Türkiye ile Rusya arasında yapılan İdlib anlaşmasıyla Suriye’de gerginlik azalırken, Esad rejiminin bölgede kirli oyunları devam ediyor. Bu oyunlar Washington D.C’de de sıkça gündeme gelmeye başladı. Bilhassa ABD Suriye Temsilcisi James Jeffrey ve ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Kelley Kraft’ın Türkiye ve İdlib ziyaretleri sonrası, Trump yönetimi içinde “Suriye’yi ihmal etmeyelim” sesleri yükselmeye başladı.
ABD artık koronavirüsün yeni merkezi olurken, dünya bu virüsü yenmek için her türlü aşı ve ilacı da denemeye devam ediyor. En önemlisi de, devletlerin koronavirüsle mücadelesinin şeffaf şekilde kamuoyu ile paylaşılması. Dünya Sağlık Örgütü’nün Esad rejimine koronavirüs test kitleri yolladığı ancak bunların mülteci kampları dahil, mağdur olan bölgelere yollanmadığını öğrendik.
9 yıldır süren savaştan dolayı birçok hastane ya yıkılmış ya da kullanılamaz hale gelmiş. Aralık ayından bu yana 84 hastane ve sağlık tesisinin zarar gördüğüne, yüzlerce sağlık
ABD’de koronavirüs vakaları gün geçtikçe artıyor ve sayı neredeyse 30 bine dayanmış durumda. Özellikle New York, en çaresiz durumdaki eyaletlerden.
New York Belediye Başkanı Bill de Blasi’nun sert şekilde eleştirdiği Başkan Donald Trump, bu hafta sonu New York eyaletine acil federal yardım emri verdi.
Zaman zaman bazı caddelerde askeri araçların da görüldüğü ABD’de de, panik ve korku havası hala devam ediyor.
Koronavirüs’le mücadelede geç kalınırken, ülkenin sağlık sistemindeki açıklar da iyice ortaya çıkmaya başladı.
Beklenmedik şekilde ortaya çıkan Koronavirüs, 2020 yılının tüm gündemini alt üst etmiş durumda. ABD’de de 2 bin 500’ü geçen kesinleşmiş vaka ve 50 kişinin hayatını kaybetmesiyle panik havası tüm şehirleri sardı. Başkan Donald Trump’ın acil durum ilan etmesi dışında, 39 eyalet de, kendi kararlarıyla olağanüstü hal ilan etti. Başkan Trump, geç önlem aldığına yönelik ciddi tepkiler üzerine şimdilerde neredeyse her gün basın toplantısı yapıp, kamuoyunu bilgilendiriyor. Özellikle virüsün yayılması, gerekli testlerin zamanında yapılamaması, hatta eyaletlerin testler için belirli bir kota getirmesi tepki yarattı. Sağlık sigortası olanlar teste 600 dolar, sigortası olmayanlar ise 1500 dolar ödüyordu... Trump’ın acil durum ilanı ve Kongre’den geçirilecek yeni tasarıyla, herkese ücretsiz test imkanı sağlanmış olacak.
ABD Hastaneler Derneği verilerine göre, yatak kapasitesi 924 bin 107, yoğun bakım ünitelerindeki yatak kapasitesi ise 46 bin 825. Bununla birlikte ülke nüfusu 327 milyon. Sadece yatak kapasitesi
Türkiye’nin Rusya ile İdlib mutabakatı öncesinde, ABD ile yaşanan gelgitlerin ne anlama geldiğine göz atalım. ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey ile BM Daimi Temsilcisi Kelly Kraft, iki günlük Türkiye ziyaretlerinin olumlu geçtiğini söyleseler de, Jeffrey’nin, Washington’a dönüşünde “Türkiye konusunda birçok fikir ayrılıklarımız var” demesi, iki ülke ilişkilerinin ne durumda olduğunu ortaya koyuyor. ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), İdlib operasyonu sırasında Türkiye’ye askeri alanda desteğini belirtirken, Dışişleri Bakanlığı, “Türkiye’ye destek için seçenekleri değerlendiriyoruz” demişti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye’de 34 askerimizin şehit düşmesi sonrasında Başkan Trump’ı arayarak görüşmüş, Trump da “Cumhurbaşkanı Erdoğan’la Patriot sistemlerinin
tedariki konusunda konuşuyoruz” açıklaması yapmıştı. Bunun sonrasında ise ne Beyaz Saray’dan ne de kendisinden daha sonra hiçbir
“düzgün” açıklama
Türkiye’nin İdlib’de, Esad rejimine karşı askeri operasyonu devam ederken, Başkan Donald Trump sıcağı sıcağına, Türkiye’ye Patriot füzelerinin tedarik edilmesi konusunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la konuştuğunu dile getirdi. Anladığımız kadarıyla iki liderinin İdlib konusunda telefonda tekrar görüşmesi an meselesi.
