Şiddet ve şiddet türüne dair ülkemizde bilinçlendirme fazlası ile yapılmaktadır. Fakat “dijital şiddet” hususunda bilinçlenme oldukça az olduğu gibi teknoloji ilerledikçe artık gittikçe yaygınlaşan, kolay bir şiddet türü olduğu için de önlenmesi oldukça zor olan bir sınıfa girmiştir.
Geçtiğimiz günlerde Miss Turkey 2024 finalinde tıp fakültesi mezunu İdil Bilgen, tacın yeni sahibi olmuş fakat İdil Bilgen'in sevinci kursağında bırakılmıştır. Olumsuz, acımasız birçok eleştiriyi beraberinde getirmiş ve Miss Turkey birincisi, hakkında yapılan olumsuz yorumlara açıklama yapma gereğinde bulunmuştur. Dijital şiddete maruz kalan ve ömrü boyunca dijital imza gibi kalacak olan bu yorumlar “travmalar”a sebep olmaktadır. Dijital şiddete maruz kalmayan kadın yok derecesinde azdır.
Peki nedir dijital şiddet?
Dijital şiddet, teknolojik araçlar (internet, sosyal medya, telefonlar, e-posta gibi) kullanılarak bir bireye zarar verme, taciz etme, tehdit etme, küçük düşürme veya kontrol etme eylemlerini
Narsist ile ayrılığın iki yönü olan duygusal ve yasal süreci ele alarak bu konuda pratik tavsiyelerde bulundum. Narsist bir eşten boşanmanın ipuçlarından, bu süreçte nasıl başa çıkılacağı yönünde rehber bu makale, sürecin her aşamasında yardımcı olacaktır. Fakat öncelikle narsist eşten kısaca bahsetmek istiyorum.
a-) Narsist Kişilik Bozukluğu Olan Eşin Genel Özellikleri
- Manipülasyon ustasıdır. Duygusal olarak işkence yapar ve gizli bir şekilde eşini korku taktikleri ile zorlar.
- Baskıcıdırlar. Ancak bu durumu doğrudan yapmazlar, baskısı günden güne psikolojik olarak etki eder. Narsist eş mağduru olan kimse, gün içerisinde yaptığı her davranış ya da attığı adımda eşinin kendisini eleştireceğinden korkar haline gelir.
- Korku taktikleri uygular. Ayrılmak için dava açması halinde maddi kayıpların olacağını, çocukları koz olarak kullanacağını ya da “davada ayrılmak istemiyorum” diyerek davayı uzatacağı yönünde tehditler sunacaktır. Gizli bir zorlama ile boşanma fikrinden caydırmaya çalışacaktır.
- Mutsuz olan sizsinizdir; ama mağdur olan her daim
12.03.2024 tarihinde yargı paketi ile birçok kanunda değişiklikler getirilmiştir. Resmi Gazete’de yayımlanan değişiklikler, Ceza Muhakemesi Kanunu ile bazı kanunlarda değişikliği içeren maddeler detaylandırılmıştır. Ancak bazı maddeler Resmi Gazete’de yayınlandığı gün yürürlüğe girmiş, bazıları ise 01.06.2024 tarihinde yürürlüğe girecektir, bu husus özellikle belirtilmiştir. Yargı paketi ile 5 farklı kanun dalında yapılan değişiklikler tek tek aşağıda kategori altında belirtilmiştir:
a-) 2004 Sayılı İcra İflas Kanunu’nda Gelen Önemli Değişiklikler
İcra İflas Kanunu’ndaki getirilen değişiklikler 01.06.2024 tarihinde yürürlüğe girecektir. En önemli değişiklik ise itiraz süreleri ile ilgilidir.
Yerel mahkemenin vermiş olduğu karara yönelik yapılacak itiraz ile ilgili sürede değişiklik getirilmiştir. Artık hukuk davalarındaki genel hüküm içeren Hukuk Muhakemeleri Kanunu uygulanacaktır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda olduğu gibi itiraz adına süre başlangıcı, yerel mahkemenin vermiş olduğu karar yüze okunduğu
Aldatılan eş, aldatıldığı için haliyle eşinin ağır bir yaptırımla cezalandırılmasını ve gerekirse hapse girmesini dahi istiyor. Kanunda bir yaptırımı var; ama hapis cezası değil. Hakim zinada bulunan eşin artık değer alacağını indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Zinada bulunan eş, eski ceza kanununa göre hapis cezası yaptırımı ile karşılaşıyordu; ancak zina suç olmaktan kaldırıldı. Artık zina, evlilikte “KUSUR” ve mutlak boşanma sebebi. Üç adımda zina nedeniyle boşanan eşin artık değer alacağında indirim veya kaldırmanın şartlarından bahsedeceğim:
1-) Davada Zinanın İspatı Gerekmektedir:
- Eş haricinde üçüncü bir kişiyle el ele yürüme ya da sarılma duygusal aldatmadır. Ancak “zina”, üçüncü bir kişiyle cinsel birliktelik kurulmasıdır. Duygusal olarak aldatma, güven kırıcı hareketler sınıfına girmektedir ve genel boşanma sebebi içerisine alınabilir. Eşin başkasıyla öpüşmesi, sarılması, el ele yürümesi zinaya delalet etmeyecektir.
