Arjantin futbolu en karmaşık sezonlarından birine girmek üzere. Bir yandan ekonomik krizin yaklaştığını işaret eden sinyaller yüzünden kadrolardan çıkarılan yüzlerce futbolcu, diğer yandan hâlâ düzenlenemeyen yeni sezon ve turnuvalar, ülkede futbolsuz geçen günleri biraz daha zorlaştırmakta. En kötü transfer sezonunun yaşandığı şu günlerde en beklenmedik kararlar River Plate’den gelmekte.
Teofilo geliyor mu?
Geçtiğimiz sene sonunda önce Racing’den bir derbi maçı sonrasında olaylı (takım arkadaşlarına silah çekmişti) bir şekilde Lanus’a geçen ardından Meksika’nın Cruz Azul takımına transfer olan eski Trabzonsporlu Teofilo Gutierrez’e River talip oldu. Kırmızı- beyazlılara yeşil ışık veren Teofilo, çocukluğundan beri River taraftarı olduğunu belirtirken takımın teknik direktörü oyuncunun takımda yerinin garanti olduğunu fakat eğer River’in teklifini kabul ederse önünü kapamayacaklarını belirtti. Teofilo’nun Ramon Diaz’ın takımına geçebilmesi için bonservisinin yarısının ödenmesi gerekiyor. Transferin sonucu önümüzdeki günlerde belli olacak. Cruz Azul’un yaptığı açıklamalara göre Teo Meksika’da sakin bir sezon geçirmiş ve takım arkadaşları tarafından seviliyormuş. Meksika için
Dünya Kupası’na bir yıl kala, Brezilya ev sahipliği yaptığı Konfederasyon Kupası’nı, finalde İspanya’yı mağlup ederek kazandı. Kazandı, ama bu şampiyonluk futbol ülkesinin beklediği kadar şatafatlı olmadı.
Kupanın başlaması ile neredeyse paralel olarak sokaklar dökülen Brezilya halkı, önceleri 20 centlik bir otobüs zammına reaksiyon veriyor gözükseler de aslında bu zam bardağı taşıran son damlaydı. 2007’den bu yana Dünya Kupası için yapılan harcamalar ve yolsuzluk Brezilyalıların o meşhur futbol tutkusunu bile geçerek Konfederasyon Kupası boyunca maç izlemek yerine sokaklarda hükümetten hesap sormaya itti.
Stadyumların onarımına harcanan paranın son 3 Dünya Kupası için harcanan paranın toplamından daha yüksek olması (30 milyar dolar) çoğunluğu orta sınıfa mensup olan ve yılın 5 ayında sadece vergi ödemek için çalışan bu insanların reaksiyonlarına sebep oldu.
Hükümet ve yetkililer olayı yatıştırmak için zammı geri aldılar, ama insanlar “Neymar’in eğitimi” için harcanan bu paraların kendi çocuklarının eğitim ve sağlığı için de harcanmasını talep etmeyi sürdürdüler. Brezilya Milli Takımı bir yandan tur atlayarak yükselirken, vatandaşlar da stadların çevresinden ayrılmadılar.
Cumartesi gününün rehavetini üzerlerinden atan Rio de Janeiro sakinleri, pazar öğleden sonra neredeyse kulaktan kulağa yayılan bir organizasyon ile birkaç gündür Rio Valisi Sergio Cabral’ın evinin önünde protestolarını kampa dönüştüren gruba destek olmak üzere organize oldular.
Bir önceki gün için düzenlendiği halde Anonymous Brazil’in vandalların gruba sızmasını engellemek üzere tarihini değiştirdikleri yürüyüş geçtiğimiz hafta perşembe gecesi yaşananlardan çok uzaktı.
4 kilometre yürüdüler
Rio de Janeiro’nun en ünlü plajlarının birleştiği noktada başlayan yürüyüşte binlerce Riolu, çoluk çocuk, köpekleri ve bisikletlerini yanlarına alıp ellerinde Brezilya bayrakları ile yaklaşık 4 kilometre boyunca yürüdüler. Protesto özellikle “PEC 37” yani İçişleri Bakanlığı’nın yolsuzluk davalarını inceleme yetkisinin kaldırılması için önerilen yasa tasarısına karşı düzenlenmişti.
