Gittikçe sıradanlaşıyor, farkında mısınız? Mini eteğin, kırmızı rujun, dekoltenin tacize davetiye sayıldığı ülkemizde her güne en az bir adet ‘saldırıyı hak etmiş kadın’ haberi düşer oldu. Artık tacizle de bitmiyor, yanında dayak, yumruk, uçan tekme de mevcut.
Bayramın ilk günü İstanbul’da belediye otobüsünde çekilen görüntüler bence artık bu ülkede insanlık adına umudun tükenmekte olduğunu gösteriyor. Mesela ben, kendimi bildim bileli eğer akşam saati yolda yürürken rahatsız edici bir durumla karşılaşırsam, birisi beni takip edecek olursa - ki bunu savuşturmak maalesef bütün kadınların çocukluktan itibaren ustalaştığı bir ata sporudur insanların olduğu sokaklara sapmaya çalışırım. Orada güvende olduğumu, nasıl olsa birilerinin bana yardım edeceğini düşünürüm.
Öyle olmuyormuş. Kuytu köşeye, gece karanlığına falan ne hacet, güpegündüz insanların ortasında bir kadına tekme tokat saldırabiliyormuşsunuz, kimse dönüp bakmıyormuş bile.
Ayşegül Terzi bir hemşire. İstanbul’da bayram sabahı nöbetten çıkıp evine giderken, otobüste adamın biri “Şeytansın sen” diyerek çenesine tekme atıyor. Tekme! Neden? Şort varmış üzerinde. Ve gerçekten kimse, şoför bile, “Dur ne yapıyorsun?” demiyor. Sadece bir vatandaş sonradan karakola gelip saldırganı teşhis ediyor, ona neredeyse madalya takacağız, “Bana ne, şortla sokağa çıkarken bana mı sordu?” deyip susmadığı için.
Saldırgan ise pişkinliğinin doruğunda. Bu da son zamanların modası artık. Rahatsınız. Pişman değilsiniz. Hem suçlu hem güçlü olmak Türk erkeğinin şanındandır.
“Kıyafeti ortama uygun değildi” diyor. Kendisini asayiş şube müdürü falan sanıyor herhalde, ortamı denetleyecek. Gerçi şakasını yapacak durum yok, bir şirkette güvenlik görevlisiymiş. Eminim kendilerini müthiş güvende hissediyorlardır. Çıkarken basın mensuplarına “Arkadaşlar her şey kontrol altında... Sıkıntı yok, gerekli izahatları yapacağım... Vandalların saldırısına uğradım, 20 tane solcu terörist bana saldırdı. Her şey İslam hukukuna göre oldu” gibi abuk subuk açıklamalarda bulunuyor ve serbest bırakılıyor. Niye? Sokaklarda dehşet saçmaya devam etsin diye. “Açık gezen kadın karımdır” diyor adam, var mı ötesi? Muhtelif psikolojik rahatsızlıkları olduğu gibi bahaneler ileri sürülüyor bir yandan. Ne yapalım, bir başkasını etek giydi diye öldürmesini mi bekleyelim?
Bitmedi. Hafta sonu internet sitelerinde bir başka haber, Bornova’da atama bekleyen bir genç öğretmen, garsonluk yaptığı kafeden çıkıp evine dönerken cadde ortasında dayak yemiş. Yüzü gözü kan revan içinde. İki adam yanına gelip arkadaşlık teklif etmişler, karşılık alamayınca da bir tanesi “Bana kimse hayır diyemez” diye tekme tokat girişmiş. O sırada etrafta kimse yok mu? Olmaz mı, karı koca kavgası sanıp ayırmamışlar! Yani kadını öldüresiye döven kocasıysa zaten sorun yok.
Gelelim haberin sunumuna: “23 yaşındaki Neriman G., part time garsonluk yaptığı işyerinden dönerken, giydiği elbisenin dekoltesinden aldıkları cesaretle yanına yaklaşıp tanışmak isteyen iki erkeğe ‘hayır’ deyince hayatının şokunu yaşadı.”
Bu alıntı CNN Türk’ten ama haberi DHA geçmiş ve başka birçok site de bu şekilde kullanmış. Yani bazı muhabir ve editör arkadaşlar, dekoltenin saldırganlara cesaret verecek bir şey olduğunda hemfikir ve bunu yazmakta sakınca görmüyorlar. Orada paramparça edilmiş bir kadın var, siz diyorsunuz ki “Hayatının şokunu yaşadı”. Sanki ortada devamını merakla bekleyeceğimiz bir aksiyon filmi var. Bravo gerçekten.
Sonra merak edip durun, neden artıyor kadınlara saldırılar? Yol ortasında kadın döven adam, boşanmak isteyen karısını kurşunlayan koca, tenha sokakta tecavüz eden sapık, otobüste taciz eden muavin, nasıl yapabiliyor bunu? Tek bir cevabı var: Sizlerden aldıkları cesaretle!