Nwakaeme’yi izlemek büyük keyif; hem atıyor hem attırıyor… Ceza sahasında topla yaptığı hareketlere kaza tespit tutanağı düzenlense yeridir; bir ayağı kısmen süründürüyor, diğer ayağı resmen bitiriyor… Dün de Trabzonspor’u ayakta tutan, Yeni Malatyaspor’u bitiren adamdı bordo-mavili takımın ayak içi profesörü...
Trabzonspor maça iyi başladı başlamasına da, Ömer Şişman’ın kafasından golü yiyene dek kaçırdığı pozisyonlar, Trabzonsporlulara adeta saç-baş yoldurttu… Kaçan pozisyonlar sonrası, kontağı çalışmayıp bayır aşağı vurdurulan araba gibi ses çıkartan futbolseverlerin de sayısı az değildi hani!
Bordo-mavili oyuncular girdikleri pozisyonlardan birini gole çevirse; skor çok daha farklı olabilirdi…
Hâlbuki o kadar telaşa gerek yoktu… Ligde rahatsın, Avrupa biletin cebinde, arkandan kovalayan yok, en yakın rakibine fark atmışsın, iyi de takımsın… Basit oynasalar, gol pozisyonlarında egoist davranmasalar maçın hemen başında gol ya da golleri bulup rahatlayacakken, yine bir akıl almaz bir savunma hatası… Trabzonspor gibi bir takımın defansı bu tip hataları yapmamalı…
Ömer’in de hakkını teslim edelim, ayakta uyuttu Trabzonspor’un stoperlerini… Gerçi Ömer de Trabzonspor
Süper Lig’in sona ermesine 7 hafta kalmış… Bursaspor için her maç final… Son iki sezon gördükleri korkulu rüya, bu yıl gördüklerinin kopyası adeta… Bir umut denerek Mesut Bakkal göreve getirilmiş. Geçmiş yıllarda da alt yapıdan Mustafa Er’e emanet edilmiş, son nefeste ligde kalmayı başarmıştı yeşil-beyazlı takım…
Süper Lig’de şampiyon olmuş Bursaspor’un düştüğü duruma bakın… Futbolda dün yok, an var, yarın var… Halbuki Bursaspor’un alt yapısı da Trabzonspor’un alt yapısı gibi, potansiyel var ama... Trabzonspor‘da moraller yerinde, üstelik çok da formdalar…
Maç öncesi ‘’Trabzonspor’un hücum gücünün inanılmaz yüksek olduğunu” söyleyen Mesut Bakkal, bordo-mavili takımın forvetini besleyecek tüm yolları, başka bir ifadeyle orta sahanın pas bağlantılarını ( Sosa, Abdülkadir Parmak) kesmeyi başardı… Ne Ekuban ne de Nwakaeme istedikleri topları alamadı… Trabzonsporluların “Bay beyin” adını taktıkları Nwakaeme’nin bir topunun direkten dönmesi Trabzonspor’un bu yıl direklerden neler çektiğinin en büyük göstergesiydi… Rakiplerin durduramadığı Nwakaeme’yi direk durdurdu da diyebilirsiniz o pozisyona!
Ünal Karaman, ikinci yarıya Olcay’ın yerine Abdülkadir Ömür’ü oyuna alarak başladı…
Milli maçlardan ve seçimlerden dolayı lige verilen ara; futbolu ne kadar çok sevdiğimizi bir kez daha hatırlatmış oldu bizlere… Lige verilen ara; takımlara ilaç oldu, kamp dönemi gibi geldi adeta… O anlamda Trabzonspor’un yedek kulübesi de zenginleşmiş oldu… Kalelere gelen ilk top gol oldu dün gece; oyuncular maça ısınmadan, ne olduğunu anlamadan! Antalyaspor’un attığı gol, Trabzonspor’un inanılmaz defans hatasından, Doukara’nın foto muhabirlerine poz verircesine; enfes vuruşu…
Kırmızı-beyazlı takımın en büyük kozu defans arkasına atılan toplarla, hızlı adamlarıyla sonuca gitmek… Bu fırsatı da Amilton ile de yakaladılar… Uğurcan’ın doğum günü ve o günkü şansından olsa gerek, meşin yuvarlak direkte patladı! Bordo-mavili takımın attığı gol, futbol okullarının alt yapılarında çocuklara ders olarak gösterilecek ve anlatılacak türden… Nwakaeme’nin sürdüğü topu Yusuf’a verişi, Yusuf’un Olcay ile paslaşması, Olcay’ın kaleye orta şut karışımı yolladığı topu takip eden Nwakaeme’nin bitirişi… Ya Olcay’a, rakibe baş döndüren, yön şaşırtan çalımlarıyla attırdığı gole ne demeli? Bordo-mavili takımın ikinci yarı alan daraltan, rakibi bunaltan etkili oyunu Antalyaspor’a zor anlar yaşattı…
Dünyaya gelen bebelerin kulağına ezan okunduktan birkaç ay sonra Trabzonspor marşları dinletilmeye başlanır...
