İŞÇİNİN BİLGİSAYAR VE E-MAİL YAZIŞMALARININ DENETLENMESİ
İşverenin, denetim yetkisi nedeniyle işçi ile işveren arasında uyuşmazlık, her zaman yaşanmaktadır. İşçi açısından bakıldığında ise, işçiye ait bazı özel bilgilerin, işverenin eline geçtiği ve bu özel bilgilerin öğrenilmesi nedeniyle işçinin, manevi olarak ciddi şekilde yıprandığı görülmektedir. İşveren açısından bakıldığında ise, işin yürütümünde aksamaların olmaması ve işyerindeki işleyişin bozulmaması nedeniyle işverenin, bu tür denetim yetkisine sahip olması doğal bir durum olarak görülebilir.
Uygulamadaki esas sorun“işverenin denetim yetkisi ile işçinin özel hayatının gizliliği kuralının çakıştığı noktada İş Hukuku açısından bu uyuşmazlığın nasıl çözümleneceği ” şeklinde ortaya çıkmıştır. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin vermiş olduğu bir kararında; “görevi gereği işverenin işlerini yürütmesi için işveren tarafından işçiye verilen bilgisayar ve e-mail adreslerini işverenin her zaman denetleme yetkisi bulunmaktadır” şeklinde belirtmiştir. İşveren, işçinin bilgisayarında ve e-mail adresine gelen e-postalarda denetim yaparken, işveren aleyhine söylenmiş olan hakaret veya işyeri sırrı sayılabilecek konularda işçinin 3.kişilerle yazışma yaptığını tespit ettiği takdirde işveren, işçinin iş akdini tazminatsız olarak derhal feshetme hakkı bulunmaktadır. İşçi, işverene karşı “özel hayatımı ihlal ettin bu sebeple hukuka aykırı delil elde ettin” savunması yaparak tazminatlarını istemesi talebini Yargıtay, kabul etmemektedir. Hukuksal olarak 4857 sayılı İş Kanununun 25/2-b-e maddesine uyan işçinin bu davranışını, işverenin önemli haklarından biri olan denetim yetkisini kullanması ile işveren ortaya çıkarabilmektedir.
Yargıtay’ın vermiş olduğu karar uyarınca işveren tarafından işçiye verilen cep telefonlarının veya diğer elektronik cihazların veya araçların işverence denetlemesinin de söz konusu olduğu düşünülebilir. İşverenin, işçiyi araç takibi ve cep telefonundan takip sistemini kullanarak denetlemesi olağan bir durum olarak karşılanacaktır.
İşverenin, işçiye karşı denetim yetkisini kullanırken bu yetkinin sınırları konusunda çok ince bir çizgide yer aldığını unutmaması gerekir. İşveren, işçinin şahsına ait olan ve çok özel bilgiler içeren belge ve bilgileri, denetim yetkisini aşarak veya denetim yetkisine tabi olmayan konuları irdeleyerek ulaşan ve bunların ortaya çıkmasını sağlayan işverenin, işçiye karşı Türk Ceza Kanunu uyarınca özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu işlemiş olduğu ortaya çıkacaktır. Bu durumu işçinin tespit etmesi hallinde ise işçi, işveren hakkında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunabileceği gibi Hukuk Mahkemelerinde manevi tazminat davası da açabilir. Ayrıca işçi, iş akdini haklı nedenlerle tek taraflı feshederken, işçilik alacaklarını işverenden talep edebilir.
Uygulamada ise kurumsal şirketlerin ve bankaların, e-posta yoluyla haberleştiği düşünülürse bu sektörde çalışan işçilerin, yukarıda belirtilen konularda ciddi şekilde dikkatli olması gerekmektedir. Özellikle işçilerin, banka bilgilerinin ve şirketlerle ilgili bilgilerin 3. şahıslara gereksiz yere aktarılması, işveren aleyhine asılsız iddialarda bulunulması ve işverene hakaretlerin yapılması durumunda, bu hareketlerin işverence tespit edilmesi halinde işçinin, kıdem ve ihbar tazminatı ödenmeksizin iş akdinin derhal feshedileceğini ve ayrıca işverene yapılan hukuka aykırı hareketler nedeniyle de işçinin, işverene manevi tazminat ödemeye mahkum olacağını unutmayınız.
www.ismagdurlari.org adresinden irtibat numaralarımıza ulaşabilirsiniz.
twitter.com/suatyurdseven