Aylin Öney Tan

Aylin Öney Tan

aylinoneytan@gmail.com

Tüm Yazıları

Cumhuriyet’in ilk yıllarında Atatürk’ün tarımı güçlendirmek için verdiği çabaların önemi bir asır sonra daha iyi anlaşılıyor. Atatürk’ün en güzel resimleri tarlada altın başakların ortasında çekilmiş olanları. Genç Türkiye Cumhuriyeti o başaklar sayesinde güçlendi, kendi kendini besleyen bağımsız bir ülke oldu

101 yıl önce asrın ötesinde tarım vizyonu

Atatürk’ün “Köylü milletin efendisidir!” sözü kırsalı güçlendirmek, tarım ve hayvancılığı geliştirmek, Anadolu halkını yerinde yüceltmek için söylenmiş bir sözdür. Cumhuriyet’in ilk yıllarında Atatürk’ün tarımı güçlendirmek için verdiği çabaların önemi bir asır sonra daha iyi anlaşılıyor. Cumhuriyet’in ilanından aylar önce toplanan İzmir İktisat Kongresi yeni kurulacak Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomi alanındaki yol haritasını çizecek olan kararların alındığı bir dönüm noktasıydı. Yarını daha iyi inşa etmek için geçmişe bir bakmakta yarar var.

Haberin Devamı

İzmir İktisat Kongresi

Millî Mücadele’den yeni çıkılmıştır. Yokluklar içindeki Anadolu’da gerçek savaş şimdi başlayacaktır. Kurtuluş Savaşı kazanılmış olsa da ekonomik bağımsızlık savaşı henüz verilmemiştir. Tam bağımsızlık yolu temel ihtiyaçlarda dışa bağımlı olmayan bir ülke kurmaktan geçecektir. Cumhuriyet’in kurulmasından yaklaşık 8 ay önce Atatürk’ün çağrısı ile düzenlenen İzmir İktisat Kongresi böyle bir ruh hâliyle toplanır. Kongrede Çiftçi Grubu’nun sunduğu istekler doğrultusunda ziraat konusunda yapılacak hamleler ve tarım ve hayvancılığa dayalı gıda sanayisinin kurulması yönünde pek çok karar alınır. Tarım politikasına yön verecek olan “Millî ekonominin temeli ziraattır!” ilkesinin benimsenmesi sayesinde Cumhuriyet’in ilanından sonra 1924’te Tarım Bakanlığı kurulur. Hızla alınan kararlarla bölgesel planlamalar yapılır, 1926’da ise Hayvan Islah Kanunu kabul edilir.

101 yıl önce asrın ötesinde tarım vizyonu

İzmir İktisat Kongresi’nin en önemli katkılarından biri de sivil girişimcilere verdiği güçtür. Örneğin Uşak’ta bir avuç çiftçi, Cumhuriyet’in ilk özel şeker fabrikasını açma serüvenine girişir. Nuri Şeker’in başını çektiği Uşak Terakki-i Ziraat Türk Anonim Şirketi tamamen yerel inisiyatifin çabasıyla kurulur ve Uşak’ta şeker pancarı tarımını başlatır. Aslen Uşaklı bir aileden gelen Latife Hanım, 50 liraya tam 25 hisse alarak maddi, manevi katkıda bulunur. Yurt sathında hızla yayılan Şeker işletmeleri sadece üretim değil sosyal ve kültürel hayatın merkezi olur, çalışanlarının mutluluğunu ve yaşam kalitesini gözeten, sosyal tesisler kuran bir yapı ortaya koyar.

Haberin Devamı

Yıllar boyunca Türkiye’nin üretimini dünya pazarına tanıtan İzmir Fuarı’nın temelleri de bu kongrede atılır. İzmir Enternasyonal Fuarı Atatürk’ün kongredeki önerisiyle 9 Eylül Yerli Mallar Sergisi olarak başlar. 1927’deki ilk sergide 338 esnaf mallarını sergiler ve pek çok üretici altın madalyayla ödüllendirilir. 1933’te 9 Eylül Panayırı adıyla Cumhuriyet Meydanı’na taşınan sergi, 1936’da Arsıulusal İzmir Fuarı adıyla bugünkü Kültür Park alanına taşınır.

