Avukat Serpil Çınar

Avukat Serpil Çınar

avserpilcinar@gmail.com

Tüm Yazıları

Temel haklar, kadın – erkek ayrımı yapılmaksızın herkes içindir; ancak ne kadar kadın-erkek eşit denilse de uygulamada kadınlar, cinsiyete dayalı eşitsizlik ve ayrımcılık ile karşılaşmaktadır. Bu nedenle yıllardan beri eşitliği sağlamak adına toplumsal cinsiyet eşitliği, pozitif ayrımcılık, fırsat eşitliği konuları gündeme gelmiş, kadınlar için mücadelelerde bulunulmuştur. Hukukta kadınlar adına düzenlemeler getirilmiş olsa da fiilen bu düzenlemeler ne yazık ki uygulanmamaktadır. İşte bu nedenle mücadele hala devam ediyor, mücadele sona ermedi. Sırf kadın olduğu için daha az maaş alan çalışan kadın iş yerinde ayrımcılığa maruz kalıyor, işten yorgun argın eve gelen kadın, ev işlerini yapmakla mükellef…  Sadece kadın olduğu için tacize uğrayan veya şiddete maruz kalan, cinayetlere kurban giden birçok hemcinsimiz var. Kadın ve erkek elbette fiziki olarak denk değil; ama haklarda eşit!

Haberin Devamı

 Toplumda kadınlara negatif ayrımcılık yapılmakta kadınlar dışlanmaktadır. Birçok hemcinsimiz hakkını bilmemekte ve karşılaştıkları olumsuz durumlarda yasal hakkı olup olmadığı bilinci dahi olmayabilmektedir. Örneğin; aynı departmanda çalışan aynı kıdeme sahip erkek işçiye daha fazla ücret verilmesi halinde kadın işçi, eşit işe eşit ücret hakkı olduğunu, işverenine ayrımcılık tazminatı talebi hakkında bulunabileceğini bilmelidir.

Kadınların mağduriyeti evlilikte, iş yerinde, okulda, ailesinde, boşanma davalarında… Hatta boşanma davası sonucunda kadınların mağduriyeti daha fazla olduğundan özellikle bu yazımda boşanma davalarında kadınların haklarına daha detaylı yer vermek istedim.

-Kadının Eğitim Hakkı

Kız çocuklarımızın mağduriyeti en temelde kendi ailesi içerisinde başlamaktadır. Anne ve babasının kız çocuklarına yaptığı negatif ayrımcılık ile eğitim hakkı elinden alınmaktadır. Ancak en temel haklardan birisi eğitim hakkıdır, Türkiye Cumhuriyeti Anayasanın 42. Maddesinin ilk fıkrasında “Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz.” ve 5. Fıkrasında “İlköğretim, kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve devlet okullarında parasızdır.” düzenlemesiyle kadın ve erkeğin eğitimde eşitliği vurgulanmıştır.

Haberin Devamı

Eğitim ve öğrenim hakkının elinden alınması halinde Türk Ceza Kanunu’nun 112. Maddesi ihlal edildiği ve yaptırımla karşılanacağı bilinmelidir. Hürriyete karşı suçlar bölümünde yer alan “Eğitim ve öğrenim hakkının engellenmesi suçu” işleyen kişi hakkında 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile yaptırım uygulanacaktır.

-Kadının Eşit Ücret Alma Hakkı

Cinsiyete dayalı olarak eşit iş yapan işçilerde ayrımcılık ile karşılaşılmaktadır. Sırf kadın olduğu için erkek işçiden daha az maaş alan kadın “Eşit işe eşit ücret”in temel bir hak olduğunu bilmelidir. 4857 Sayılı İş Kanunun 5. Maddesinin dördüncü fıkrasında belirtildiği üzere; “Aynı veya eşit değerde bir iş için cinsiyet nedeniyle daha düşük ücret kararlaştırılamaz”. Aynı departmanda aynı kadroda yer alan kişilerde yapılan cinsiyet ayrımcılığına karşı kadın, işverene karşı eşit ücret ödemesi yükümlülüğüne aykırılık nedeniyle ayrımcılık tazminatı talebinde bulunabilecektir. Eşit davranma ilkesi sadece ücret değil, aynı zamanda ikramiye, prim ödemelerini de kapsamaktadır.

