Tanıyanlar iyi bilir...
Başta bu sütunlar olmak üzere fırsat bulduğumuz her yerde, durup dinlenmeden İzmir’i ve özellikle Bornova’yı anlatırız. Zaman zaman yakın arkadaşlar arasında kabak tadı verdiğimiz de olur ama, ne yapalım, bu topraklar aşkımızdır bizim.
Maksat bellidir aslında. Yaşadığı toprakları bilen ve kentine sahip çıkan bir kentlilik bilinci yaratmak.
Geçen hafta yine böyle bir toplantının konuğuydum. Çağdaş, okuyan, araştıran, bilimsel düşünen ve sorgulayan öğretmenler yetiştirmek için Eğitim Fakültesi öğrencilerine burs vermeyi amaçlayan Kurşun Kalem Eğitim Vakfı tarafından düzenlenen organizasyonda Bornova’daki Levanten köşklerini anlattım. Bornova Belediye Başkanı Dr. Mustafa İduğ da konuklar arasındaydı. Ellerinde kâğıt kalem, anlattıklarımı unutmamak için not alanlar vardı. Merak eden insanlar varsa anlatmak da zevkli oluyor.
Mutlaka anlatılmalıdır zaten.
30’dan fazla muhteşem güzellikte köşk var Bornova’da. Hepsinin de muhteşem hikâyeleri var. Lord Byron’un, Yunanistan Kralı Otto’nun, Padişah Abdülaziz’in, Gertrude Bell’in konuk olduğu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün özel toplantılarını yaptığı, İsmet Paşa’nın, Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun, Falih Rıfkı Atay’ın bir süre konut olarak kullandığı köşkler bunlardan sadece birkaçı. Filmlere konu olabilecek ne olaylar yaşanmış bu köşklerde.
Eğitim amaçlı kullanılmalı
Bunlardan biri de Richard Whittall, diğer ismiyle Kanalaki Köşkü ya da Bornovalıların bildiği ismiyle, Suphi Koyuncuoğlu Ortaokulu C Blok’tur.
Türkiye’deki ilk otomobilin bu binanın ilk sahibi olan Richard Whittall tarafından Bornova’ya getirildiği söylenir.
Yaklaşık 1,5 ay önce restorasyon başladı Richard Whittall Köşkü’nde.
Evimiz sayılır... Hem mezunu hem de Suphi Koyuncuoğlu Okulları Mezunlar Derneği Kurucu Başkanı olarak merak ettim ve gittim. Sağ olsunlar, çok ilgilendiler. Neler yapıldığını ve neler yapılacağını detaylarıyla anlattılar.
Restorasyon kısa süre içinde bitecekmiş. Bu sevindirici bir haber ama restorasyon bittikten sonra binanın okulun bir parçası olmaktan çıkarılacağı ve başka amaçlar için (idari vs.) kullanılacağı şeklinde Bornovalılar arasında tedirginlik yaratan haberler de dolaşıyor.
Doğru mudur değil midir, bilmiyoruz. Ama iyi biliyorum ki, Bornovalılar bu binanın en azından bir bölümünün Suphi Koyuncuoğlu Okul Müzesi olarak değerlendirilmesini çok istiyor. Kalan bölümlerin de müzik odası, resim odası ve yabancı dil laboratuvarı gibi, binayı yıpratmayacak şekilde 80 yıllık ruha uygun olarak, eğitim amaçlı kullanılması gerektiğini düşünüyorum.
Unutulmamalıdır ki, özellikle 90’lı yıllara kadar Bornovalıların çoğu, Suphi Koyuncuoğlu Lisesi ya da Ortaokulu’ndan mezundur. O köşkün içinde anıları vardır. Kısacası Richard Whittall Köşkü, Bornovalıların gözünde ayrı bir yere sahiptir, onların evi gibidir...
Evleri hakkında Bornovalıların söz hakkı olmalıdır değil mi?
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024