90’lı yıllardan beri müzik ve eğlence dünyasının önemli isimlerinden biri olan Cenk Eren, durup dururken sosyal medyasından bir dizi ilginç paylaşım yaptı. İşte şarkıcının yazdıkları:
“Şimdi bana diyeceksiniz ki, ‘Cenk, neden 20 sene sonra bu konuyu açıyorsun?’ 20 sene sonra açmamın sebebi, ben geçen sene bu işin gerçeğini öğrendim. Hatta geçen seneden beri çok düşündüm, bunu tekrar gündeme getirip getirmemeyi. Çünkü bunu ben, bu yüzden bir arkadaşımı suçladım, bir şarkıcı arkadaşımı ve yıllarca küs kaldım onunla. Onun yaptığı söylenmişti bana. Ama şimdi her şey ortaya çıktı.
Açıklayayım size, neden böyle oldu, niye böyle yapmışlar. Ben, onlar için her zaman bir bar şarkıcısı olarak kalmalıydım. Öyle istiyorlardı. Benim konser vermemi, benim albüm yapmamı, benim televizyon programı yapmamı, benim kurumsal işlerde olmamı istemiyorlardı. Çünkü onlar sırf kendileri için her şeyi istiyorlardı.
Aramızdaki fark şuydu:
Onlar da çok iyi şarkıcıydı
“Dilan Polat hapse girdiğinde acaba Hilal Saraç onun yıldız falına bakmış mıdır?
Baktıysa ne görmüştür?
Oraya buraya soruşturdum, evet bakmış. Dışardaki astrolog, içerideki fenomenin yıldız falına bakmış ve şunu söylemiş:
‘Bir iki hafta içinde çıkacak...’
Nitekim çıktı...”
Bu yazının başına hiçbir itirazım yok, ama sonucuna var.
Çünkü doğru değil.
ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze’yi ‘Akdeniz’in Rivierası’ yapıp, Filistinlileri vatanlarından etme planlarının yanı sıra ülkeleri askeri güç veya ekonomik yaptırımla dize getirme tehditlerinin tartışıldığı dönemde ilginç bir belgesel izledim. Anlatılan olay 32 yıl öncesinden ama belgesel yeni.
1993’te Somali’nin başkenti Mogadişu’da yapılan operasyondan gerçek görüntülerin de kullanıldığı, ABD askerleriyle Somalili savaşçıların olan biteni anlattığı ‘Kara Şahin Düştü: Mogadişü Muharebesi’ ibretlik bir belgesel.
Bu belgesel sayesinde dünyanın süper gücü ABD’nin kimsede olmayan teçhizat, silah ve ordunun gururu Black Hawk (Kara Şahin) helikopterleriyle 34 Ekim 1993’te yaptığı operasyonun nasıl hüsranla sonlandığını, kazanan tarafın “Ya zafer ya ölüm” diyen Müslümanların olduğu gerçeğini bir kez daha hatırlattı izleyenlere...
Somalililer, ellerindeki tüfeklerle dünyanın süper gücüne karşı gösterdiği direnişte ciddi kayıplar verdi, ama
Kendine özgü davranışları ya da karakteriyle başkalarından ayrılan özel kimseler için kullanılan nevi şahsına münhasır tabirini çok severim. Bu haftaki konuğum Hazal Türesan’ın tam da böyle biri olduğunu bilhassa vurgulamak istedim. Bu röportajı okuyunca onu tanımlarken niye bu tabiri kullandığımı daha da iyi anlayacaksınız.
23 yaşında en mutlu olacağı mesleğin ne olduğuna karar verince Uluslararası İlişkiler bölümündeki eğitimini üçüncü sınıfta bırakıp konservatuvar sınavlarına giren Hazal Türesan, üçüncü sezonundaki “Küvetteki Gelinler”in yanı sıra prömiyerini yeni yapan ve 18 Şubat’ta Baba Sahne’de seyirci karşısına çıkacak Vigor Kültür Sanat ve Kumbaracı50’nin “Salıncak” adlı tiyatro oyununun da yıldızı. Dizi çekimlerinin yapıldığı Adana ve tiyatro oyunları nedeniyle İstanbul arasında mekik dokuyan Türesan’la keyifli bir röportaj yaptık.
Şu anda “Salıncak”la sahnedesiniz “Küvetteki Gelinler” oyunu devam ediyor. Size “Bu oyunlarda
Son yıllarda merhum Zeki Müren aleyhine yaptığı çıkışlarla gündem olan ve ölünün arkasından konuştuğu için bir hayli eleştirilen Özdemir Erdoğan, şimdi de rap müzik yapanlara taktı.