Haberin Devamı

-Kadının Çalışma Hakkı

Kadın eş, eşinden çalışma izni almakla yükümlü değildir. Kadın kendisinin tercih ettiği bir işte kimseden izin almadan çalışma hakkını kullanabilir. Hala uygulamada kadın, eşinden izin aldıktan sonra çalışma hakkını kullanıyor. Erkek eş, eşinin çalışmasına müsaade etmez ise kadın iş hayatına, kariyerine veda etmek zorunda kalıyor. Böylelikle kadının ekonomik özgürlüğü olmuyor ve erkek eşin ona vereceği paraya tabi kalmak zorunda kalıyor.

- Kadının Eşiyle Cinsel Birleşmeyi Reddetme Hakkı

Her cinsel birleşme isteğine kadının rıza gösterme zorunluluğu bulunmamaktadır. Evlilik, her cinsel birleşme isteğini reddetmeme hakkını elinden almamaktadır. Kadının cinsel birleşmeyi reddetme hakkı vardır. Kadın, rıza göstermediğini karşı tarafa hissettirebilir, rahatsız olduğunu dile getirebilir, kendisini kötü hissettiğini bildirebilir. Erkek eş, eşinin rıza göstermemesine, istememesine rağmen cinsel ilişkide bulunmak için saldırıda bulunur ise Türk Ceza Kanunu’nun vücut dokunulmazlığını ihlal suçları arasında yer alan cinsel saldırı suçunu işlemiş olacaktır. Eşe karşı işlenen cinsel saldırı suçu şikayete tabidir; ancak cezai yaptırımı bulunmaktadır.

-Boşanma Davası Olmadan da Nafaka İsteme Hakkı

Erkek eşin konutu terk etmesi sonrasında ekonomik özgürlüğü olmayan kadın eşin nafaka talebinde bulunma hakkı vardır. Boşanma davası açılmadan da konuttan ayrılan eşine karşı hem kendisi hem de çocukları adına nafaka talebinde bulunma hakkına sahiptir. Kadın eş, tedbir nafakası talebinde bulunarak açacağı davada, mahkeme tarafından dava tarihinden itibaren nafaka ödenmesine hükmedilecektir.

-Kadının Boşanmada Hakları

Kadının Boşanmak İsteme Hakkı:

Kadın, eşinden ayrılmak istiyor ise boşanma davası açma hakkına sahiptir. Evlilik içerisinde psikolojik, sosyal, cinsel, fiziksel ya da ekonomik şiddete maruz kalan kadın ya da eşini artık sevmeyen ve hayatını eşiyle devam ettirmek istemeyen kadın tüm bu sebeplere dayanarak boşanma davasını açabilir.

Kadının Ayrı Yaşama Hakkı:

Türk Medeni Kanunu’nun 197. Maddesinde “Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.” düzenlenmiştir. Eşi ile olan evliliği mutlu olmayan kadın, eşini terk etmesi halinde kusurlu bulunacağı korkusu yaşamaktadır. Ancak kanun maddesi açıktır; ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düşer ise eşlerden biri ayrı yaşama hakkına sahiptir.

Boşanma Davasında Nafaka İsteme Hakkı:

Kadın eş, tarafların evlilik birliğinde daha az kusurlu veya kusursuz olması halinde eşinden dava devamında tedbir, dava sonunda kesinleşmesi üzerine yoksulluk nafakası talebinde bulunabilecektir. Yoksulluk nafakası, boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olması ve boşanmaya neden olan olaylarda daha az kusurlu olması gerekmektedir. Evlilik süresince hiçbir işte çalışmayan, evde yemek-ütü-çamaşır-çocuk bakma gibi işleri üstlenen kadınlar boşanma sürecine girilmesi ile ekonomik özgürlüğü olmadığından maddi yönden zorlanmaktadır. Bu nedenle kadınlar dava devam ederken ve dava sonunda devam etmesi talebiyle nafaka ödenmesini isteme hakkı bulunmaktadır.