101 yıl önce asrın ötesinde tarım vizyonu

Örnek çiftlikler

Atatürk, çiftçiye umut vermek amacıyla kendisi de örnek olmaya çalışır. Ankara bozkırında çorak bir arazi satın alarak 1925 yılında Atatürk Orman Çiftliği’ni kurar. İlk adı Orman Çiftliği olan ve tamamen kendi parasıyla satın aldığı araziyi 1937’de Hazine’ye bağışlar ve böylece Türk halkına armağan eder. Bununla da yetinmez 1936 yılında Mersin’in Silifke kazasındaki Tekir Çiftliği Tarım Kredi Kooperatifi’nin kurulmasına öncülük eder ve bir numaralı ortağı olur. Böylece kooperatifçiliğe verdiği önemi de vurgular.

Haberin Devamı

Atatürk, Anadolu’da ziyaret ettiği yerlerde sadece kent merkezlerini değil mutlaka kırsaldaki tarım arazilerini ve çiftlikleri de ziyaret eder, bölgelerde ticaret ve sanayi odalarında tüccar, esnaf ve sanayicilerle toplanır, onların sorunlarını dinler bölgenin nasıl kalkınabileceği konusunda görüşlerini paylaşır.

101 yıl önce asrın ötesinde tarım vizyonu

İyi tohum ve iyi ziraat

Geçtiğimiz günlerde Adana’da toplanan Çukurova Tarım Zirvesi’nde, Atatürk’ün bölgenin kalkınması ve güçlenmesi için ortaya koyduğu vizyon unutulmadı. Atatürk Adana’yı tam 9 kez ziyaret etmiş. Bu ziyaretlerin üçü Cumhuriyet’in kurulmasından önce, özellikle de İktisat Kongresi’nin hemen ertesinde 15 Mart 1923 tarihinde yaptığı ziyaret çok manidar. Köylülerle saatlerce sohbet eden, çiftçilerle yemek yiyen Atatürk, bölgede tarımın ve tarıma bağlı üretimin gelişmesi için uzun konuşmalar yapmış. Cumhuriyet’in ilanından sonra 13 Ocak 1925’teki gelişinde ise Ziraat Sergisi’nin açılışını yaparak Ziraat Mektebi’ni ziyaret etmiş, çiftçilerle iyi tohum ve iyi ziraat yapılması hakkında fikir alışverişinde bulunmuş.

Cumhuriyet’in ilk yıllarında tarıma verilen önem ve özellikle tarıma dayalı gıda sanayisinin kurulması, Kurtuluş Savaş’ından yorgun çıkmış bir milleti hayata döndürmüş, gerçek bağımsızlığı tattırmıştı. Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki hamlelere bakarak geçmişten feyz almak ve gelecek için yepyeni atılımlar yapmak mümkün!

101 yıl önce asrın ötesinde tarım vizyonu

Susuz tarım ve su yönetimi

Bugün iklim krizi ile giderek önem kazanan su kaynaklarının doğru kullanımı ve susuz tarım uygulamaları bütün dünyanın gündeminde. Cumhuriyet’in ilk yıllarında bu sorunun öngörülüp çareler aranması ise inanılmaz bir vizyon. Mustafa Kemal sonradan Atatürk Orman Çiftliği adını alacak olan Gazi Çiftliği’nin ilk kuruluşunda Bursa Ziraat Mektebi mezunu Ali Numan Bey ile çalışır ve bozkır ortasında kısa sürede elde ettiği başarılardan çok etkilenir. Bunun üzerine kendisini ziraat konusundaki ihtisasını geliştirmek üzere Amerika’ya gönderir. Kansas Ziraat Koleji ve Nebraska Üniversitesi’nde çalışmalarını ilerleten Ali Numan Bey Türkiye’ye dönüşünde Eskişehir’de Kuru Tarım (Dry Farming, o zamanki adıyla Drayfarming) Deneme İstasyonu’nun kuruluşunda görev alır.

101 yıl önce asrın ötesinde tarım vizyonu

1936 yılında yayımladığı “Drayfarming Araştırmaları” kitabında memleketin kuraklığına, iklim koşulları ve yağış rejimine uygun yerli bir ziraat sistemi ile çalışma gereğini vurgulamıştır. Kıraç topraklarda elde ettiği olağanüstü verim o dönemde ‘Türk Mucizesi’ diye anılır. Kıraç Anadolu toprağını yeşertmedeki başarısıyla nam salan Ali Numan Bey 1934 yılı soyadı kanununda Kıraç soyadını alır. Ne yazık ki, kendisi daha nice verimli çalışma yapabilecekken 1951 yılında Menderes Hükümeti tarafından emekli edilir. Bugün su fakiri olan ülkemizde hâlâ suyun verimli kullanılması konuşuluyor, iklim krizinin etkisi her geçen gün hissedilirken neredeyse tam bir asır sonra Atatürk’ün ve Ali Numan Kıraç’ın vizyonuna yeniden bakmak gereği duyuluyor.