Esenler Belediyesi’nin Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Kampüsü’nde düzenlediği ‘Radyonun Yıldızları’ ödül töreninde kendisine layık görülen ‘Onur Ödülü’nü Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu’dan aldıktan sonra şunları söyledi:
“Hep düşünüyorum ben, niye günümüzde eski şarkılar gibi kıymetli eserler üretilemiyor? Bunun suçlusunu buldum ben. Eskiden cep telefonu yoktu, televizyon da yoktu. Sanatçı kendi dünyasında rahatsız edilmeden derin bir sessizlik içinde eser üretebiliyordu. Şimdi üç dakikada bir cep telefonu çalıyor. Sizi meşgul eden bir sürü şey var. Bir de günümüzde iş artık buraya kadar geldi; rap, hip hop falan filan gibi... Ben bunları az müzik çok laf diye nitelendiriyorum.”
Özdemir
Amsterdam Üniversitesi, Avusturya, Fransa, Almanya, Hollanda ve İsveç dahil 17 AB üyesi ülkenin yanı sıra İngiltere, ABD ve Avustralya’nın da aralarında bulunduğu geniş bir coğrafyada ilginç bir araştırma yaptı.
26 ülkeden 8 bin 198 milletvekilinin 32 milyon tweet’i incelenerek yapılan araştırmayla ilgili Amsterdam Üniversitesi’nden Petter Törnberg, şunları söyledi:
“Aşırı sağcı popülistler, demokrasileri istikrarsızlaştırmak ve siyasi avantaj elde etmek için yanlış bilgileri bir araç olarak kullanıyor. Bulgular, politika yapıcıların, araştırmacıların ve kamuoyunun yanlış bilgilendirme ve aşırı sağ popülizminin iç içe geçmiş dinamiklerini anlamaları ve ele almaları için acil ihtiyaç olduğunu gösteriyor.
Aşırı sağcı popülistler, kendi bakış açılarını güçlendiren alternatif medya ekosistemleri yaratmada ve kullanmada etkili oluyor.
Bu ekosistemler, yanlış bilgileri yayıyor ve aşırı sağ popülist hareketleri şekillendiriyor. İdeolojik mesajları güçlendiriyor, seçmenler arasında bir
13.Olağan Genel Kurulu’nu 4 Aralık 2024 tarihinde yapan Musiki Eseri Sahipleri Grubu Meslek Birliği (MSG), 27 Şubat’ta bu kez Olağanüstü toplanacak. Başkan Ferhat Göçer, Olağanüstü Genel Kurul kararını MSG’nin sosyal medya hesabından şu sözlerle duyurdu:
“Değerli meslektaşlarım, kıymetli MSG üyeleri. Geçtiğimiz iki ay içerisinde sektörümüzde yaşanan çok önemli gelişmeler neticesinde hayati öneme sahip iç tüzük ve yönergelerimizde siz üyelerimizin lehine olacak bazı değişiklikler için Olağanüstü Genel Kurul’a gitme kararı aldık. Başta avans ve sağlık sigorta sistemi olmak üzere bazı önemli değişiklikleri görüşünüze ve onayınıza sunacağız. Bu yönerge değişiklikleriyle hedefimiz zorlu ekonomik şartlarda bir nebze olsun size destek olabilmek.”
Olağan Genel Kurulu’nu aralıkta yapan MSG, müzik sektöründe ne gibi önemli gelişmeler oldu da iki ay sonra Olağanüstü Genel Kurul kararı aldı?
MESAM avans veriyor
Bu konuda bana gelen bilgi şuydu:
MESAM, son Genel
İngiltere’ye ve Londra’ya birçok kez gitmişliğim var, ama Hüseyin Özer’in sahibi olduğu ve müşterilerine sağlıklı yemekler servis ettiği Sofra Restoran’a hiç yolum düşmedi.
Film gibi hayat hikâyesini ve başarı öyküsünü medyadan ilgiyle takip ettiğim ünlü şef Hüseyin Özer’le hakkındaki ‘Husin’ belgeselinin tanıtımı için geldiği İstanbul’da bir araya geldik.
Tokat, Reşadiye’nin Doğantepe Köyü’nde doğan, babasından boşanınca başka bir evlilik yapan annesinin okul yerine, “Git para kazan ve babanı vurmak için silah al” diye Ankara’ya gönderdiği Hüseyin Özer’in öyküsünü bu kez bizzat kendisinden dinledim. İşte Özer’in Tokat’ta başlayıp Londra’da süren 76 yılının özeti:
“Ankara’da ilk olarak çakmaklara gaz doldurarak kazandığım parayla ancak karnımı doyurdum. Umumi tuvaletlerde, kömürlüklerde yattım. Tuvalette bekçilik yaptım.
Öldüreceklerimin listesini yaptığım bir