Kadının Eşinden Tazminat İsteme Hakkı:

Kadın eş, evlilik içerisinde yaşamış olduğu sıkıntılar ve eşinin kusurları nedeniyle sona ermesi sonucu tazminat talep etme hakkı bulunmaktadır. Tazminat, Türk Medeni Kanunu’nun 174. Maddesine göre mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma nedeniyle zedelenen daha az kusurlu eşin maddi tazminat talep etme hakkı olduğunu belirtmiştir. Ayrıca evlilik süresince kişilik hakları zedelenen, yaşam sevincini yitiren ve boşanma nedeniyle elem duyan kadın eş, diğer eşten manevi tazminat talep etme hakkına sahiptir.

Evlilik İçerisinde Edinilen Mallardan Pay İsteme Hakkı:

01.01.2002 tarihinden önce evlilik içerisinde edinilen mallarda mal ayrılığı rejimi uygulanmakta idi. Menkul veya gayrimenkul hangi eşin üzerine kayıtlı ise boşanma sonrası o mal, üzerine kayıtlı olan eşte kalıyordu. Ancak 01.01.2002 tarihinden sonra eşler arasındaki yasal mal rejimi edinilmiş mallara katılma rejimi olarak kabul edilmiş olup kadın eş, ev hanımı dahi olsa edinilen mallarda yarı oranında hakka sahip olmuştur. Erkek eş, evlilik içerisinde edinmiş olduğu gayrimenkul ya da menkul malları kendi üzerine kaydetmiş ise kadın eş yarı oranında talepte bulunabilecektir. Erkek eş, kendi kazancı mal edindiğini savunmuş olsa dahi ev hanımı olan eşin de bu mallarda hakkı bulunmaktadır. Sonuçta ev hanımı da evin tüm işlerini yapmakta, çocukları büyütmektedir. Erkek eş, iş yerinde çalışırken kadın eş de evlilik adına sorumluluk ve yükümlülüklerini yerine getirip emek harcamaktadır.

Boşanma Davasında Velayet İsteme Hakkı:

Uygulamada doğru sanılan yanlışlardan birisi de kadının ekonomik durumu eşinden kötü ya da uygun değil ise çocukların velayetinin babaya verileceği yönündedir. Anne, çocuklarının velayet hakkını alabilir. Çocukların velayetinde öncelikli olan üstün yararı ve menfaatidir. Çocuklar anne bakımına muhtaç yaşta ve anne, çocukların bakım ile gözetimini babadan daha iyi yerine getirecek ise çocuğun velayeti anneye verilecektir. Ayrıca çocuğun bakım ve gözetimini yerine getiren anneye çocukların barınması, eğitimi, sağlığı adına giderleri için iştirak nafakası ödenmesi yönünde karar verilecektir.

Müşterek Konutun Kadına Tahsis Edilmesi:

Türk Medeni Kanunu’nun 169. Maddesine göre; “Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen alır.” düzenlenmiştir. Kadın eşin ve çocukların boşanma nedeniyle düzenlerinin değişeceği, konutta kalmaya ihtiyacı olduğu tespiti sonrasında hakim, müşterek konutun dava devamı süresince kadın eşe tahsis edilmesi yönünde karar verebilecektir. Bunun yanında 6284 Sayılı Kanunu’nun 5. Maddesi gereğince müşterek konuttan uzaklaştırılma kararı ile birlikte müşterek konutun korunan kişiye tahsis edilmesi yönünde karar verilebilecektir.

Kadının Uzaklaştırma Kararı Alma Hakkı:

Şiddet eğiliminde olan ya da şiddet uygulayan eş aleyhine kadın eş, konutundan, iş yerinden derhal uzaklaştırılması, kitle iletişim araçlarıyla dahil kendisine ulaşmaması yönünde tedbir kararı aldırabilecektir. 6284 Sayılı Kanun gereği verilen bu kararı ihlal eden erkek eş aleyhine zorlama hapsi ile cezalandırılması talep edilebilir.