Türkiye’nin İdlib’de dört hedefi var:
Sahada rejimin saldırganlığını durdurmak
Kalıcı ve bağlayıcı bir ateşkes sağlanması
Mültecilerin korunması ve sınırda mülteci yoğunluğun azaltılması
Şehit olan kahramanlarımızın kanının yerde bırakılmaması
Esad ve destekçilerinin Türk askerlerimize yaptığı hain saldırı sonrası gözler ABD’ye çevrilmiş durumda. Bir kesim ABD’nin Türkiye’ye İdlib konusunda destek vermeyeceğini ön görürken bir kesim de Türk-ABD ilişkileri açısından İdlib’in yeni bir fırsat olduğunu düşünüyor. Son 5 günde yapılan açıklamalara bakarsak ABD net bir şekilde “Türkiye’nin yanındayız” mesajı veriyor. Bilhassa Beyaz Saray ve ABD Dışişleri Bakanlığı
Rand Corporation, yakın zamanda “Türkiye’nin Milliyetçi İstikameti ve bunun ABD-Türk Stratejik Ortaklığı ve ABD Silahlı Kuvvetleri Üzerindeki Etkileri” başlıklı raporuyla gündeme gelmişti. 276 sayfalık raporda yer alan, Türk ordusuna atıfla “Orta kademe askerler rahatsız, yeni darbe girişimi olabilir” şeklindeki cümle, Türkiye’de ciddi tartışmaya neden olmuştu.
Söz konusu Rand Corporation, 1948’de askeri planlama, araştırma ve karar geliştirme amacıyla ortaya çıkan bir kuruluş. Kaliforniya’da kurulu Rand Corporation’ın, 50 farklı ülkeden 1950 çalışanı var. Rand’ın geliri geçen yıl 345 milyon dolarmış. Bu gelirin yarıdan fazlası da, ABD’nin resmi devlet kurumlarından geliyor. Genel sıralamaya baktığımızda, ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) ve güvenlik ajanslarından 61 milyon dolar, İç Güvenlik Bakanlığı’ndan 46 milyon, Kara Kuvvetleri’nden 40 milyon, Hava Kuvvetleri’nden de 49 milyon dolar bağış almış. Dolayısıyla devlet desteğini arkasına almış Rand’ın söz konusu raporu için “Bu rapor
Berlin’de yapılan Libya zirvesinde az çok olabilecekler biliniyordu. ABD’nin Libya konusunda tutumu hala net değil. Her ne kadar ABD Dışişleri Bakanı Pompeo, ateşkesten yanayız mesajları ile Berlin’de hazır bulunsa da, hem Doğu Akdeniz hem Libya konusunda soru işaretleri var.
Hatırlanacağı üzere ABD Dışişleri Bakanlığı geçen sene, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de sondaj faaliyetleri nedeni ile derin kaygı duyduklarını ifade etmişti. ABD’nin Güney Rum ve Yunanistan eğimli bir politika izlediğini artık herkes biliyor. Üstüne, Doğu Akdeniz’i Türkiye ve KKTC’nin tepkilerine rağmen tek yanlı parsellemeye çalışan Kıbrıs Rum yönetiminden ihale alan Amerikan enerji şirketi ExxonMobil, Ada’nın güneyinde sondaj çalışmalarına 2018’de başladığını ve bu olayla krizin çıktığını da hatırlatayım.
Başkan Trump’ın Obama dönemindeki Libya politikasını devam ettirdiği görülüyor. 7 Nisan 2019’da ABD beklenmedik şekilde Libya’dan askerlerini çekmişti. Bilhassa çekilme sırasında ‘Ulusal Mutabakat
2020 yılına girdiğimiz anlarda dünya, ABD Başkanı Donald Trump’ın talimatıyla düzenlenen operasyonda İran Devrim Muhafızları Ordusu’na (DMO) bağlı Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani’nin öldürüldüğünü öğrendi. Herkes 2020 yılına ilişkin iyi niyet ve barış temennilerini sunarken, Ortadoğu’da gerginliklere yeni bir kriz daha eklenmiş oldu. Sonrası malum... İran’nın başarısız misillemesi, Ukrayna uçağının düşürülmesi, karşılıklı atışmalar ve Trump’ın Tahran’a karşı tatlı-sert açıklamaları. Şimdilik Ocak ayının özeti bu.
Yıl içinde de ABD ile İran arasındaki gerginlik sürecek. ABD, İran’nın Irak’ta etkili bir politika yürütmesini engellemek için elinden geleni yapacak. 9 ayrı üste 5 bin 200 askeri bulunan ABD’nin, Irak yönetimine karşı da daha baskıcı bir politika izlemesi bekleniyor. Bölgede bu gerilimi fırsat bilen birçok komşu ülke varken, samimi olarak bölgede kriz ve gerginlik istemeyen tek ülke de Türkiye! ABD cephesinde de Türkiye’nin