Göstericiler bu yasa tasarısının onaylanması halinde, iki haftadır onları sokaklara döken yolsuzluk davalarının sonsuza kadar ortadan kalkacağını ve zaten ülkenin en büyük sorunlarından birisi olan yolsuzluğun daha da artacağı için tüm Riolulardan bu tasarıya karşı çıkmalarını istiyorlardı.
Kadınlar vücutlarını “Benim bedenim, benim kurallarım” yazılarıyla süsleyerek sokağa çıktı.
Brezilya’da hayat, futbol olunca durur. Hele milli takım oynuyorsa. Dünya Kupası’na bir yıl kala bazı çevrelerin hazır olup olmadıklarını eleştirdikleri milli takım için Konfederasyon Kupası bu yüzden çok büyük bir önem taşımakta. Her ne kadar birkaç gündür devam eden protestolar yüzünden içimden belki bu sefer böyle olmaz demiştim, ama yine oldu. Konfederasyon Kupası’nın son grup maçında kuzeydeki Salvador eyaletinde yapılan İtalya maçı ev sahibi takımın şu ana kadar oynadığı en önemli maç olacağı için, Rio de Janeiro’da kulaktan kulağa dolaşan protestolar yerine hemen hemen herkes üzerinde Brezilya formaları ile sokaklara kurulan büyük ekranların önünde maç izlemeye hazırlanıyordu cumartesi günü.
‘Gaz sıkan polis yargılanmalı’
Maç başlamadan önce seyrettiğimiz stad çevresi görüntülerinde, bir yanda rengarenk kıyafetleri ile takımlarını desteklemeye giden Brezilyalılar diğer yanda ise maçın yapılacağı stadın önünde binlerce kişinin protestolarını seyrettik. Maçın başladığını belirten düdüğün ardından Copacabana ve Ipanema’da kurulan dev ekranların önünde her zamankine
Rio de Janeiro ilk kez bu kadar boş, bu kadar sakin. Özellikle perşembe gecesi yapılan ve yaklaşık 1 milyon kişinin katıldığı protestonun ardından sanki başka bir şehirde gibi hissetmemek imkansız. Polisin şehir meclisine girmeye çalışan bir grubu hedef alarak başlattığı şiddet şehir merkezinde kaos yarattıktan sonra etrafımda kapalı kepenkler, boş sokaklar ve bir önceki günden kalan pankartları temizleyen çöpçüler var sadece. O her zaman turist dolu ve her köşesinden samba ritmleri gelen sokaklar boş olsa da Riolular belki de ilk kez yıllardır şikayet ettikleri yolsuzluk ve haksızlıklara karşı beraber bir adım attılar ve istediklerini alana kadar da geri adım atmayacak gibi görünüyorlar. Cuma günü protestolar şehrin en ünlü plajlarına doğru kayarken bunu anlamak zor olmadı. Polisin yaraladığı yüzlerce kişiye rağmen yılmamıştı Riolu gençler. İpanema’da binlerce kişi onlara hayretler içinde bakan turistlere neden Dünya Kupası’na gelmeyeceklerini anlatmaya çalışıyordu.
İnsanlar evlerinden atıldı
Protestolar her ne kadar Sao Paulo’da yükselen otobüs fiyatlarından dolayı çıksa da aslında tabii ki olay 20 centlik bir zamdan ibaret değil. Brezilyalılar, özellikle de Riolular
Geçen hafta heyecanlı Dünya Kupası’na doğru geri sayımın başladığını yazmıştım. 4 yıllık bekleme süresi neredeyse bitti, tam 360 gün sonra futbol ülkesi Brezilya bir kez daha futbolun en önemli turnuvasına ev sahipliği yapacak. Taa ki uzun bir süredir özellikle Rio de Janeiro’da duyduğum şikayetler bir otobüs bileti zammı ile Sao Paulo’luların sokaklara dökülüp kupayı ve hükümetin organizasyon için harcadığı milyonlarca doları eleştirmeye başlamasına kadar.
