Hakkında hiç iyi konuşulmayan bir yılı geride bırakmak üzereyiz. Ortalık “Allah belanı versin 2016, gidişin olsun, dönüşün olmasın” tarzı yazılar, videolar ve benzeri çalışmalarla dolu. 31 Aralık gecesi bu kötü gidişin bıçakla kesilmiş gibi değişeceğine içten içe inanır gibiyiz. Bir dönüp kendimize bakmak yerine suçu başkalarına, kimseyi bulamadıysak takvimdeki bir sayıya atmak daha kolay olduğundan herhalde.
Tahminim, 2016’nın dili olsa o da insanoğlunu pek hayırla anmazdı. Yılın kötülüğünü bile sadece kendi türünün, hatta onlardan da sadece kendi tanıyıp sevdiklerinin başına gelenlerle tarif eden, bu arada doğaya, çevreye, hayvanlara verdiği zararı zarardan bile saymayan bir varlıktan ayrıldığına üzüleceğini sanmıyorum.
Kendimizi ve yaşadığımız çağı delicesine önemsemeyi bir kenara bırakıp düşünmeye çalışalım, ileriki nesiller nasıl anacak 2016’yı? David Bowie’nin, George Michael’ın, Carrie Fisher’ın aramızdan ayrılmasının verdiği üzüntüyle mi, insanın bencilliğinin, acımasızlığının, diğer canlılara ettiği zulmün kelimelerle tarif edilebilir olmaktan çıktığı yıllardan biri olarak mı? Tabii üzülelim kayıplara da, ölüm maalesef hayatın doğal bir parçası. Bütün senelerde insanlar ölüyor, aralarında ünlüler de oluyor. Bu 2016’yı kötü bir yıl yapmaz.
Ama iklim altüst olduysa, bilim adamları ha bire yerküreye ömür biçiyorsa, kutuplar eriyorsa, deniz bitiyorsa bu kötü bir yıldır. Çocuklar büyüyemiyorsa, gelecek hayalleri kurmaya bile fırsatları olmuyor, evsiz, yurtsuz, aç, sefil oluyorsa bu kötü bir yıldır. Hayvanlar işkenceyle öldürülüyor, tecavüze uğruyor, barınaklarda açlıktan birbirlerini yiyorsa bu kötü bir yıldır. Ve hepsinin de tek sebebi insandır. İnsanın değişeceği bir 2017 dileğiyle...
Penguen kutupta güzel
Yunus parkları, hayvanat bahçeleri bitti, şimdi bir de ‘Türkiye’nin ilk kutup penguenlerini’ içeren AVM’miz oldu. Günlerdir sosyal medya bununla çalkalanıyor. Tabii ki ‘ilk’ olacak, ne işi var kutup pengueninin İstanbul’da?
Hayvanın kutupta yaşıyor olmasının bir sebebi var herhalde değil mi, ne hakkımız var onları alıp çoluk çocuk izleyip eğlensin diye alışveriş merkezine kapatmaya? Filmlerde görsünler, belgesel izlesinler, zor değil penguen görmek. Aslanı, kaplanı, maymunu, fili kafeste, pengueni, yunusu parkta yaşayan canlı zannetmelerinden iyidir. Belki bu sayede maceracı bir ruhları olur, merak eder gidip yerinde görürler büyüyünce. Başka canlıların hayatına saygı göstermeyi de öğrenirler, az kazanım değil.
Aqua Florya açıklama yaptı tepkiler üzerine. Derler ki, “Bunlar zaten ebeveynleri gibi kapalı doğal yaşam alanında dünyaya gözlerini açan penguenler, doğadan koparılmadı”. “Kapalı doğal yaşam alanı”! Doğadan koparılmamış, zaten hiç doğa görmemiş zavallılar. Hayvanat bahçesinde bir leğen kar gördü diye içine atlayıp takla atan gariban kutup ayısı misali.
Bana mı daha fena geliyor? Bir başka canlı türü laboratuvarda doğup büyüyen insan yapıp sergilese, “Merak etmeyin, hiç açık havaya çıkmadı, doğal ortamı bu” dese makul bulur muyuz?