İşçiler arasında yaşanan uyumsuzluk nedeniyle işyerinde, bir takım huzursuzluklar meydana gelmektedir. İşverenin, işyerinde olan işçilerin güvenliğini sağlama yükümlülüğü bulunmaktadır. İşçi, öncelikle kendisine karşı başka işçiden kaynaklanan bir sataşma veya saldırı olması durumunda işçilerin, olayı hemen işverene veya amirlerine bildirme ödevi bulunmaktadır. Bu ödevini yerine getirmeyen işçi, diğer işçinin sataşması veya saldırısı karşısında aynı şekilde kavgaya karışması halinde haklı nedenle işveren tarafından iş akdine son verilir. Bu durumda ise işçi, feshe bağlı olarak kazanılan kıdem ve ihbar tazminatlarına ulaşma imkanı bulamamaktadır.
İşçinin, her kavgaya karışması halinde işverene haklı nedenle fesih imkanı vermemektedir. İşveren, işçilerin birbirleri ile veya işçinin işyeri dışındaki kişiler ile yaşanan kavga olayında olayı açıklığa kavuşturması gerekmektedir. İşçi, olaya sebebiyet verecek ağırlıkta bir davranış sergilememiş olabilir. Bu yüzden işveren, kavgaya karışan işçilerin savunmasını almalı ve olayı gören tanıkların da ifadelerine başvurarak olayı adaletli bir şekilde değerlendirmesi gereklidir.
İşçi, kavgaya karışmasına rağmen olayı başlatan kişi olmaması veya kavgaya sebep verecek davranışları sergilememesi durumunda işçi haklı nedenle işten çıkarılamayacaktır. İşçi, kendisini koruma maksatlı olarak fiili hareketlerde de bulunabilir. İşçi, yapılan fiili taarruzdan dolayı en az sıyrıklarla taarruzu defetmek istemesi gayet olağan bir durumdur. İşveren, bu duruma rağmen işçiyi işten çıkarması halinde işçi, 1 ay içinde haksız fesih nedeniyle işe iade davası açarak işine geri dönebilir . (İşe iade davası, işyerinde 30 işçi, işçide 6 ay kıdem ve belirsiz süreli sözleşme olması halinde açılabilir.) İşe iade davasını tercih etmeyen işçi, kıdem ve ihbar tazminatlarını ve diğer işçilik alacaklarını almak için yetkili olan iş mahkemesinde alacak davası açarak haklarını alabilir. Olayın ispatı, tanık beyanları ve kamera kayıtları gibi delillerden oluşacağından dava açacak işçilerin veya işçi vekillerinin bu hususları öncelikle göz önünde bulundurması gereklidir. Olaya karışan işçilerin her ikisinin de kusurlu olması ve işyeri düzenini bozması halinde işverenin, birini işten atıp diğerini işten atmaması söz konusu olmaz. İşverenin bu tutumu eşit işlem kuralına aykırılık teşkil etmektedir.
Örnek verecek olursak, Mehmet emri altında bulunan Ahmet isimli işçiye “kendisine çeki düzen vermesi gerektiğini” hatırlatmıştır. Bu sebeple Ahmet, Mehmet’in yanına gelerek kafa atmış ve yumrukla yaralamıştır. Mehmet de ani gelişen olay sonucu kendisini korumak maksatlı Ahmet’i itmiştir. Bu durumda işveren, Mehmet ve Ahmet’i de işten tazminatsız olarak atmıştır. Mehmet bu durumda haklıdır ve işyerini dava ederek tazminatlarını almaya hak kazanır. Mehmet’in kavgaya karışması tazminatsız olarak işten çıkarılmasını gerektirmez.
Haklarınızı yasal yollardan arayınız, hayatınız boyunca mağdur olmayınız. Saygılar
www.ismagdurlari.org adresinden bize ulaşabilirsiniz.
twitter.com/suatyurdseven