Forması, bordo-mavi elbisecikleri o yaşta alınmaya başlar… ( Doğumdan önce alanlar çoktur da…)
Formanın arkasına “ Trabzonspor’un maçı var dediler, dokuz aylık yoldan geldim” yazılır…
Bordo-mavi elbiseciklerin önüne de “ minik hamsi” yazdırılır…
Beşikleri başta olmak üzere odaları bordo-mavi renklerle donatılır…
Geçmişten günümüze Trabzonspor formasını giyen başarılı futbolcular tanıtılır…
Kısaca o çocuklara hep Trabzonspor anlatılır...
O, 50 yaşlarında, yarım akıllı, ağzında sağlam birkaç dişi, elbisesi çok dikişli, kafasında birkaç tutam saçı, kendi halinde yaşayan biriydi köyümüzde…
Üç-beş kişinin sığabileceği büyüklükte, çatısı teneke kaplı, ahşap kaplı barakada ayakkabı tamir ederdi beldemizde…
“ Sen ne iş yaparsın?” diye soranlara:
“ Deliğe göre yama yapıyorum” lafını anında yapıştırırdı bizim köylü Hasan Ali…
***
Hünerli ellerinden geçen ayakkabılar yenisinden sağlam olurdu.
Kazandığı parayı “ Allah bereket versin” der, bir sağdan, bir soldan yanaklarına sürer, sonra da büzüştürerek sarı mendilinin içerisine sokuştururdu…
Gemici düğümü atılan mendil eve gidilince çözülürdü ancak. Mendilinde büzülen kağıt paralar özenle katlanılarak evin gizli bölümünde saklanırdı. Saklanan o paralar tedavülden kalkana kadar da gün yüzü görmezdi!
15 Mart 2003’te ayrıldı aramızdan…
Ölüm yıldönümüydü geçtiğimiz hafta Trabzonspor kaptanı efsane dozer Cemil’in…
“Öldü” denildiğine bakmayın, o, Trabzonsporluların kalbinde yaşıyor-yaşatılıyor, yaşatılacak da!
***
Memur ve işçinin maaş aldığı gün vermişti son nefesini, bir akşam vakti…
Ayın 15’i olmasına rağmen cebinde eski parayla 5 milyon TL vardı, Trabzonspor’un kuruşa ihtiyacı olduğu dönem eşinin bileziklerini bozdurup Trabzonspor’a veren adamın…
***
Erzurum’un denizden yüksekliği 1900 m. Alışık olmayanlar etkilenir bu rakımdan… Vücut başlarda oksijen azalmasından kaynaklı nefes almada zorlanır, kalp atışları hızlanır… Vücutta gerçekleşen bu değişimin kişiden kişiye değiştiğini de belirtelim…
Erzurumsporlularda moraller Erzurum’un soğuğu gibi; sıfırın altında… Sahada oynayanlar farklı mıydı sanki; kafalarında adeta bitirmişler ligi!
Trabzonspor maçını kazanmış olsaydılar “ bir umut ” deyip, devam edebilirlerdi… Saman alevi gibi yanıp sönen oyunlarıyla girdikleri pozisyonlar vardı, onların da gol olmasına müsaade etmedi Uğurcan Çakır… Karşılaşmanın başında direkten dönen top onlar adına ligin özeti gibiydi!
Bilhassa ilk yarı kötü oynadı bordo-mavililer. Hatta bir kişi eksik oynadılar. Amir’i hiç yoktu mesela…
Bunlara ek olarak, Trabzonspor’da hatlar/ oyuncular arasındaki mesafe Erzurum, Trabzon uzaklığı kadardı!
Orta sahada oluşan boşlukları doldurmak, açıkları kapatmak için elinden geleni yapan kaptan Sosa, günün en fazla koşan oyuncusu olmuştur herhalde!
Demem o ki; BB Erzurumsporlu oyuncular, Trabzonspor’un bu zaafından da faydalanamadı… Bir de Trabzonspor’un atağa kalkarken kaptırdığı topları katın işin içine...
Real Madrid’i Şampiyonlar Ligi’nden eleyen Ajax’ın yaş ortalaması 22. 8… Maliyeti 55 milyon Euro. Son 10 yılda 24 futbolcu sattı, 281 milyon Euro elde etti… 1971 yılından bu yana altyapıdan 733 oyuncu çıkarttılar…
Biz niye yapamıyoruz? Biz niye başaramıyoruz? Futbolu, futboldan anlamayanlar yönetiyor…
Altyapılarla uğraşmak istemiyoruz... Gelecek 10 yılı değil günü kurtarmaya çalışıyoruz. Kimse kusura bakmasın, yalandan-dolandan altyapı konuşuyoruz. Transferlerde aramıyoruz, araştırmıyoruz, scout ekiplerini kullanmıyoruz… Takımlarda altyapıdan gelen oyuncuların oynaması konusunda gönüllü değiliz…”
Şansal Büyüka’nın dün gazetemiz Milliyet’te yayımlanan “ Ajax’ın verdiği ders” başlıklı yazısından birkaç cümle paylaştım özetle…
( Yazının tamamını okumanızı tavsiye ederim )
***
Dert yanan, dert edinen, sitem eden ve soran Şansal ağabeye katılmamak mümkün değil…