Aksal Yavuz

Aksal Yavuz

aksalyavuz@hotmail.com

Tüm Yazıları

İki takım için dönüm, kendine gelme maçı…

Ne Beşiktaş’ta ne de Trabzonspor’da işler yolunda gitmiyor… Kazanan derin bir nefes alacak; moral bulacak… Kaybedenin neler yaşayacağı, neler olacağı; ‘arkası yarın’…

İki takımın birbiriyle oynadığı maçların keyfine de deyim olmuyor ayrıca…

Dün akşam ilk yarı oynanan futbol eski maçları arattı ama Sosa’yı izlemek hakikaten müthiş keyif.

Attığı ilk gol, ressamın çizdiği doğa manzarası, ikinci gol de dalgalı deniz tablosu kadar güzeldi... Kuryenin mola vermeden yürüyemeyeceği mesafeden attığı gollerde, Dorukhan ve Necip’in şanssızlığı vardı tamam da, meşin yuvarlağın da canı var, o da tarafını topa iyi vuran ve iyi oynayan Sosa’dan yana kullanmış oldu!

Haberin Devamı

Uğurcan’a ilk yarı pek iş düşmemesisin en sebebi; bordo-mavili takımın en büyük zaafı rakibe boş alan vermesi, alan daraltmaması idi. Dün akşam bu hataya düşmediler; iyi alan kapattılar, top yaptılar ve de iyi mücadele ettiler...

İkinci yarı skorun da verdiği özgüvenle daha iyi oynadı, semsiye gibi açılıp, semsiye gibi kapandı bordo-mavili takım…

Nwakaeme’nin, Sörloth’e adrese teslim topu ve Uğurcan’ın aynı Nwakaeme’ye hızlı oynaması, Trabzonsporluların ‘ayağının içi canımın içi’ dedikleri Nwakaeme’nin 4. Golü atması fırtınanın sert estiğinin en büyük göstergesiydi…

Evet, dün akşam Uğurcan’a geçmiş maçlarda olduğu gibi pek ilk düşmedi fakat 86. Dakikadaki kurtarışı inanılmazdı… O pozisyon gol olsaydı; kalan dakikalar kalbinden sağlık sorunu yaşayan Trabzonsporlular için hiç de kolay geçmeyebilirdi…

Obi Mikel ve Kamil Ahmet’e de bir parantez açmak gerekir. Obi Mikel, bordo-mavi forma altında en iyi futbolunu oynadı, daha da iyi olacak diye umut ediyoruz… Kamil Ahmet’e gelince; uzun zamandır oynamamasına, maç eksiği ve üstelik mevkisi olmamasına rağmen, elinden gelenin en iyisini yaptı, deyim yerindeyse arı gibi çalıştı…

Uzun lafın kısası Trabzonspor, Beşiktaş maçında hayat buldu…