Şiddete Uğrayan Kadının Hakları:

Şiddet, bir zorlama ve fiziksel ya da psikolojik olarak baskıda bulunmadır. Fiziksel şiddet yanında psikolojik, sosyal, cinsel, ekonomik anlamda şiddet mağduru birçok kadın bulunmaktadır. Kaba kuvvet dediğimiz fiziksel şiddete maruz kalan kişi ya polis eşliğinde ya da direkt hastaneye başvurarak darp raporu almalıdır.

Darp raporu alan kadın “kasten yaralama” dan şikayetçi olarak kendisini darp eden eş ya da sevgili ya da aile üyesinden birisi hakkında soruşturma, akabinde kamu davası açılması talebinde bulunabilecektir. Ayrıca şiddete maruz kaldığı kişi aleyhine uzaklaştırma kararı verilmesini talep etme hakkına sahiptir. Koruma kararı en fazla 6 ay süre ile verilmektedir ve bu süre içerisinde tedbir kararını ihlal eden kişi aleyhine 1 günden 3 güne kadar hapis cezası verilmektedir.

-Kadın istediğini giyme hakkına sahiptir. Kimse bir başkasının ne giydiğine karışmamalı, kıyafet üzerinden yönlendirmemelidir.

-Kadın istediği mesleği tercih edebilir.

-Kadın istediği zaman, istediği kişiyle evlenme kararını kendisi vermelidir.

-Kadın kendi vücudu üzerinden karar verebilir, piercing taktırabilir, istediği renkte saçını boyatabilir, dövme yaptırabilir.

-Kadın istediği alanda eğitim alabilir.

-Kadın kimseden izin almadan çalışma hayatına atılabilir.

-Kadın kilo alabilir, makyajsız gezebilir, kahkaha atabilir.

-Kadın isterse ayrılma kararı alabilir, boşanma davası açmaya karar verebilir.

-Kadın hazır olduğunda çocuk sahibi olabilir ya da çocuk sahibi olmak istemeyebilir.

Kadınların en temel haklarını detaylı bir şekilde belirtmeye çalıştım; haklarımız sayfalara sığmayacak kadar çoktur. Ancak ne yazık ki hala zorla evlendirilen, hala okullardan alınarak eğitimine son verilen, mirasta sadece kız çocuk olduğu için payı erkek kardeşe verilen ve cinayete kurban giden kadınlarımız vardır.

Fiziksel ya da psikolojik şiddete maruz kalan kadınlar, çoğu zaman boyun eğdirilmek zorunda kalmıştır.

Kadına şiddete karşı çıkan, hiçbir zaman kadına el kaldırmadığını söyleyen kişiler bu sefer de kurduğu cümleler ile kadına zarar vermektedir. Küfürler, kadın bedeni üzerindendir. Kimse kadın bedeni üzerinden küfretmemelidir. Kadınları aşağılayan ve beceriksizleştiren birçok cümle dillerdedir: “Kız işi”, “Karı gibi ağlıyor”, “Kadın gibi dedikodu yapıyor”, “Kadın başına birçok iş halletti” gibi…

Kadınlar daha çok yönlendirilir, kadınlar daha çok eleştirilir. Boşanan kadın, boşanan erkekten daha çok göze batar ya da aldatan kadın kınanırken erkek eş aldattığında “erkektir, yapar” denilir.   Bu cümleler kadınları beceriksiz ve vasıfsızmış gibi gösteren erkekleri yüceltmeye çalışan cümlelerdir. Farkındalığımız önce dillerimize, zihinlerimize yansımalıdır. Tam anlamıyla kadın ayrımcılığının olmadığı, hayvanlara eziyet edilmediği, toplumsal cinsiyet eşitliğinin olduğu bir dünya olması dileğiyle…