Sizlere, yaklaşık iki yıldan bu yana kıyıda köşede kalmış İzmir hikâyelerini anlatmaya çalıştığım ‘Tarih Notları’ adlı bu köşe benim en büyük keyfim. Sıkça da Bornova’yı anlatırım, bilirsiniz... Anlatılacak o kadar çok şeyi olmasına rağmen yakın zamana kadar sanki biraz teğet geçilmiş gibidir Bornova.
Bornova’ya birazcık pozitif ayrımcılık yapmam o yüzdendir.
Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Tunç Soyer’in İzmir’le ilgili en önemli gelecek planlarından birinin turizm olduğunu biliyoruz. Bu vizyon çerçevesinde kendine yer bulabilmesi adına, futbolun ilk kez oynandığı, ilk atletizm ve bisiklet yarışlarının düzenlendiği Bornova’nın tarihsel ve turistik zenginliklerini kısaca hatırlamak yerinde olacaktır diye düşünüyorum.
Homeros Mağaraları
Avuçlarımızın içinde Homeros Vadisi ve Mağaraları gibi bir hazinenin var oluşu, Bornova için büyük avantaj. Avrupalının bizden daha iyi ve çok daha önce tanıdığı, yüzyıllardır bir kutsal alan gibi ziyaret ettiği Homeros Mağaraları, Bornova’nın dış turizme tahvil edilebilecek en büyük zenginliğidir.
Ege Üniversitesi Etnoğrafya Müzesi, dünya denizcilik tarihinde yer eden gemilerin muhteşem maketlerinin sergilendiği Arkas Deniz Tarihi Merkezi ve dünyanın en küçük kitabının da sergilenen parçalar arasında yer aldığı, Ege Üniversitesi Kâğıt ve Kitap Sanatları Müzesi, Bornova’nın önemli kent zenginlikleri arasında.
İzmir’in tarihini 5 bin yıldan 8 bin 500 yıl geriye taşıyan Yeşilova Höyüğü de Bornova sınırları içinde... Dünya arkeoloji camiasının ilgiyle izlediği kazılar, kent kimliği açısından da önemli.
Levanten köşkleri
Bornova Metro Durağı’nın yanındaki Sarı Köşk’ten başlayarak Suphi Koyuncuoğlu Anadolu Lisesi’ne kadar uzanan güzergâhta bir gerdanlığın üzerindeki inci taneleri gibi dizilen Levanten köşkleri, muhteşem mimarileri ve geniş bahçeleriyle Bornova’nın mücevherleri durumunda.
Geriye dönük 300 yıl içinde pek çok tarihi olaya tanıklık eden ve Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü, Padişah Abdülaziz, Padişah Abdülmecid, Lord Byron, Gustave Flaubert ve Yunanistan Kralı Otto gibi sayısız tarihi şahsiyete ev sahipliği yapan, 30’dan fazla Levanten köşkü, Bornova’nın muhteşem güzellikleri arasında. Daha pek çok zenginliği var Bornova’nın. İzmir’in hâlâ faal olan, en eski camisi Büyük Cami, yüzlerce yıllık Büyük Çarşı, iki adet kilise, 450 yıllık Dar-ül Kurra ve daha niceleri...
Bornova Belediye Başkanı Sayın Mustafa İduğ’un, ilçenin turizme hazırlanması konusunda kapsamlı bir çalışma içinde olduğunu biliyorum. Kendisinin “Büyükşehir Belediyemizin öncülüğünde yaşama geçirilecek olan turizm projeleriyle, ilçemize gelecek turistlerin bir kimlikle karşılaşmasını sağlamalıyız. Bunu da Homeros Vadisi ve Yeşilova Höyüğü ile yapabiliriz. Bu iki yer Bornovamızın kimliğidir” şeklindeki sözleri de bu konuda kuvvetli bir projeksiyona sahip olduğunun kanıtı.
Tunç Soyer de, Mustafa İduğ da turizme inanıyor. Turizm yolunda Bornova’nın adımları hızlanacak gibi görünüyor.
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024