Bir haftadır Konfederasyon Kupası’nın yapıldığı statlar başta olmak üzere ülkenin hemen hemen tüm büyük şehirlerinde düzenlenen protestolarda ‘Dünya Kupası’na gelmeyin’ sloganları futbolseverleri endişelendiriyor olabilir. Endişelenip hayıflanmak yerine bu şikayetin nedenlerini görebilenler muhtemelen Brezilyalılara hak vereceklerdir.
Okuma yazma bilmeyenlerin hâlâ nüfusun %12’sini oluşturduğu ülkede, hastane ve okul yapılması gerekirken milyonların üstüne üstlük yolsuzluklarla dolu projelerle statlara harcanmasına karşı tepki gösteren bunu da barışçı bir yolla yapan halkı nasıl suçlayabiliriz ki?
Konfederasyon Kupası protestoların gölgelerinde devam ediyor. Mini Dünya Kupası, yanı Konfederasyon Kupası protestoların
Brezilya’da salı günü tüm gözler Maracana Stadı’nın önündeki saatteydi. Dünya Kupası’na doğru geri sayımın başlamasını bekliyordu tüm ülke. Ve artık gün saymaya başladık. Hala inanamıyorum, 4 sene nasıl geçti? Eleme maçları, Brezilya’da yaşanan hazırlıklar ve tabii stadyum sorunları, ekonomik etkenlerin doğurduğu protestolar ve geçtiğimiz hafta yapılan Güney Amerika eleme maçlarının ilginç sonuçlarını da göz önünde bulundurursak, hiç şüphem yok ki, 2014 Brezilya Dünya Kupası unutulmaz turnuvalardan birisi olacak.
Sonuç ne olursa olsun 2014 Dünya Kupası’nı hatırlayacağımız bir konu var ki; o da stadyumlar. 3 yıldır bir türlü bitirilemeyen, FIFA’nın uyarılarına rağmen Brezilyalı yetkililerin “Tamam, anladık bitmedi, ama hepiniz biliyorsunuz ki, en güzel Dünya Kupası’nı yine de biz yapacağız” dediği stadyumlar. 2010’dan bu yana restore edilen Maracana sonunda geçtiğimiz hafta yapılan Brezilya-Fransa dostluk maçı ile resmen açıldı ve tahminler doğrultusunda şikayetten çok keyifli yorumlar dinledik seyircilerden. Bazı gelenekselcilerin “Burası Maracana tadı vermiyor!” demelerine rağmen, çoğunluk yapılan onarımdan memnun görünüyordu. Stadın çevresinde inşaatın yeni bittiğini
Kayserispor’un yıldızlarından Pablo Mouche sezonun bitmesi ile Buenos Aires’e döndü. Döndüğü gün radyoda konuştuğumuzda Türkiye’yi ne kadar sevdiğinden, çat pat öğrendiği Türkçe ve Türk geleneklerinden bahsedip, çok eğlenmişken, ertesi gün Twitter’da neredeyse Arjantin’deki tüm takipçilerini sinirlendirip, uzaklaştıracak bir mesaj atti Pablo.
Kız arkadaşı ile Buenos Aires’de dolaşırken, iki motosikletli hırsız tarafından polisin önünde hırpalanan ve soyulan Pablo, bu olayın ardından “Bu b.....n ülke hakkında ne diyebilirim ki? Sokakta yürürken soyuluyorsun ve polis hiçbir şey yapmıyor” diye bir tweet attı. Ardından “Buraya dönmek istemememin sebepleri işte böyle olaylar” diye devam eden, futbolcunun bu tweetleri hoş karşılanmadı ve gelen tepkiler Arjantin sosyal medyasında Mouche’yi bir numaraya getirmişti ki, ilk önce tweeti sildi, daha sonra da hayranlarından “öfke anında” düşünmeden yazdıkları için özür diledi.
Zordaki dev
Sezonun ortasından beri şampiyonluğa giden takımlardan çok küme düşme tehlikesi ile karşı karşıya olan Independiente ile ilgili yazıyorum. Hemen hemen her maçına gittiğim ve geçtiğimiz haftaya kadar da küme düşmeme şansı olan takımdı el Rojo.