- İşte bu kısımda eşler, aldatıldığımı nasıl ispatlayabilirim sorusunda boğulmaktadır. Sonuçta cinsel
1-) Taraf değildir
Avukat, müvekkilinin dosyasında ne davalı ne de davacıdır. Yani avukat, dosyada bir taraf değildir. Vekildir. Müvekkilinin haklarını korumak, savunmak, talepte ya da iddiada bulunmak adına görevini yapmaktadır.
Hasım değildir, düşman değildir.
Yargının kurucu üç unsurundan birisidir, kamu görevini ifa etmektedir. Açıkçası birçok meslektaşımız, müvekkilinin hakkını savunduğu için psikolojik ya da fiziksel şiddete maruz kalmaktadır. Özellikle boşanma davalarında avukatlara sıklıkla “komisyoncu”, “senin paranı alır”, “seni dolandırır”, “seni hep avukatın dolduruyor”, “avukatının gazına gelme”, “senin avukatının bir bilgisi yok”, “hiçbir şeyimi alamazsınız, görürsünüz”, “senin avukatını satın alırım”, “sen bence o avukatına fazla güvenme, ben bu kadar söylüyorum, “en ünlü avukatı tuttum, gör bak sizi nasıl bitireceğiz” gibi bu denli saçma, akıl karı olmayan cümleleri sarf etmektedir. Açıkçası bu
24/11/2021 tarihinde “İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile adından da anlaşıldığı üzere; İcra ve İflas Kanununda bazı değişiklikler yapılmıştır. İcra dairelerinin daha uyumlu ve verimli çalışması adına birçok yeni düzenleme getirilmiştir. 1932 yılında getirilen icra ile çocuk teslimi, senelerdir uygulamadaki sorunlar nedeniyle eleştirilmektedir. Çünkü sanki çocuklar bir eşya imiş icra dairesinde dosyalara konu oluyor ve memurla birlikte kişisel ilişki kurulan anne ya da baba, çocuğu hacze eve gidiyor ve buna ilişkin tutanak tutuluyor.
İcrayı başlatan alacaklı olan anne ya da baba borçlu olan diğer anne ya da babaya tebligat gönderiyor. Çocuk teslimi için memur ve pedagog eşliğinde kapısı çalınıyordu. Çocukların unutmayacağı ve bazen de bağrış çağrış gerçekleştirilen bu teslim, herkes için travmaya neden oluyor. Hatta polis, memur ve pedagog yetmezmiş gibi bir de haberlerde o çocukların ağlayışlarını çeken gazeteciler de dahil olduğunu gördük. Seneler boyunca çocukların bi
Boşanma davalarında en üzücü olan durum çocukların tüm olaylara başlı başına şahit olması ve olayların içine çekilmesidir. Elbette eşe olan güven kırıklığı, evliliklerde yaşanılan hayal kırıklıkları her iki eş açısından travmatiktir. Ancak yaşanılan travmatik olaylar nedeniyle çocukların diğer ebeveyne karşı intikam ya da koz olarak kullanılacağı anlamına gelmemektedir.
Kimi ebeveynler bu konuda bilinçli davranarak bu travmayı yaşatmamak adına çok saba sarf ederken kimi ebeveynler evlilik içerisinde yaşadığı olayları, tartışmaları çocuğuna yansıtarak kişiliğinin ve karakterinin oluşumuna olumsuz etki edecek derecede davranmaktadır. Ne yazık ki bu durumun en çok kadınlarda, annelerde görüldüğü araştırmalarda tespit edilmiştir. Birçok boşanma dosyasında gördüğüm kadarıyla eski eşe kızgın olan annenin çocuklara olan tutumunun “Medea Kompleksi” ile birebir örtüştüğünü ne yazık ki görüyorum.
Nedir bu “Medea Kompleksi”, boşanmada kötü niyetli anne sendromu sadece kadınlar
Temel haklar, kadın – erkek ayrımı yapılmaksızın herkes içindir; ancak ne kadar kadın-erkek eşit denilse de uygulamada kadınlar, cinsiyete dayalı eşitsizlik ve ayrımcılık ile karşılaşmaktadır. Bu nedenle yıllardan beri eşitliği sağlamak adına toplumsal cinsiyet eşitliği, pozitif ayrımcılık, fırsat eşitliği konuları gündeme gelmiş, kadınlar için mücadelelerde bulunulmuştur. Hukukta kadınlar adına düzenlemeler getirilmiş olsa da fiilen bu düzenlemeler ne yazık ki uygulanmamaktadır. İşte bu nedenle mücadele hala devam ediyor, mücadele sona ermedi. Sırf kadın olduğu için daha az maaş alan çalışan kadın iş yerinde ayrımcılığa maruz kalıyor, işten yorgun argın eve gelen kadın, ev işlerini yapmakla mükellef… Sadece kadın olduğu için tacize uğrayan veya şiddete maruz kalan, cinayetlere kurban giden birçok hemcinsimiz var. Kadın ve erkek elbette fiziki olarak denk değil; ama haklarda eşit!
Toplumda kadınlara negatif ayrımcılık yapılmakta kadınlar dışlanmaktadır. Birçok hemcinsimiz hakkını bilmemekte ve karşılaştıkları olumsuz durumlarda yasal hakkı olup olmadığı bilinci dahi