Zaytung hakikaten işlevsiz kaldı ülkemizde. “Yok artık, şaka mı?” diyeceğiniz her şey bire bir yaşanıyor, mizah üretmeye ne hacet?
Yard. Doç. Dr. Güner Coşkunsu, Harvard mezunu bir arkeolog. 2011’de Mardin Artuklu Üniversitesi’nde Arkeoloji Bölüm Başkanı olarak işe başlıyor. Kendisini sit alanlarının yağmalanmasıyla, Mardin Müzesi’ndeki usulsüzlüklerle mücadeleye, kültür varlıklarının
korunmasına adıyor.
Her bu tür çaba gibi de karşılığını mobbingin âlâsı, tehditler ve hakaretler şeklinde alıyor. Biz de bunları 2014 yılında Facebook duvarında isyan ettiği zaman Radikal’den Ömer Erbil’in haberiyle öğreniyoruz.
O zaman aldığı tehdit mesajları arasında “İş akdinin yenilenmesi de yakın” hatırlatmaları vardı, nitekim hakaret ve mobbing davalarını kazanmasına rağmen üniversite yönetimi 2015 Ağustos ayında iş akdini feshetti.
Şimdi de üniversitenin oluşturduğu komisyon Coşkunsu’nun odasında ve depolarda bulunan paleolitik döneme ait eserlerin hesabını soruyor. “İzinsiz yüzey araştırması yaptığı, etütlük ve envanterlik eser topladığı” gerekçesiyle suç duyurusunda bulunuyorlar.
Topladıklarını ne yapmış, evine mi götürmüş? Hayır, üniversitenin depolarında muhafaza ediyor.
İncelenmek üzere.
Peki, komisyon ne yapacak dersiniz bunlarla? Valla inanılır gibi değil ama niyetleri toprağa gömmek. Önemli bulmamışlar. Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nden izin istiyorlar ‘defin’ işlemi için.
Herhalde burada kalır değil mi bu konu? Ortada Yard. Doç. Dr. Güner Coşkunsu’nun ifadesinde dediği gibi, “Henüz incelenmemiş, belgelenmemiş, hatta fotoğrafı bile çekilmemiş ve çizimleri yapılmamış” bir oda dolusu arkeolojik taş var. Herhalde Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü bunların ortadan kaldırılmasına izin vermeyecektir. Öyle değil mi?
Zincire vurulmuş Juma
Akıl almaz bir şey sahiden. Rio 2016’nın ağustos ayındaki resmi açılış töreni öncesi meşale kent kent dolaştırılıyor ya, yanında da zavallı bir dişi jaguar oturuyor. Adı Juma. Boynundan prangalı.
Pazartesi günü Manaus’taki törenin ardından firar ediyor hayvancağız. Bir askere doğru yöneldiğini gören ‘yetkililer’, önce sakinleştirici iğneyle durdurmaya çalışıyorlar Juma’yı, bu yeterli olmayınca da başından vurup öldürüyorlar.
Şimdi “Hata yaptık, pardon” diyor, Rio Olimpiyat Oyunları’nın düzenleyicileri: “Olimpiyat meşalesinin zincirlenmiş vahşi bir hayvanın yanında sergilenmesi yanlıştı. Bu manzara bizim inançlarımıza ve değerlerimize ters. Rio 2016’da bundan sonra böyle bir kazanın yaşanmayacağını garanti ediyoruz.”
Kaza mı? Ne kazası? Kaza diye planlanmamış, öngörülemeyen, elde olmayan şeye denir. Siz burada göz göre göre bir canlının hayatına son verdiniz.
İnsanoğlunun cüreti sahiden inanılır gibi değil. İstese kendisini bir anda paramparça edebilecek vahşi bir hayvanı alıp eğlence için zincirin ucunda gezdirme hakkını görüyor kendisinde. Sonra kaçtığı zaman “Pardon, vurmuş bulunduk”.
Ne işi var olimpiyat meşalesinin yanında boynundan zincirli bir jaguarın?
Tanrılara baş kaldırarak ateşi çaldığı için zincire vurulan Prometheus’tan esinlenen meşaleyi zincire vurulmuş bir hayvanla sergilemek nereden aklınıza gelir?
O meşale köleliğin sembolü mü? İnsanın diğer canlılara hükmetmesini, vahşi hayvanları yerinden yurdundan koparıp hapsetmesini, doğaya savaş açmasını kutlamak için mi düzenleniyor bu oyunlar?
Hata falan yapmadınız, cinayet işlediniz. Bundan sonrasını garanti etseniz ne olur, etmeseniz ne olur...