Masallar neyi anlatır? Su damlası / inci tanesi kadar güzel bir kız vardır, bir de yakışıklı prens. Bir de onların aşkının önüne çıkan engeller. Onlar hangi formda çıkar karşımıza? Kötü kalpli üvey anne / Korkunç cadı. Ortak özellikleri ‘çirkin’ olmalarıdır. Güzel olan her şeyi kıskanırlar. Tabii ki masalımızın güzel kızını da. Ve türlü kötülükler yaparlar ona. Bu çirkin cadıların olağanüstü güçleri de vardır üstelik. Sonsuz kötülük yapma potansiyelleri / yetenekleri. Bu arada hepimiz içimizden de olsa itiraf edelim, kesinlikle o güzel ve masum ve iyi kalpli kızımızdan daha ilginç / daha renkli bir karakterdir bu.
Peki acaba bu kötü kraliçe / üvey anne / cadı gökten zembille mi inmiştir? Onun bir hikâyesi yok mudur? Neden bu kadar kötüdür? Ne gelmiştir başına? Sorsak ne anlatır acaba?
Prömiyerini İKSV İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında yapan “Çirkin”, sözü ona veriyor bu kez. İnanılmaz çirkinlikte olduğu yetmezmiş gibi bin yıllardır yaşayan Şiva, kendi anlatıyor hikâyesini. Nasıl geldi dünyaya? Nasıl dışlandı, nasıl sevilmedi kendi annesi tarafından bile ve nasıl başladı kötülük yapmaya?
Firuze Engin’in yazdığı “Çirkin”, çalışmalarını fiziksel tiyatro alanında yoğunlaştıran (özellikle “Şatonun Altında” ile adından çok söz ettiren) Güray Dinçol tarafından yönetiliyor, Şiva’yı “Antabus”tan beri yeni oyunu beklediğimiz Nihal Yalçın, onunla beraber zamanın dışına atılıp yanı başında sonsuza dek yaşama cezası çeken bahtsız tavuğu ise Onur Berk Arslanoğlu canlandırıyor. Birlikte anlatıyorlar sonu bu lanete varan yolculuklarını.
Bir sistem eleştirisi
Nihal Yalçın ile Milliyet Sanat dergisinin kasım sayısı için oyunu enine boyuna konuştuğumuz bir söyleşi yaptık. Birkaç yıl önce oyunun yapımcısı Yağmur Dolkun’a güzellik faşizmini anlatan bir oyun yapmak istediğini söylemiş. Sonra Firuze Engin’in bu metni birleştirmiş yollarını. “Müthiş bir erginleşme meselesi” olarak görüyor Yalçın, anlatılanı: “Küçücük bir kız çocuğunun normun dışında bir bedenle doğmuş olması, uyumlanamaması, terk edilmesi ve kendi gibi olanların dünyasına bir bedel karşılığında davet edilmesi” diye özetliyor.
Evet, istediği dünyanın en güzeli olmak ve bunun bir bedeli var. Bu uğurda kendinden vazgeçmesi, arzusunun peşinden gitmemesi gerekiyor, aksi halde bir felaketle karşılaşacak. Nihal Yalçın’ın dediği gibi “Müthiş bir sistem eleştirisi”. Kalbinin sesinin dinlediğinde ceza kapıda.
Oyun, anlatı tiyatrosu ile dijital enstalasyonu buluşturuyor. Dijital sanat tasarımını üstlenen xtopia, her sahne için özel bir ‘immersive’ (kapsayıcı) sekans oluşturmuş. Böylece siz her şeyiyle büyülü bir armosferin içinde izliyorsunuz Şiva’nın hikâyesini.
Her öğesiyle özenli bir yapım, iyi reji, iyi oyunculuklar. Prömiyerini Festival’de yaptı ama her Cuma - Cumartesi İstiklal Caddesi’nde Hope Alkazar’da devam ediyor. En eski sinema salonlarımızdan Alkazar’ın restore edilip kapılarını açmasından duyduğumuz mutluluğu da bu vesileyle dile getirelim. Şimdi “Çirkin” ile altın dönemini yaşayacak belli ki, çünkü biletler satışa çıktığı gibi tükeniyor.
★★★
ÇİRKİN
Yazan: Firuze Engin / Yöneten: Güray Dinçol / Oynayanlar: Nihal Yalçın, Onur Berk Arslanoğlu / Sahne ve Yapım Tasarımı: Veli Kahraman / Immersive Sanat Direktörleri: Lalin Akalan, Amir Ahmadoghlu / Müzik: Ahmet Kenan Bilgiç / Koreografi: Büşra Firidin / Kostüm Tasarımı: Candan Seda Balaban / Işık Tasarımı: Cem Yılmazer / Ses Tasarımı: Turgut Mavuk / Makyaj ve Saç Tasarımcısı: Sezen Yeniçeri Can / Yardımcı Yönetmen: Aslı Ekici / Yaratıcı Teknoloji Uzmanı: Çağatay Güçlü / Görsel Sanatçılar: Amir Ahmadoghlu, Burak Dirgen / Grafik Tasarım: Nada Aydın / Yapım Sorumlusu: Eyüp Çelik / Reji Asistanı: Mislina Kurtuldu / Görsel İletişim ve Tasarım: Özge Güven / Fotoğraf: Murat Kahya / Yapımcı: Yağmur Dolkun / Ortak Yapımcılar: Institute of Time, Betaland Audiovisual, xtopia, Comfornoise.