İŞVEREN, YARGI KARARI OLMADAN İŞÇİDEN ZARARINI TAHSİL EDEMEZ.
Bazı meslek gruplarında çalışan işçiler, işverenin malvarlığına kolayca zarar verebilecek konumdadırlar. Zamanla yaşanan sorunlardan ötürü işçilerden zarar gören işverenler, işçilerin haksız davranışından, kendi malvarlığını koruyabilmek için bazı tedbirler uygulamaya başlamıştır. Bu durum işveren için doğal bir hak olmasına rağmen, işverenler bu hakkın kullanımını abartarak işçilere haksız suçlamalar yapmış ve işçinin savunmasını bile dikkate almadan tek taraflı alınan kararlarla, işçilerin haklarının ezip geçmeye başlamıştır.
Uygulamadan örnek verecek olursak, özellikle tekstil mağazasında çalışan işçilerin, işyerinde sayım sonrasında eksik çıkan malların faturasını, işçilerin maaşından kesilmesi olarak gösterebiliriz. İşçilerin suçsuz olduğu durumlarda işverenler, bazen kendi organ ve yöntemleriyle yaptığı tespitler ile işçiyi, işten tazminatsız olarak çıkarmaktadır. Bununla da yetinmeyen işveren, işçiye hırsız suçlaması yaparak işçinin yargılanmasını sağlayarak işçinin gelecekteki iş bulma imkanını engellemektedir. Bu durumu kullanan işverenler, işçiye karşı “seni hırsızlıkla suçlarım bir daha iş bulamazsın, durum siciline işlenir” gibi tehditlerle her türlü belgeyi işçiden almakta ve alın teri ile çalışan işçinin hakkını engellemektedir. Bazı işverenler ise önlem konusunda kolaya kaçarak, işe girerken işçiden tarihsiz ve miktarsız boş senet almakta ve bu durumu tazminat ödememek için işçiye koz olarak kullanmaktadır. Halbuki işverenin, bu tarz tek taraflı uygulamaları hukuksuz olmasına rağmen işçiler, haklarını bilmemesi veya hak arama giderlerini karşılayamamasından ötürü mağdur olmaktadırlar.
Yargıtay ise bu durumu “İşveren yargı kararı olmadan kendi organ ve yöntemleriyle yaptığı tespite dayanarak işçinin ücret ve diğer alacaklarından kesinti, mahsup yapamaz. Usulüne uygun açılmış bir karşı dava bulunması gereklidir. Bu davada işverenin zararına dayanak yaptığı her bir eylem incelenmeli ve zarar miktarları Mahkemece tek tek belirlenmelidir. İşçinin hesap tarzına olan itirazları da nazara alınarak toplam zarar miktarı ve faizi belirlenmelidir.” şeklinde açıklayarak konunun sınırlarını belirlemiştir.
Yargıtay’ın açık hükmü karşısında kendisini suçsuz ve hakkı yenmiş biri olarak gören işçilere, işverene karşı haklarını sonuna kadar aramalarını öneririm. Bu hak aramanın tek yeri ise İş Mahkemeleridir. Masrafsız olarak yapılan Çalışma Bölge Müdürlüğü başvuruları sonucunda Kurumun vermiş olduğu tespit raporu aksi ispat edilinceye kadar geçerli olmakla birlikte işveren karşısında hukuki yaptırım gücüne sahip değildir. İşçi, Mahkeme kararı olmadan işverene karşı icrai işlemlere başlayamaz. Bu sebeple 01.10.2011 itibariyle dava açmak her ne kadar masraflı olmuşsa da işçinin başka yolu bulunmamaktadır.
www.ismagdurlari.org adresinden irtibat numaralarımıza ulaşabilirsiniz.
twitter.com/suatyurdseven