beni nereden bulmuşlar diye düşünürken fotoğrafları atanın Türkiye’de meyve sebze konularını en iyi bilen kişilerden biri olan Birol Uluşan olduğunu gördüm. Hemen “Bizim kan portakallarının eksiği yok ama reklam ve ambalajda geri kalıyoruz,” diye yazdı. Sonra kan portakalından yapılan ürün resimleri göndermeye devam etti; doğrusu da beni 1980’lerde İtalya’da kan portakallı meşrubatlarla, kıpkızıl dondurmalarla tanıştığım günlere götürdü. Sicilya kan portakalı denilince ilk akla gelen bölge. Sicilya kan portakalları sadece meyve olarak değil binbir çeşit ürüne dönüştürülerek ayrıca değerleniyor, tüm dünyaya satılıyor. Birol Uluşan’ın dediği gibi eksiğimiz yok, fazlamız var ama artık kan portakalına değer katmanın zamanı.

Haberin Devamı

Portakal sonradan Akdeniz’e gelmiş bir ürün. Portekizli kâşifler, Afrika’nın etrafında dolaşıp Asya ülkeleri ticaretini ellerine geçirince pek çok egzotik meyve Akdeniz ülkelerine getirilmiş. Bunların arasında portakal tam bir Akdenizli olmuş. Daha önce bilinen turunç gibi acı olmayan bu tatlı ve sulu meyveye Portekizlilere atfedilen isimler verilmiş. Sicilyalılar portogallo, Arnavutlar portokale, Yunanlar ise portokallion demişler. Avrupa ülkeleri ise Çin kökenli bu meyveye Çin elması anlamına gelen Almanya’da Apfelsinen, Hollanda’da Sinaasappel gibi isimler vermişler. Portakal en iyi ortamını İspanya’da Valencia ve İtalya’da Sicilya’da bulmuş. Kan portakalı ise Sicilya’ya 17’nci ve 18’inci yüzyıllarda geliştirilmiş. Bugün Sicilyalılar adını ‘Sangue’ yani ‘kan’ sözcüğünden alan Sanguinello, Araplara atfen koyu renkli ürünler anlamında Moro ve ismini çocuk oyuncağı kırmızı topaçtan alan Tarocco çeşitleriyle gurur duyuyorlar.

Haberin Devamı

Kınalı güzel kan portakalı

Akdeniz’in ‘Altıntop’u

Ülkemizde portakalın yaygınlaşması Cumhuriyet döneminin çabalarıyla gerçekleşmiş. 1936’da kurulan Narenciye İstasyonu’nun bünyesinde 1943 yılında faaliyete geçen Turunçgiller İstasyonu devreye girmiş. Bugün BATEM (Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü) olan, deneme bahçelerinde portakal türleri başta olmak üzere pek çok narenciye türü geliştirilmiş. Örneğin greyfurt o yıllarda Antalya’da yetiştirilmiş ve Altıntop adı verilmiş ama isim tutmamış ve zamanla İngilizce Grapefruit adından dönüşme greyfurt benimsenmiş. Çukurova’da 1944 yılında kurulan “Alata Teknik Bahçıvanlık Okulu” ise kendi bölgesinde narenciye bahçeleri kurulmasına öncü olmuş. Bugün Finike ve Fethiye’den Mersin ve Adana’ya uzanan bahçelerimizde dünyadaki her tür narenciye yetişiyor.

Üç misli C vitamini

Mersin ve civarında yetişen kan portakalları en çok Sicilya’nın etli kısmı morumsu kırmızı renkli, kabuğu da yer yer kızılımsı olan Moro türüyle kardeş. Ne yazık ki Finike’deki pek çok Sanguinello kan portakalı ağaçları zamanında para getirmiyor diye sökülmüş. Hâlbuki kan portakalının ciddi bir pazar potansiyeli var. Yaptırılan son analizlere göre normal portakal suyuna göre kan portakalı suyu üç misli C vitamini içeriyor. Güzel bir haber ise Mersin kan portakalı yakında coğrafi işaret tescilini alıyor. Artık Sicilyalı kanlı güzellere ciddi bir rakip var.