Hayatını anlattığı kitapta, albüm çıkarmak için kapısını çaldığı 19 müzik yapımcısından “Hayır” yanıtı almasına rağmen yılmadığını ve sonunda amacına ulaştığını okuduktan sonra Taylor Swift’i yakın takibe aldım.
Çünkü ibretlik bir öykü Taylor Swift’in şarkıcılık macerası...
Çok zengin bir ailenin kızı olan Taylor Swift’i, annesi 20’nci müzik yapımcısına götürürken, “Bu son... Oldu, oldu, olmazsa bu sevdadan vazgeç, babanın bankasında veya benim şirketimde yönetici olacaksın” der.
Girdiği müzik şirketinde meramını anlatan Taylor Swift’e görevli, doldurduğu CD’nin üstüne telefon numarasını yazıp, gösterdiği karton kutuya atmasını söyler.
O da öyle yapar ve müzik şirketinden bir yetkiliyle görüşemeden moral bozukluğuyla eve döner.
Birkaç gün sonra o müzik şirketinden Taylor Swift’e bir telefon gelir. Arayan, “Sesin ve fiziğin güzel, ama karaoke şarkılarıyla bir şey olmaz senden... Kendi şarkılarını okuman ve bir enstrüman çalarsan şansın var” der...
Önce gitar çalmayı öğrenir, sonra ise okul yıllarında yazdığı şiirleri besteleyen Taylor Swift, bugün 12 Grammy Ödüllü bir dünya starı...
Dünya çapında bir William Shakespeare uzmanı olan Profesör Sör Jonathan Bate’in, Taylor Swift hakkında The Sunday Times Magazine’e yazdığı makaleyi okuyunca, şarkıcının müzik yolculuğunun başında neler yaşadığını bir kez daha hatırlatmak istedim.
Düne kadar ‘Shakespeare profesörü’ olarak ün yapan bir akademisyen, şarkıcı için, “Taylor Swift Neden Bir Edebiyat Devi?” başlıklı bir makale yazıyorsa, önemsenecek bir olaydır bu...
Çünkü Shakespeare uzmanı profesör, hayatının en iyi gecelerinden birini şarkıcının konserinde geçirdiğini yazdı ve ekledi:
“Bu sadece kaliteli bir şov değil, Taylor Swift gerçek bir şair.”
İnancım o ki Taylor Swift, kendine inanan bir insanın, karşısına çıkan tüm engellere rağmen yılmadan savaşması halinde nereden nereye gelebileceğinin ve şarkıcının kapısını çaldığı 19 müzik yapımcısının yetenekten anlamadığının çarpıcı bir örneğidir.
Beste Açar’ın uzaylı hikâyeleri!
Daha önce bu konuda yaptığı açıklamalarda uzaylılarla temasa geçtiğini iddia eden Beste Açar, konuk olduğu ‘2. Sayfa’da işi daha da ileri götürdü. Yattığı esnada camdan bir ışık gördüğünü, ona doğru giderek, uzay aracına bindiğini anlatan şarkıcı, devamında olanları şöyle anlattı:
“Orada bana bazı temaslarda bulunuldu ve üzerimde deneyler yapıldı. Sonrasında da eve geri getirildim. Daha sonra birkaç kez daha aynısını yaşadım. Dünyada bunu yaşayan çok insan var. Orada o varlıkları gördüm. Çok uzun boylu ve griydiler. Ten ve deriden daha farklılardı. Orada hissettiğiniz koşulsuz bir sevgi bağı. Çok korkunç değil. Seçildiğiniz için de teşekkür ediyorsunuz. Katıldığım eğitimlerden ve eğitmenlerden öğrendiklerimden sonra yaşadığım şeyin rüya olmadığını anladım.”
İstediği insanla iletişim kurabildiğini ve enerjiyle her şeyin mümkün olduğunu söyleyen Açar, sözlerine şöyle devam etti:
“İstediğim bir insanla iletişim kurabiliyorum. Koşulsuz alanda, koşulsuz sevgiyle istediğiniz zaman her şey mümkün. Şükürler olsun ki iyi ki bu yolu seçtim. Beni korkutan bir şey yaşamadım. Derslerimde enerjiyle burnunu, göz altı morluğunu ve göz rengini değiştirenler oluyor. Gözünün rengini değiştireni gördüm. İnanarak her şey mümkün.”
Mustafa Topaloğlu’nun ‘uzaylı’ olduğuna inananlar, Beste Açar’ın anlattıklarını inandırıcı bulabilir.
ABD ve Rus kozmonotlar, yıllardır uzaya gidip geliyor, şu ana kadar “Uzaylılarla karşılaştık” diyen olmadı aralarında, ama Beste Açar, İstanbul’daki evinin yatak odasından uzaylılarla temasta...
Buna rağmen haber kanalları CNN International ile BBC, Beste Açar’la temasa geçip, onu dünyaya, “Uzaylılarla temas kuran ilk insan” olarak tanıtmadıysa ve Discovery, Nat Geo gibi belgesel kanalları kapısında kuyruk olmamışsa, demek ki inandırıcı gelmedi onlara şarkıcının uzaylı hikâyeleri...
Herkese şeker tadında bir Ramazan Bayramı diliyorum.
GÜNÜN SÖZÜ
“İnsan için en zor olan şey, her gün insan kalmaktır.” (Cengiz Aymatov)